Bu nasıl iş!

Yani bu Kılıçdaroğlu’nun yaptığına akıl sır ermiyor… Meclis’e girmesi garanti olmayan iki adama yatırım yaptılar; yargı onları harcadı gitti… Ve şimdi siz CHP, arkadaşlarımız Meclis’e gelene kadar yemin etmeyeceğiz , diyorsunuz… 

Peki nazınız kime? 

Yargı erkine mi? 

Yürütme erkine mi? 

Yasama erkine mi? 

Bunların kimlerin elinde olduğunu bilmiyor musunuz? 

Hadi, poker deyimiyle konuşalım; yaptığınız bu blöfü kim yutar? 

Hangi Hakim ; Hangi Başbakan ; Hangi Meclis Başkanı ; Hangi Cumhurbaşkanı 

Ağam nerde; siz nerdesiniz … Görmüyor musunuz? 

Sistem tamamen onların elinde… Ve sizinle alay ediyorlar… Ve size oy veren vatandaşlar hem sizin için; hem kendileri için üzülüyorlar… 

Bu CHP’nin içinde hiç mi akıllı adam yok… (Yoksa hepsi mi çok akıllı?) 

Beyler etmeyin eylemeyin… Çok naz aşık usandırır… 

“Gelmicem işte… Yemin etmicem işte… Sana ne… Sana ne…!" Diye, diye… feci halde komik olduğunuzun farkında değil misiniz? 

Şunu yaparsanız anlarım : Onlar tarafından teslim alınan sistemi tümden inkar etmek ve tümüyle reddetmek…. Bunun sonu ne demek biliyorsunuz… 

- Devletin verdiği Milletvekili maaşını almayı reddetmek… 

- Meclise gelmeyi reddetmek.. 

- Milletvekilliğini reddetmek... 

- Ve nihayet Milletin Sinesine dönmek… Onlarla birlikte siyaset yapmak ve muhalefet yapmak… Bunu göze alabiliyor musunuz? 

İşte o zaman size “Yaşayın , Varolun!” derim… 

Hem maaşı al; hem istersem Meclise gelirim, istersem gelmem … de. Benim arkadaşlarımı bırakıncaya kadar yemin etmeyiz, de… Bunu sonuna kadar götürebilir misiniz? Biraz değil; çok zor... 

Ne diyor Başbakan… 

“Tükürdüklerini yalayacaklar…” diyor… Bu, varolan durumda ne kadar onur kırıcı ve ağır bir sözdür biliyor musunuz? Görüyor musunuz? 

Bu durumda ben de bir vatandaş olarak soruyorum: 

“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin başından ne zaman istifa ederek ayrılıyorsunuz? Çünkü bu işler sizin yapabileceğiniz işler değilmiş… Size akıl verenler de istifa etseler iyi olur… 

Çünkü Devlet idare etmek ciddiyet ister… “Ben küstüm… Ben oynamıyorum…!” demekle olmaz… Hey Halk Partililer , aklınızı başınıza alın… Bir şeyler yapın… Hepiniz akıntıya kürek çekecekseniz… Bu ne biçim parti… Bu ne biçim özgürlük… 

Hadi hep birlikte bir kayığın içinde , şelaleden aşağı doğru gittiğinizi görmüyor musunuz ? Biraz ayağa kalkın bakın be… Ne olacak bu işin sonu Sayın Baylar, Sayın Bayanlar (Sayın Milletvekillerim , diyemiyorum size...Nedeni belli!) …Hey, Meclistekiler; bizimkiler... Ayıp olmuyor mu? Ben şahsen utanmaya başladım... 

Hiç mi memlekette Akil Adam kalmadı yahu… Hayret bi şey…!