Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

Bu nasıl Müttefiklik?

Bu nasıl Müttefiklik?
 

Obama'nın özel temsilcisi Mc Gurk PYD'lilerle birlikte


Dost! ve müttefikimiz olarak lanse edilen Amerika tarih boyunca her sıkıştığımızda, bizi yalnız bırakmış, deyim yerindeyse arkamızdan vurmuştur.

Türkiye’nin 1945’de BM’ye üyeliğinin ardından 1945 yılında başlayan birçoğu gizli ikili anlaşmalar ile sözde dostluğumuz, 1952’de Nato’ya üyeliğimiz ile de resmen müttefikimiz olan Amerika. 12 Temmuz 1947 “askeri yardım antlaşması” ile ikinci dünya savaşında kullandığı çalışır ve arızalı olmak üzere elinde kalan atıl askeri araçlarını Türkiye’ye fahiş fiyatla satmış. Yapılan bu anlaşmaların satır aralarında Türkiye’ye bazı yaptırımları da sıkıştırarak Türkiye’nin stratejik bölgelerinde üslerini kurmuştu.

Müttefikimiz! Amerika 1912’de Trablusgarp savaşı sırasında Osmanlı’ya sözde eşitliği bozmamak adına silah ve mühimmat satmamıştı.  Cumhuriyet döneminde ilk askeri ambargosunu 1963-1964 Kıbrıs buhranı döneminde, 12 Temmuz 1947 “askeri yardım antlaşması” ile verdiği silahları anlaşmanın maddeleri arasında bu silahların hangi ülkeye  karşı kullanılıp kullanılamayacağına ABD’nin karar vereceğini. ABD’nin onayı olmadan silahların kullanılmayacağı maddesini hatırlatan 5 Haziran 1964 Johnson mektubu ile Türkiye’ye bildirmiş bundan dolayı da Türkiye elinde bulunan Amerikan silahlarını Kıbrıs’ta kullanamamıştı. 1947 de Cumhurbaşkanı olarak imzaladığı anlaşmanın detaylarını incelemeyen İnönü Johnson mektubu ile soğuk bir duş almıştı. Bu da o dönemde Türkiye’yi yönetenlerin basiretini ortaya oyması bakımından ibret vericidir.

Sözde dost ve müttefikimiz olan Amerika’nın Türkiye’nin önüne engel koyması bununa sınırlı kalmamıştır. Amerika her sıkıştığında, orta doğuda desteğe ihtiyaç duyduğunda topraklarını kendi topraklarını gibi, askerini kendi müfreze gücü gibi, Nato üssü adı altında kurulan üsleri kendi malı gibi kullandığı Türkiye, ne zaman sıkışsa, zor duruma düşse, düşmanlarına karşı askeri mücadeleye kalkışsa Amerika karşısına bent gibi durmuştur.

Amerika’nın Türkiye’ye attığı kazıklar sıralamakla bitmez;

Amerika 1971 yılında Nihat Erim hükümeti tarafından yasaklanan Haşhaş’ın 1974’de Amerika’nın ekimine müsaade edilmemesi yönündeki bütün ısrarına rağmen Ecevit hükümeti tarafından ekimine yeniden müsaade edilmesini ve Kıbrıs’a çıkarma yapılmamasını dayanak göstererek 1974’de Türkiye’nin Kıbrıs’a düzenlediği barış harekâtı sırasında yine askeri ambargo uygulamasına gitmişti.Sonrasında silah ambargosu 1978 yılında ABD Kongresi'nin kararıyla kaldırıldı.

Orta doğu ve Türkiye’de faaliyet gösteren terör örgütleri, 1960 darbesi öncesi öğrenci hareketleri ile 1980 darbesi öncesi sağ-sol çatışmaları adı altında kardeşi kardeşe kırdıran anarşi olaylarında yasadışı örgütlerin neredeyse tamamına yakınını kurduran, silah, mühimmat ile maddi ve manevi destekleri veren yine Amerika’dır.

Sözde Ermeni soykırımı meselesini de yine en çok gündeme getiren ülke Amerika’dır. Her yıl 24 Nisan'a yaklaşırken "Ermeni soykırımı meselesi" ABD temsilciler meclisine getirilir ve tartışılır. Türkiye’ye bu yalanı kabul ettirmeye çalışılır.

Körfez savaşları sırasında Irak’ta kurulan “çekiç güç” vasıtasıyla K.Irak’taki Peşmergelere yardım adı altında Türkiye’nin baş belası olan PKK’ya silah yardımı ile Türkiye’yi arkasından vuran müttefikimiz Amerika. 4 Temmuz 2003 tarihinde Irak'ın Süleymaniye kentindeki büroda görevli 11 Özel Harekât Timi Türk askerinin 100 kadar ABD askeri tarafından kafalarına çuval geçirip, elleri de arkadan bağlanarak gözaltına almıştı.

PKK’yı terör örgütü listesine alan Amerika’nın PKK’ya silah vermediğini iddia etse de. PKK’nın elindeki Amerikan yapımı silahların varlığı ve zaman zaman PKK’ya silah verdiğine ait bilgi, belge ve görüntüler ile bu sabitlenmiştir.

Geçtiğimiz Haziran ayında, Terör örgütü IŞİD’e karşı NATO üyesi ülkeler tarafından kurulan koalisyon güçleri, günlerce sınırın Suriye tarafındaki Türkmen ve Arap yerleşim birimlerini bombalamak suretiyle, bölgedeki nüfus yapısını Kürtler lehine değiştirmeye çalışmıştır.

Şimdilerde ise Amerika terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’yi bir başka terör örgütü olan IŞİD’e karşı kullanmasından dolayı olsa gerek, Türkiye’nin bütün uyarılarına ve hassasiyetine rağmen ısrarla terör örgütü olarak görmemektedir. Amerika bu tavrı ie Türkiye’nin ne kadar dostu ve müttefiki olduğunu ortaya koymaktadır.

Cenevre’de Suriye’nin geleceğinin masaya yatırılacağı “barış masası”’na ABD ve Rusya'ya rağmen Türkiye'nin bastırması sonucu Cenevre görüşmelerine PYD'nin davet edilmemesi üzerine ABD Başkanı Barack Obama, özel temsilcisini apar topar Kobani'ye göndererek PKK'nın Suriye uzantısı PYD’nin askeri kolu YPG'nin komuta kademesi ile masaya oturması. PYD'ye Suriye'nin yeni anayasasında yeni haklar vaat eden özel temsilci Mc Gurk, bir dönem PKK saflarında Türkiye'ye karşı silahlı eylemler gerçekleştiren YPG temsilcisi Polat Can'la samimi pozları bardağı iyiden iyiye taşırmıştır.

Türkiye’nin Amerika ile ilişkilerini, müttefik ve dostluğunu yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki tavrı ve kararlılığının sonuna kadar devam ettirilmesi gerektiğine inanıyorum. El-Kaide, Taliban, Hizbullah ve IŞİD gibi terör örgütlerine savaş açan koalisyon güçlerinin başını çeken Amerika,  İngiltere, İsrail’den daha tehlikeli bir terörist devlettir. PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’yi terör örgütü olarak görmemesi bundandır. “Ayıdan post, gâvurdan dost olmaz” sözü boşa söylenmediğini şimdi daha da iyi anıyoruz.

İbrahim Halil SİPAHİ

10.02.2016/Adana

Twitter.com/ihalilsipahi

 
Toplam blog
: 100
: 1366
Kayıt tarihi
: 12.08.14
 
 

Adana'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana'da Yüksek öğrenimini Konya Selçuk Üniversitesi Eğiti..