Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '11

 
Kategori
Seçim
 

Bu nasıl siyaset?

Bu nasıl siyaset?
 

Bu siyasete ayran içerim


Siyaset konuşulacak zamanda siyasetten soğudum. Televizyonlarda haber saatlerini, haber saatlerinde lider konuşmalarını dinleyemiyorum. Bu kadar seviyesi düşük bir seçim dönemi yaşadığımı da anımsamıyorum. Bülent Ecevit ile Süleyman Demirel’in en gerilimli siyaset zamanlarında duyduğum en sert söz “hükümetin başı” sözü idi, hayasızlık, şerefsizlik, adilik, vatan hainliği, satılmışlık, ahlaksızlık gibi sözleri o dönmelerden inanın hatırlamıyorum. Bazen göstericiler edepsizlik ederlerdi Demirel ve Adalet partisi için üniversiteler yürüyüş yapar ve “ata binmiş eşekler millet sizden ne bekler” gibi slogan atılırdı, Demirel buna karşılık “yollar yürümekle aşınmaz” gibi tarihe geçecek demokratik bir yaklaşımda bulunurdu ve o göstericiler üzerine milis güçleri göndereceğini söylemezdi. 

Türkiye benim aklımın erdiği yıllarda çoğunlukla sağ iktidarlarca yönetildi. Sadece Ecevit zamanında sosyal demokrat bir iktidar yaşandı. Hatta yıllarca sanki düşman kardeşmiş gibi görünen MHP Ecevit’le koalisyon yaptığında Türkiye örnek bir devlet adamlığı davranışı gördü sayın Bahçeli sayesinde. 

Bugün seçim meydanlarına baktığımızda gördüğümüz dağınıklık, havada uçuşan küfür seviyesine benzer atışmalar, ki her parti için geçerli bu sözüm, gelecek konusunda bende endişe uyandırıyor. Her konuda uçları yaşıyoruz, hem tepki konusunda, hem de yalakalık konusunda. Uygar, kültürlü ve kaliteli bir ortam görüntüsünden uzağız. 

Bu noktaya niye geldik, biz mi geldik bugünkü konjonktür mü bizi buraya getirdi? İkinci sebep nedeniyle biz buraya geldik. Türkiye cumhuriyet sonrasındaki en büyük değişikliği yaşıyor, belki bu değişim kibar ve nazik söylemlerle olacak bir değişiklik değil. Etnik fay hatları, iktidar yapısının el değiştirmesi, sermaye yapısının yeniden şekillenmesi, komşularımızdaki ve Kuzey Afrika’daki karışıklıklar, AB ile ilişkilerdeki kırılmalar, Türkiye’nin eksenindeki kayma veya yeni yorumlamalar mutlaka bir gerginlik yarattı ve bu gerginlikler ağızdan çıkan sözlerin endazesini kaydırdı. Çünkü söylediklerimin hiç biri için taraflar uzlaşma yolunu seçmediler. 

Seçimden sonra daha büyük bir gerginlik Türkiye’yi bekliyor, o gerginliğin adı” yeni anayasa” olacak. Eğer uzlaşmacı bir ortamda anayasa hazırlanmazsa bugünkü seviyeyi arar hale gelebiliriz, tartışmaların seviyesi iyice düşecektir. 

Bu gemide hepimiz varız ve bu gemide akıllılar, aptallar, sağlamlar, sakatlar, sağcılar, solcular, dinciler, dinsizler, Sünniler, aleviler, Mecusiler, Zerdüştler, Türkler, Kürtler, Süryaniler, Çeçenler, Yahudiler, Ermeniler var da var bu kadar insanı incitmeden yaşamak ve bir arada yaşamak zorundayız, bu konuda ancak ve ancak bizi yönetmeye talip olanlar örnek olabilirler. Biz biliyoruz ki” İmam yellenirse cemaat …… “. 

Yandaş olmadan vatandaş olmayı beceren akil insanlara gereksinim var, televizyonlarda çok bağırınca haklı olduğunu sanan insanları azaltmaya ihtiyaç var, zıt fikirleri uygarca bir arada tartışabilen insanlara ihtiyaç var, küfür ve kavgayı reyting için teşvik etmeyen insanlara ihtiyacımız var. 

Ben oyumu sadece vatandaşlık görevimi yapmak adına içime sindiremeden bir partiye vereceğim, bana sorarsanız şu anda hiçbir parti benim ülkemin insanlarına layık değildir. 

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..