Bu ne yasa, ne kural.. Vicdansızlık

Prof. Dr Fatih Hilmioğlu’nu tanımam etmem ...

Bildiğim kadarıyla İnönü Üniversitesi Rektörü iken yasaları aynen tatbik eder, baş örtülü öğrencileri  üniversiteye sokmazmış.

İşte bundan dolayı Rektör  Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu bugünün baş mazlumu oldu. Dörd  senedir içeride. Silivri de. Bu hasta yaşlı adamdan vicdansızca öç almaya çalışıyorlar. Hakkında bir hüküm verilmediği halde dört yıldır içeride tutuluyor. Hem de sanki bir caniymiş gibi.. Bin türlü hastalıkla pençeleştiği halde “kaçacak” ya da “delil karartacak” diye (adamın hastalıktan adım atacak hali yok) doğru dürüst tedavi edilmesine izin verilmiyor.

İnsafsız, hukuksuz, vicdansız, haksız bir muamelenin pençesinde inletiliyor.Adım adım işkence ile ölüme götürülüyor. Kanserle pençeleştiği halde akıl hastanesine sevk ediliyor.

Adam resmen faili belli bir cinayetin kurbanı olacak. Kimisi “bu haldeyken kaçmasının imkânsız olduğunu” “bu haldeyken delilleri karartmasının mümkün olmadığına” açıkça söylüyor.

Oğlu genç yaşta öldü, cenazesine zor izin verdiler. Kimisi “hükümetin büyüklük göstermesini” istiyor, kimisi “adaletin jest yapmasını” rica ediyor. Adeta sadaka ister gibi...

Ölmeden, bırakın deniyor.Tamam tamamda ama şu soru hiç sorulmuyor:

Profesör Hilmioğlu’nun suçu ne?

Ne yaptı bu adam kardeşim?

Neden senelerdir içerde?

Sanki suçu kesinmiş de, mahkum olmuşta insani açıdan bırakılması gerekiyormuş gibi...

“Vicdanlara sesleniyorum” ayaklarına yatanlar, asıl meseleyi neden görmezden geliyor?

Profesör Hilmioğlu’nun suçu ne?

Söyleyin , söyleyin de bizlerde bilelim…

“Merhamet” sözcüğünün en fazla vurgulandığı bir öğretinin takipçileri olduklarını öne sürenlerin bütün bu zalimlikler karşısında tüyleri bile kıpırdamıyor.

Bırakın tüylerinin kıpırdamasını... “Oh olsun” “Eden bulur” “Bize az çektirmemişti” diyorlar.

Yeryüzünün en ilkel duygularından biri olan intikam duygusu her taraflarını kaplamış durumda. Bu yüzden apaçık bir zulme seyirci kalıyorlar.

Asla yatışmaz bir kindarlığın pençesinde... İntikam hissiyle yüreklerini soğutarak...
Hem dörtdörtlük bir ilkelliğe imza atıyorlar, hem de inandıklarını söyledikleri değerleri çiğniyorlar.

“SAP DÖNER KESER DÖNER “ gerisi malum…

ozcanvural33@hotmail.com