Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '16

 
Kategori
Deneme
 

Bu öyle bir hikaye olsun!

Bu öyle bir hikaye olsun!
 

Karanlık bir Uludağ gecesinde, ateşin etrafında toplanmış birçok küçükbaş hayvanın arasında, gözkapağı parlayan ve tütün saran bir dedenin, Kirazlı yaylaya ilk defa çıkmış torununa anlattığı hikayeleri, acaba hayvanlar anlıyorlar mıydı?
 
Anlamıyorsa bile niye sessiz sakin dinlemekteydiler? Oysa hepsi karanlığın sessizliğinde uyuklamaya başlamışlardı bile!
 
Geceyle beraber dedenin neşesi yerine gelmiş, tüttürdüğü sigarasıyla sohbet, sohbeti açmakta, çocuğun gözleri kocaman açılmakta, yanakları al-al olmaktaydı.  
 
Dedenin anlattıkları canlı bir film gibi çocuğun gözünde canlanıyordu. Heyecandan, ıslak bir sevinçle, bazen zevkle bazen de korkuyla karışık bir tedirginlik ile, battaniyenin altına saklanıyordu. Dede tıpkı bir pandomin sanatçısı edasıyla şekilden şekile giriyor, parlayan mavi gözleri alev, alev oluyordu anlattıklarından.
 
Sessizliğin sesi, karanlağın gölgesi, dörtköşe bir aile, umut, hayat ve hikaye,  bir çocuk için hayatın başlangıcını tasvir ediyordu.  Detayların önemsiz, anın önemli olduğu o gece, ileride, çocuğun gençlik anılarında önemli yer tutmakla kalmayıp kendi çocuklarına anlatacağı bir hikayeye dönüşecektir.
 
Hayatın basitliği de zaten o çocuğun o gecesinde saklı değilse de nedir?! O çocuk daha sonra bütün hayatı boyunca şayet güzel bir hikaye yaşayacaksa, muhakkak o geceden de ilham alacaktır.
 
İşte böyle bir çocuğa hangi hikayeyi anlatırsak anlatalım, güzel anlatıldığı sürece, o çocuk için muhteşem bir hikayeye dönüşecektir. Çünkü çocuklar kendi dünyalarında yaşayan muhteşem yaratıklardır. Ve onlar biz büyükler dünyasında yer alamayacak kadar masumdurlar.
 
İşte bizim anlattığımız da böylesine güzel bir hikaye olsun, umalım...   
 
 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..