Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bu oyun bitmeli!

Bilmem hatırlarmısınız o fotoğrafı: “Condi” Rice, yanında da bizim Cumhurbaşkanımızla Başbakanımız. ABD’nin “Büyük Orta Doğu” projesini birlikte imzaladıklarını övünçle beyanediyorlardı! Projede, Türkiyenin Güneydoğu bölgesi, olduğu gibi, kurulma hazırlığındaki “Büyük Kürt Devlet”ine dahil ediliyor. Düşünün, Kürt, Türk, Türkmen, Süriyani, Türk vatandaşı insanlarımız, üzerinde yaşadıkları vatan parçasıyla birlikte, tahrisel kültürleriyle, dilleriyle, oradaki okulları ve yapılan tüm yatırımlarıyla başka bir ülkeye bırakılıveriyor. Olacak iş midir bu! Bu projeyi imzalayan eşbaşkanlardan Cumhubaşkanı Gül’e gazetecıler az önce sordular “ABD projesine eşbaşkanlığınız devam ediyor mu?” Gül’den, onemsemez bir tavır ve kem küm “Canım, manım, o zaten geçerli, geçersiz...” ve konuyu kapatıyor.

ABD’nin bu projesine, Gül ve Erdoğan tarafından verilen bu taahüt (söz verme), üzerine yemin edilen Anayasamızın “Vatanın ve Ulusun bölünmezliği” ilkesini, hiç suphesiz çiğniyor. Bu temel Anayasa ihlali o sırada henüz proje aşamasında olduğundan olsa gerek, birkaç polemik, birkaç gazetede yazılanlarla geçiştirildi.

Şimdi ise durum gelişti: ABD kademeli olarak Irak’tan çekilme hazırlığında, Irak’ın kuzeyinde, Kürt bölgesinde varlığı sürecek. Bir bütün olan “Büyük Orta Doğu” projesinin uygulanmasında, eşbaşkanlardan, Gül ve Erdoğan’dan, taahütlerinin yerine getirilmesinin istenmesi doğal.

Cumhurbaşkanı Gül “Elimizde bir fırsat var. Bu fırsat kaçırılmamalı” dedi ve hükümet var gücüyle “Kürt açılımı” adını verdiği yola koyuldu. “Kürt açılımı” terimi, varılmak istenilen hedefin saklı içeriğini yankılandırdığını fark eden hükümet, bunu hemen “Demokratik açılım”a dönüştürüp, biz bunu yanlız Kürt sorununa değil, Laz, Çerkez, Abaza, Boşnak, bütün değişik kökenlilerin sorunlarına yöneltiyoruz, savıyla ortaya çıkmaz mı? Nereden nereye, kaş yapayım derken göz çıkartma!

PKK cinayetlerinden, çekilen acılardan kaynaklanan terör sorunu, önce Kürt sorununa dönüştürülüp, ardından da milletin değişik kökenli vatandaşlarımıza musallat edilmesi, böylece köken sorunu yaratılması beterin beteri! Ülkemizi, ister istemez, parçalanma yoluna götüren bu ayrılıkcı nifak tohumlarını ekenler, bu yaptıklarının farkındalar mı?

19. Yüzyılın sonunda Avrupadaki ulus devletler oluşumlarını tamamladılar. Soralım Gül ve Tayyip beylere: bunların içinden bir tekini göstersinler ki vatandaşlarının tümü aynı kökenden olsun! Bir tek örnek vereyim, siz de diğerlerinin oluşumuna bakarsınız. Fransa da “Bretons”lar, “Normands”lar, “Gaulois”lar, “Francs”lar, “Languedoc”lular vs. fransız ulusunu oluşturuyor. Hepsi farklı kökenden gelen Fransızlar. Bir gün, bir fransız arkadaşım yanındakiyle anlamadığım bir dili konuşuyor. Sorduğum zaman, “bretonca”dedi . “Siz Breton musunuz?” soruma karşı ise “Hayır, ben Fransızım” cevabı kesindi, netti. Fransız olmanın gururunu taşıyordu. Gidin, sorun isterseniz, istisnasız, kökeni ne olursa olsun hepsi Fransız olmanın gururunu yansıtır.

Ulus Devlet Türkiyenin vatandaşıyım. Ben de, diğer vatandaşların gibi, en az Fransızlar kadar Türk olmakla gurur duyuyorum ve “Ne mutlu Türküm diyene...” Bu gerçeği kavramayanlara yazıklar olsun.

Halkın çogunluğunu kısa bir süre için aldatabilirsiniz, halkın bir bölümünü de uzun süre aldatabilirsiniz, ama halkın tümünü uzun süre aldatamazsınız.

 
Toplam blog
: 48
: 480
Kayıt tarihi
: 02.04.09
 
 

10 Şubat 1931'de Ankara'da dogdum. Ilk, orta ve liseyi "Galatasaray" Lisesinde tamamladim. Isviçre, ..