Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '19

 
Kategori
Deneme
 

Bu Reklamı, Hep Seyrediniz

Bizim iç dünyamızdaki yürek bağına bahar geç gelir. Zemheri soğuklardan dolayı umutlarımız havada, gözlerimiz yolda kalır.

Rüzgâr umutlarımızı alıp götürmez ise, zarardan sonra geriye kalan bizim için sermayedir. 

Bahar hep nazlıdır, geç geldiği gibi basmaklarını kademinden çıkarmaz, asasını elinden düşürmez, mola vermeden acilen çeker gider.

Bahar böyle çabuk gidince biz ne gülden, ne bülbülden bir şey anlamayız. Lale, sümbül, mormenekşe bizden ırak olur. Çileli kardelenle baş başa kalırız. Ne de olsa çileli kardelenle birbirimize yakınız.   

Özümde yarışa giren, birbirine üstünlük sağlamak için her türlü çareye başvuran ve çocukları kendi yarar amellerine alet eden reklamlara karşıyım.

Ne çare ki “ çok sevdiğim, derinden saygı duyduğum ve bir tarihte reklam camiasında da görev yaptığını bildiğim bir dostun yüzünden” artık reklamlar için yazı yazmamaya karar verdim.  

Peki, neden Reklamlara karşıyım.

Televizyonda haberler, spor ve hayvanlar âlemi olarak toplam 22 kanalı sıralamış durumdayım. Dizi, mizi seyretmem, başka hiçbir kanal bilmem.

Sizlerde vakıf olmuşsunuz öyle bir anda reklamı araya koyuyorlar ki kanaldan vazgeçiyorsunuz.

Kumandayla diğer 22 kanallardan birine geçmeye devam ederken. İnanın peş peşe on dört kanalda da aynı anda reklam var. Bu durum insanı TV seyretmekten bıktırıyor

Peki, bunu niye yazdın diyeceksiniz.

Bunu yararlı reklam sınıfında olduğu için yazıyorum. TV nu açarken benim 22 kanalda bu reklam varsa hep bu reklamı seyretmek istiyorum.

Bilindiği üzere çeşitli Bakanlıklarca hazırlanan Kamu Spotu ya da zorunlu yayın tanıtım gösterileri yayınlanmakta. Böyle yararlı reklamları hazırlayanlar güzel düşünmüşler

İşte onlardan biri özellikle insanı insanlık sınırına davet ediyor, hem duygulandırıyor, hem de derinden derine düşündürüyor.  

Sizde bu yazı ile o reklamı tanıyacaksınız ve eminim sizde artık devamlı o reklamı izlemek istersinizi ve duygulanırsınız.

Hani yaşları yarım asrı geçmiş, saçları, sakalları beyazlaşmış, bakışları ve duruşları Rahmani, karşı karşıya iki esnaf.

Sabahın seherinde Besmele ile dükkânlarını açıyorlar, gözleri gelip geçenlerde Allah’ım bir velinimet gelip bir şeyler alsa da siftah yapsak diye düşünen iki insan.

Makamın kapıları açık ve dilek kabul olunca bir velinimet gelip tel örgü alıyor, ücretini ödeyip memnuniyetle gidiyor.

Esnaf ise sattığı malın karşılığında velinimetten aldığı parayı yüzüne sürüyor şükrediyor, memnuniyetini ifade ediyor.

Biraz arayla yeni bir müşteri aynı esnafa geliyor, bir başka ihtiyaç alacak.

Esnaf müşteriye güzel bir anlatımla ” İstediğiniz o malzemeyi karşımızdaki esnaf kardeşimizde satıyor, ben siftah yaptım, onunda siftah yapması için o malzemeyi ondan alırsanız memnun olurum” Diyor.

İşte insanlığın önemli vasıflarından biri bu kamu spotunda insanlara örnek olarak gösteriliyor.

Ah nerede, böyle düşünen, böyle şükreden, komşum aç yatarken ben uyuyamam diyen var mı? 

Güzel ülkemin hemen, hemen her ilinde, fırıncı, fırıncı bitişiğinde, patis eri, patis erin karşısında, manav, manavın kenarında “ Ben kazanacağım, sana yedirmeyeceğim” der gibi. sevgiden, saygıdan, insani vasıflardan uzaklaşıyorlar.

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN    

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..