Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '07

 
Kategori
İzmir
 

Bu sabah yağmur var İzmir'de

Bu sabah yağmur var İzmir'de
 

Sabahın seherinde, günün koynuna atmışım kendimi, gün güneşle buluşmadan daha. Hava da tuhaf bir ağırlık var, neden ki daha bu saatte. Hani ilerleyen zamanlar olsa, diyeceğim ki yaşananların ağırlığı, gün taşıyamıyor demek ki. Ama bu güne dair daha yaşanmış ne var ki ağırlık çöksün. Yoksa dünden kalan tortular mı? Diyerek denizle konuşuyordum.

Daha birkaç adım atmıştım ki, düşen yağmur damlalarının adımlarıma eşlik ettiğini fark ettim:) Pek hoş bir duyguydu bu. Haziran ayında, sabahın bu saatinde yağmur damlaları ile sohbete devam etmek:)

Önce sanki ürkek ürkek düşüyorlardı yoluma. Süzüle süzüle, narin narin. Sonra ise, bütün bu yollar benim dercesine coşkulu, yolumu kesecek kadar cüretkar yağmaya başlamıştı yağmur:) Ama ben onun ürkek halini sevdiğim gibi, coşku ile çağlayışına da hayran kalmıştım. Günün bu saatinde sanki tam da beklediğim buydu, ruhum kanatlanmıştı.

Etrafıma bakınıyordum. Kimileri kaçabilmek için adımlarını hızlandırmışlardı ama ben inadına adımlarımı ağırlaştırmış olduğumun ayrımına varıyordum o koşuşturmada. Bazıları ellerinde şemsiye ve spor kıyafetleri ile yürümeye çalışıyorlardı, en çok da bunlara gülüyordum. Bana çok komik görünüyordu şemsiye ile spor yapmak çünkü. Hayatta ne yaşarsan yaşa tadına varmak lazımdır insanca :)

Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, beni düşsel dünyaya götürmüştü sanki. Gerçek dünyadan ayaklarımı kesmemek için hep özenli birisi olarak, hiç direnmiyordum bu yağmur sarhoşluğuna her nasıl olmuşsa.


Radyom her zaman şen şakrak şakıyıp, beni adımlarım yere değmecesine yürütürken, o da sanki uyum sağlamıştı havanın ruhuna. “Dünyaya bir daha gelsem sevgilim, arar bulurum yine seni severim. Cenneti değişmem saçının teline, ömrümün yettiği kadar seni severim.” Ne güzeldi yağmurla bu güzel parçayı paylaşmak.

Sahil bana kalmıştı adeta. Ben çok sevmiştim haziranda yağan bu beklenmedik yağmuru. Kısacık zamanda sırılsıklam olmuştum ama yaşadığım tatları da anlatmaya kelime bile bulamıyordum. Güne böyle başlamak ne müthiş bir hazdı. Hiç beklenmedik zamanda gelen bu yağmur, bir yerden alıp bir yere götürmüştü herkesi. Kimisi ıslanmamak için koşar adım kaçmıştı yağmurdan, günlük rutini olan spordan bile vazgeçerek. Kimisi de her zerresi nasibini alsın bu tattan diye iyiden iyiye ağırlaştırmıştı adımlarını, işe yetişme telaşını bile unutarak. O kadar anlık ki bütün yaşananlar, eve dönene kadar gün yağmurdan arınmış ve o hoşluk kaybolmuştu bile.

Hayatta böyle değil midir? Beklenmedik zamanlarda karşımıza çıkan, planımızın dışında olan olaylara karşı verdiğimiz tepki değil midir, bizi yönlendiren, mutlu veya mutsuz eden. Ya bu da nerden çıktı deyip, yaşamdan kaçacağız, ya da karşımıza çıkan her şeyi göğüslemesini becerip, üstüne üstlük bir de tat almasını bileceğiz.

Ben sabah kaçmayıp üstelik de son zamanların en keyifli sabahını yaşayanlardan oldum:) Ne kadar şanslıyım diyorum şimdi.

Yağmur durmuş, gün güneşe göz kırpmıştı. Fakat öğleye yaklaştığımız bu saatlerde, tekrar yağmurlu ama güneşli bir hal aldı hava. Arkadaşlar öğleyin dışarı çıkma planlarını yağmura bakıp iptal ederken, ben yağmurluğumu çekip felekten bir saat daha çalmayı düşünüyorum.

Herkese tavsiye olunur :)

 
Toplam blog
: 75
: 1357
Kayıt tarihi
: 27.12.06
 
 

Her daim doğa ile yaşayan biriyim.. Çünkü işim doğa ile iç içe olduğu gibi evimizde de doğa ile bera..