Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '14

 
Kategori
Spor
 

Bu sene Fenerbahçe’de ne değişti?

Erkenden atılan golün maça, oyuna ve oyuncular üzerindeki etkisini en güzel özetleyen karşılaşmalardan biriydi dün gece Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe-Sivasspor karşılaşması.

3. dakikadaki, aslında ofsayttan atılmış gol olmasaydı bu maçın senaryosu nasıl gelişirdi?

Açıkçası maçın geneline baktığımızda sanki yine bol gollü bir karşılaşma olacağı izlenimi edinmek mümkündür.

Sivasspor’da belki de maç boyunca hatasız oynayan tek oyuncu kaleci Ertuğrul’du. Goller de dahil olmak üzere her topa müdahalede bulundu. Biraz şansı yaver gitse Bekir’in, Sow’un gollerinde gollere engel bile olabilirdi.

Sivasspor’un geriden çıkarmaya çalıştığı toplara Fenerbahçe’nin erken, ön alanda yaptığı baskı bolca pas hatasına dönüşünce ev sahibi olan taraf için karşılaşma çok kolaylaştı.

Deplasman ekibi için durum buydu da Fenerbahçe için farklı mıydı?

Caner’in Aatif’a verdiği gol pası aslında bir anlamda Fenerbahçe’nin de maçta ne kadar hatalı oynayabildiğini bize gösterdi ki tek pozisyon da bu değildi. İkinci yarı, belki de skorun verdiği rahatlık sarı lacivertli oyuncuların daha önce görmediğimiz kadar yanlış pas tercihi yapmasına neden oldu.

Karşılaşmanın en kaliteli atak organizasyonunda Raul’un acemice yaptığı son vuruş hiç yakışmadı Portekizli oyuncuya.

Emenike ve Sow ileride bu kadar kişisel oyun oynamaya, pas vermek yerine kalenin önü kapalı olsun olmasın Allah ne verdiyse vurmaya devam ederlerse kuşkusuz hiçbir maç dünkü kadar rahat geçmeyeceği için Fenerbahçe gol bulmada çok zorlanacaktır.

Dün gece Emenike’nin yaptığı en güzel hareket Sow’un attığı gol öncesinde ceza sahasına kestiği kaliteli ve sonuca götüren ortaydı. Pasın ceza sahasına gönderiliş hızı, topa verilen kavis, Kuyt ile buluşma senkronizasyonu ve momentumu kuşkusuz golün habercisiydi.

Emenike böyle paslarını çeşitlendirirse, Fenerbahçe’nin oyun yapısını değiştirdiği gibi kendisi de başka bir oyuncu haline gelebilir. Ancak o bambaşka şeylere konsantre olmuş şekilde oynadığı için giderek yetenekli olduğu becerilerini de köreltiyor.

Fenerbahçe - Sivasspor

 

Aynı şey Sow için de geçerlidir.

İleride üçlü hücum hattı ile oynuyor olmanın en önemli unsuru o üç oyuncunun sürekli hareket etmesi ve birbirine boş alanlar yaratarak, paslaşıp gol pozisyonları üretip, atmaktır.

“Bu sene Fenerbahçe’de ne değişti” sorusunun cevabı işte o üç oyuncuda Kuyt dışındakilerin asli görevlerini unutmuş olmalarıdır.

Görünen o ki Kuyt’la bu sezon sonunda sözleşme yenilenmeyecek, çünkü son günlerde sürekli bu oyuncunun önümüzdeki sezon nerede oynayacağına yönelik haberler çıkıyor. Her haber gerçek değildir ancak takımı gençleştirme adı altında işe Kuyt’tan başlamak gibi bir düşünce varsa bunun ne kadar hatalı olduğunu da konuşmak gerekiyor.

Kuyt şu an takım içinde yaşını göstermeyen belki de tek oyucu. Dün gece de her yerde yine onu gördük. Gol attırdı, attı.

Caner ve Gökhan’daki düşüş devam ediyor. Daha doğrusu bu iki oyuncu da geçen seneyi standartlarına daha ulaşamadılar. Takım topu onlara oynamaya o kadar alıştı ki sanki tek taktik kenarlara indirilmiş toplar gibi anlaşılıyor.

Öyle olunca orta alanda oynayan futbolcuların bile zaman zaman taç çizgilerine yaklaştıklarını görüyor ve şaşırıyoruz.

Oysa futbolda bir de orta saha dediğimiz bir gerçek vardır.

Ancak Fenerbahçe’nin orta alanı atak organizasyonu kurgulamak yerine sanki ön libero anlayışıyla oynuyorlar ve ilk yaptıkları şey topları kanatlara atmak oluyor.

Alper ve Diego bu oyun anlayışıyla yeteneklerini sergilemekten uzaklaşıyorlar kuşkusuz.

Dün Alper oyuna girdikten sonra ne yaptı, anlamak mümkün olmadı.

Diego olsaydı da değişmeyecekti.

Fenerbahçe bu kadar yandan oynamasına karşın korner atışlarını çarçur ediyor resmen. Bu sezon köşe vuruşları boşluğa bırakılmış top gibi.

Kuşkusuz puan kazanmak böyle bir dönemde önemlidir. Kazanmaya devam etmek de öyle. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..