Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '08

 
Kategori
Dostluk
 

Bu son açıklamam, ben Madamex

Bu son açıklamam, ben Madamex
 

mb.efsanesi, nurlar içinde uyuyunuz...


Merhaba izninizle ben de hislerimi ve düşüncelerimi paylaşmak isterim...

Tüm yazılarımda ve de yorumlarımda kimseyi incittiğimi, hedef aldığımı, kırdığımı üzdüğümü sanmıyorum.

Kimseye kabalık yapmam, kırmam, yargılamam, acıtmam.

Düşüncelerimin buluşmadığı ters düştüğü ya da haksızlığa uğradığım anda dahi yaşamdaki duruşumdan ödün vermedim, yani bayalığın karşısında; anlaşılan dil bu ben de anladıkları dilden konuşayım fikri, aklımdan bir an dahi geçmedi.

Bilirim kişi neyse odur, söylemlerle, eleştirilerle, yermeyle , dayakla ya da kötü sözle kimse alacağını al(a)maz, bildiği yönde devam eder.

Bilirim çamura taş atmanın sonuçlarını, istemem ne üstüm kirlensin, ne de o kişinin sureti kalsın beynimde.

Düşünür, üzülür, acır ...ama durmaz geçer giderim, yok sayarım, yaşanmadı sayarım ve unuturum o adresi, kimliği.

Hatasını anlayanın özürlerini kabul eder bir şans daha tanır ama temkinli olurum.

Dolayısıyla ben sadece bu blogda değil diğer yazdığım tüm bloglarda aynı tarz, aynı benlikle yani kısaca kendimdim neden anlamadınız, neden bu kadar sevgisiz , sınırsızdınız, yokkk yokkk hemen yargıya geçtiğimi sanmayın, şaka yaptım :)) bu değil ki tarzım.

En kızgın ya da üzgün olduğum anlarda bile LÜTFEN, RİCA EDERİM, TEŞEKKÜRLER... diye tamamlamaz mıyım yazı sonlarımı...bakın yine diyorum.

Bana yazdıklarınız, yorumladıklarınız değil konu olan, sadece üslup...üslubumuzu düşünelim.

Varsayalım ki karşımızdaki hatalı, yanlış muhalif olunan anlarda daha önemli değil midir.

Ses tonu, bakışlar, cevap şekli, cümleler, karşı tarafa işaret parmağımızı sallarken o kızgınlıkla, işaret parmağı karşı tarafı gösterirken, tuttuğumuz diğer dört parmak bizi göstermez mi , alttan alttan ....tüm bunların toplamı değil midir kişiliğimizin göstergesi.

Kötü söz kime aittir, nefret, sevgisizlik, aşırı tepkiler, tırnak ve dişlerin parçalar pozisyonunda olması, ağızdan akan salyalar, kimin çıtasını yükseltir(!), kimi sevimsizleşitirir, hangi haklı kişi bu noktada haklı yada mağdur gözükür (haklı olduğunu da varsayarsak).

Tepkiler demişken;
Her olaya herkesin, her toplumun, tepkisi aynı mıdır?

Gelişmiş, az gelişmiş ya da gelişememiş toplumlarda yaşanılan olaylarda tepkileri gözünüzün önüne getirin.

Düğünlerde, cenazelerde, tören, hastalık, acı , tatlı olaylarda ki tepkileri düşünün.

Bizlerde mümkün müdür, cenazeye gitmeden önce, en şık kıyafetleri giymek, makyaj yapmak, yüzünüzde tebessümle dolaşıp, misafirlerinizi ağırlamak ya da hiç ağlamadan sessizce son görevleri yerine getirmek...(???)

Bizim kültürümüzdeki saç baş yolma, metrelerce öteden duyulabilecek feryat , figan, çığlıklar , kendini yerden yere atıp kafa göz patlatmalar... Peki kültürümüzle alakası olmayan toplumlarca (az önce yukarıda ki örnektekte olan toplum için mesela) bizim tepkilerimize onların bakış açısı nasıldır acaba??

Burada mukayese ettiğim bir konu yok, o doğru bu yanlış meselesi değil altı çizilmek istenen, vurgulanan "tepkiler"...

Sevdiğimi kaybettiğimde, bir gün sonrasında da onun için özel olan, tüm alanlarda bir an " o" imişim gibi kaybımın yerine geçebilirim, çünkü o anda "onu" yaşıyorumdur, diyelim ki benim tepkim de bu yaşadığım olayda...bunun için yargılanmak ne derece adil, ne derece doğru ya da medeni...

Neden ablam bu kadar yargılandı, üzüldü ) hani konumuz tepkilerdi ya! o an, ablamın psikolojisi, hisleri onu öyle yönlendirdi, olmayacak şeymiydi?

Buna da çok üzüldüm, yargısız infaz... engizisyon mahkemesinde hissettirmek karşı tarafı.

her şerde bir hayır vardır...bu sözden yola çıkarak , kişilerin şapkalarını önüne koyup kendilerini, sadece kendilerini düşünmelerini isterdim, bu bloğu yazan kişi kendini çok düşündü... empati yaparak, kendini düşünerek karşı tarafı yakaladı, anladı, o kısa süreç ve geçen uzun süreçte ki yaşanılanları...

Gördünüz mü hayat bu kadar işte sevgili arkadaşlarım ...bir an... herşey sonsuzluk olabiliyor...siz de sonsuz yolculuğun adaylarısınız!

Bu gerçekten yola çıkarak, tepkilerinizde daha sakin, medeni, nazik, saygılı olun , demiyorum, demem de ...ama içimden tüm bu cümleler hızla geçiyor alt yazı şeklinde...

Yazdıklarım nasihat değil, sadece hatırlatma, , ,

LÜTFEN, samimiyetime inanın...RİCA EDERİM, birbinizi incitmeyin KABALAŞMAYIN, samimiyetle sınırsızlığı karıştırmamanızı diliyorum ...TEŞEKKÜR EDİYORUM...MUTLU KALIN:)))

Blog'da yorum var, "nakış" bloğumda daha detaylı anlattım...aşağıda linki okumak isterseniz...

Not: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=106402

DEMEZ MİYDİ ????

EĞER YAŞIYOR OLSAYDI...

Günlerdir içimden atamadım, önceleri inanmadım...gitmek istedi, giderken bir anda ilk aklına geleni yaptı (ki tarzının bu olmadğını bilerek ) yine de böyle düşündüm, bu fikre sarıldım, buna inanmayı seçtim ilk zamanlarda...

Konduramadım o muhteşem insanın uzaklara gidebilme ihtimalini ...o beyin, o yürek, o insan...yok yokkk bu başka birşeydi, o gidemezdi gitmezdi....

Günlerce yorum, mesaj aklıma gelen herşeyi yazdım...inanmamıştım ki...şimdi de inanmama rağmen hala rumuzunun sonuna ex yazamıyorum...yazmayacağım da...

Biliyor musunuz; benim değer verdiğim , iletişimde olduğum, saygı duyduğum hiç bir kaybım olmadı, hiç böyle bir acı tatmadım...bu ilk....son olsa keşke...

Güzel rabbim ; ailesine , sevenlerine sabır versin...

Sevgili yadigarımız Zekiye hanım umarım son isteği yerine getirirsiniz ...o güzel ruhun yansıması olarak sizin de çok değerli olduğunuzu hissediyoruz onun sevenleri olarak...

Asilmadam'ım nurlar içinde uyu, hep yaşıyor olacaksın sayfamda...

 
Toplam blog
: 86
: 8215
Kayıt tarihi
: 07.10.07
 
 

Çocuk yetiştiriyorum dünyanın en zor, en güzel, en önemli işi değil mi? İşim bu. Vizyonum, Eğ..