- Kategori
- Siyaset
Bu sözler niye havada kalıyor?
Geçen hafta sizlere Türkiye Odalar ve Borsalar Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun Kuşadası Ticaret Odası yeni hizmet binasında yaptığı konuşmadan notlar aktarmıştım. O konuşmada özellikle bazı cümleler beni çok etkiledi. Bu sözlerin altının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum.
“Kayıt dışı olduğu sürece kaliteli demokrasiden söz edilemez. Sen hesap sormaya kalkarsan hemen ‘defterleri getir’ diyorlar. Ayağın titriyor, çünkü defolusun. “
O defterler gelecekse, hesap sorulsa da sorulmasa da gelmeli değil midir? Söke’nin vergi rekortmenlerinin ilan edildiği gazeteyi incelediğimizde zaten bu hesabın pek de sorulmadığı ortada değil mi?
“Herkes birbirini idare ediyor. Devlet bize hesap soruyormuş gibi yapıyor, biz de onlara hesap sorar gibi yapıyoruz. Aslında herkes birbirini idare ediyor. Bizim vergiler harcanıyor ama hesabını soramıyoruz. Ben hesabımı verebilmek istiyorum, sistem beni hesap veremez hale getiriyor.”
Bunlar ne kadar ağır ithamlardır. Bu sözler devleti ve devletin kurumlarını ciddiyetsizliğin de ötesinde, bilerek ve isteyerek görevini yapmamak, yetkilerini kötüye kullanmakla suçluyor. Birilerinin bu sözlerin hesabını sorması gerekmez mi? Hem devlet, hem de hükümet Hisarcıklıoğlu tarafından itham ediliyor. Tepkisiz kalmak kabullenmek değil midir? Böyle şeyleri duymazdan ve görmezden gelmek doğru mudur?
“Açık ve şeffaf olup herkes hesabını vermezse ileri gidemeyiz. Bu ülkede en üstten en alta kadar kimse hesabını veremiyor. Hesap soramayan zaten hesap veremez. Bu durumda vatandaşlık hükmü de kalmaz.”
Vatandaşlığımızın bir hükmü yoksa bizi yönetenler ne diye ikide bir ortaya çıkıp “halkın iradesi” gibisinden laflar ediyorlar? Hükümsüz vatandaşın iradesi mi olurmuş?
“Bizi defolu hale getirdiler. Böyle değişikliklerle bu iş olmaz. Sıfırdan yeni bir anayasa gerekir. Hanginiz kendi milletvekilinizi seçtiniz? Kızma hakkınız yok. Milletvekili kendisini seçene hizmet eder. Gücünü senden almıyor ki senin için konuşsun. Sizler lidere oy veriyorsunuz, ona da ulaşıp hesap soramıyorsunuz.”
Bizim meclisimizde günlerdir hummalı bir çalışma var. Saygıdeğer milletvekillerimiz meclis sıralarında uyumak pahasına bir anayasa değişikliği gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Başbakan ve AKP yöneticileri de bu değişikliklerle millet iradesinin ülke yönetimine hakim olacağını söyleyip karşı çıkanları demokrasi düşmanları olarak ilan ediyor. Sahi yapılması gündemde olan 27 değişiklikten birinde bile yukarıda ifade edilen garabeti değiştirmeye yönelik bir düzenleme var mı?
***
Son söz; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı önemli bir kişidir. Onun ağzından çıkan sözler de önemlidir. Türkiye’nin ekonomisini ellerinde bulunan tekmil ticaret ve sanayi erbabının bağlı olduğu kurumun başıdır. Sözleri duymazdan gelinecek, ithamları ciddiye alınmayacak biri değildir. Bence birilerinin çağırıp “sen ne demek istiyorsun kardeşim?” diye sorması gerekir. Eğer bu soru sorulmuyorsa, ya da sorulamıyorsa zaten başka soracak sorumuz da olamaz.