Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '10

 
Kategori
Siyaset
 

Bu ülkenin tek derdi İsrail'mi?

Bu ülkenin tek derdi İsrail'mi?
 

Türkiye’nin yıllar yılı dünyanın en geri planda kalmış ülke olduğunu söyleyip; son dönemde özellikle doğulu ülkelerle yapılan hamlelerle ülkenin dünyanın saygın ülkeleri arasına girdiğini beyan edenler sayıca fazla halde.

Ecevit’li dönemlerde ABD Devlet Başkanı karşısında Ecevit’in daha pasif ve geri planda kalması da konuşulmuştu yıllarca. Erdoğan’ın özellikle uluslararası alandaki toplantılarda dünya liderleri ile heybetli bir biçimde poz vermesi ülkede “işte beklenen lider” nidalarının atılmasını da beraberinde getirdi.

Hele ki o Davos çıkışı yok muydu?

Erdoğan ve sevdalıları için çok önemli bir andı o!

Mağdur olan Müslüman dünyasının ayağa kalkışını simgeliyordu. Karşı tarafta İsrail’in olması ayrı bir anlam taşıyordu.

“Ya Allah Bismillah Allah-u Ekber!”

***

Türkiye’nin birçok ikili sorun yaşayan ülke arasında arabuluculuk gibi görevlerle dünya barışına katkı sağlamak istemesi takdire şayan bir durum. Ancak İsrail ile Suriye arasındaki görüşmelerde aynı misyonu yüklenmeye çalışan ülkemiz nedendir bilinmez bir türlü denge unsuru olamadı. Sonunda İsrail’in Türkiye’yi objektif bir arabulucu görmüyoruz açıklamasıyla Türkiye’nin hesabı başlamadan bitti.

Türkiye İsrail’e karşı tarafsız ve kayıtsız kalamıyordu.

***

Ürdün, Libya, Arnavutluk, Lübnan ve Suriye ile yapılan ikili görüşmeler çerçevesinde karşılıklı olarak vizelerin kaldırılmasının arka planında Türkiye’nin sorunsuz bir dış politika hevesi yatıyordu kuşkusuz.

Ancak ne hikmetse biz bu sorunsuz dış politikamızı bir türlü İsrail’le sağlayamadık.

Gazze’de ölen çocuklar için gözyaşı döken Emine Hanım (ben bu gözyaşlarını timsah gözyaşları olarak nitelendiriyorum) nedense Irak’ta, Uygur’da ya da Balkanlar’da ölen çocuklar için gözyaşı dökmemişti. Eşinin bizzat desteğiyle ABD Irak’ı talan ederken Irak’ta yaşanan kayıpların vebalini kim ödeyecekti?
Bütün bunlar yaşanırken Emine Hanım’ın ağlamaya vakti kalmadı sanırım.

***

Ülkenin dış politikasına akıl sır erdiremiyorum.

Diplomatlarımızın özgeçmişlerine bakıyorum. Hepsi en az 3 çocuk sahibi, hepsi Arapça ya da Farsça biliyor. Türkiye’nin dış politikasının merkezinde Bağdat mı var, Mekke mi, yoksa Riyad mı?

İstediği kadar çocuk sahibi olsunlar, istediği dili de konuşsunlar ama hepsi aynı imalathaneden çıkmış gibi birbirinin aynısı.

Her geçen gün İsrail’e ne kadar çatarsam o kadar puan toplarım hesabıyla aslında hesapsızca atılan adımlar Türkiye’nin başına ne zaman iş çıkaracak merak ediyorum.

Hoşuma gitmiyor mu İsrail’e laf söylenilmesi? Evet, gidiyor. Dünyayı ABD ile beraber kendi tekelinde istediği biçimde şekillendiren bir ülkeye verdiğimiz cevaplar ve dik duruşumuz beni mutlu ediyor. Ancak bu dik duruş bir tiyatro oyununa benziyor. Gerçekçi değil.

Dış politikada adım atarken enine boyuna düşünmek lazım. Bizim tek dostumuz Arap dünyası değil, tek düşmanımız da İsrail!

Durdurun şu tiyatroyu, gerçekleri görelim.

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..