Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Bu yapılanlar protesto mu? Toplum düzenini bozmak mı?

Bu yapılanlar protesto mu? Toplum düzenini bozmak mı?
 

IMF ve Dünya Bankası toplantıları başladı ve bizler de yoğun bir şekilde izliyoruz. IMF ve Dünya Bankası şemsiyesi altında düzenlenen yıllık toplantıların gündemini, bu toplantıların ülkemiz gündeminde aldığı yeri ve tabi ki IMF ve Dünya Bankası’nı ve onların temsil ettiği varsayılan küresel sermayeyi protesto gösterilerini takip ediyoruz.

Dün saat: 17.00 civarında Edirne’de; IMF-Dünya Bankası ve AK Partiyi protesto eden yaklaşık 200 kişilik bir kortejle karşılaştım. Ellerindeki taşıdıkları yazılı dövizleri tek tek okumaya çalıştım. Bir de eylemi gerçekleştiren STK’ların isimlerinin yazılı olduğu pankarta baktım.

Eylemi gerçekleştiren STK’lar; TMMOB, TTB, KESK ve DİSK’ten oluşuyordu. Dövizler de ise genel olarak AK Parti-IMF ve Dünya Bankasını aynı daire içinde yer alan ortaklar havası estirilerek üçünü de hedef alan ibareler (İşbirlikçi Ak parti-IMF-DB defol gibi vs...) yer verilmişti.

IMF’ye karşı hükümet olması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden AK Parti’nin pozisyonu hakkında yazılabileceklere bu yazımda değinmeyeceğim zira bu yazımı, protestocuların protestolarına ayırmak istiyorum.

Şehrimde karşılaşmış olduğum protestonun içinde bulunan bireylerin yapmış oldukları hak ve özgürlüklerini kullanmaktı. Bunu takdir etmemenin olaylara objektif bakamamakla eşdeğer görüyorum.

Protesto ve gösteri hakkı; anayasal olarak kişilere tanınan bir haktır-özgürlüktür. Peki bu hakkın sınırı nedir? Nereye kadar bu hak kullanılır-bu hak nerede sonlanır?

Bir de İstanbul’daki protesto eylemlerinin içinde yer alan kişi ve gruplara bakalım. Bu kişi veya gruplar, yazılı ve görsel medyadan takip ettiğimiz kadarı ile gerçekten protestocu tanımına uyuyorlar mı? İçimizden geldiği gibi istediğimiz her şeye, içimizden geldiği gibi istediğimiz her şekilde karşı koymak protesto mudur? Yoksa toplum düzenini bozmak mıdır?

Bu soruların cevaplarını objektif olarak verebilecek bireyler zaten bahse konu protestocuların, protesto hakkı kullanmadığını, toplum düzenini bozduğunu ve bunun da anayasal bir suç olduğunu da tanımlayabileceklerdir.

Zira özellikle de (burada tüm protestocu grupları özellekle de Stk’ları kastetmiyorum) yüzlerini görülmeyecek ve tanınmayacak şekilde saran, heybelerinde molotof kokteyli, ellerindeki sapanlarla atmak üzere hazırladıkları taşları ve demir bilyeleri bulunduran, geçtikleri her cadde ve sokaklarda bulunan banka, mağaza ve küçük dükkanların (ki, üstelik küçük esnaf; küresel ekonomi de en çok zararı görenler olması hasebiyle ezilen kitleler olarak tanımlanır) cam-çerçeve-pencere ve vitrinlerini kıran, devletin güvenlik güçlerine karşı (ki, zaman zaman görüntülerden de gördük, kalabalık içinde kalan güvenlik güçlerine karşı acımasızca fiziki kuvvet kullanıyorlardı) kaba kuvvet kullananlara acaba protestocu mu? diyeceğiz yoksa toplum düzeni bozan bireyler mi?

Türkiye Cumhuriyetin de yaşayan bireylerin özgürlüğü olan protesto etme (yasaların dışına çıkarak) hakkını kullandıklarını iddia edenleri, kişisel hakkımı kullanarak protesto ediyorum.

Olaylarla ilgili olarak görsel medyada yayınlanan video görüntülerini de bol bol izleme fırsatını hepimiz bulmuş olmalıyız. Zaten bu görüntüler de bu konuya bakış açımı teyit eder niteliktedir.

Daha önce de birçok kez dile getirdiğim üzere meşruiyetini 12 Eylül darbesinden alan, darbecilerin hazırlattığı ve onaylattığı “kişi hak ve özgürlüklerin”i korumayan bu anayasa değiştirilmelidir. Bu anayasa yerini meşruiyetini demokrasiden alan ve “Temel hak ve Özgürlükleri” koruyan bir anayasa almalıdır.

Fakat hiçbir şartlar altında toplum düzenine kasteden ve kamu malına zarar verenlere prim tanınmalıdır. Protesto etme hakkını kullanma bahanesiyle toplum düzenine kasteden bu kişilerin mutlak suretle cezalandırılmalı, bu olaylar gerçek anlamda protesto etme hakkını kullanmak isteyen diğer gruplara da mal edilmemelidir.

Sahip olduğumuz hak ve özgürlüklere sahip çıkmak demek; sadece bu hakları talep etmek veya bu haklarımızı kullanmak istediğimizde karşılaşılabileceğimiz engellemelere karşı sesimizi çıkarmak demek değildir. Bu hakkı kullandığını iddia ederek, toplum düzeni bozmaya teşebbüs eden militarist düşüncelere sahip birey ve gruplara karşı da tepki gösterebilmektir.

Kalın Sağlıcakla...

 
Toplam blog
: 108
: 2366
Kayıt tarihi
: 05.04.08
 
 

1972 Haziranında  Eskişehir'de doğdum. Edirne'de ikamet ediyorum. Duygu ve düşüncelerimi yazıya d..