Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '09

 
Kategori
Spor
 

Bu yazı bir basketbol yazısı değildir

Sayın okurlar konu sıkıntısı! çekilen ülkemizde biraz yazmaya ara verince konular kat be kat yığılıyor. İlk iki yazı basketbol özelinden hareketlensede lütfen basketbol olarak bakmayın ve lütfen tartışalım. (Bunu da hep kendi kendime yazıyorum. Sıkıyor benim türüm yazılar biliyorum ama ne yapayım.)

Efes Pilsen FB-Ülker final serisinin 5. maçının son 25 saniyesi oynanıyor. Maç 68-68 berabere. Top Efes Pilsen' de. FB-Ülker koçu Sn. Tanjeviç bana göre son derece hatalı bir kararla savunma yapmayı tercih etti. (Benim neyi, neden tercih ettiğim ikinci yazı konusu olacak.) Maçın bitimine 13 saniye kala FB-Ülker' li oyuncuların elinden top dışarı çıktı. Artık FB-Ülker için faul yapma lüksü hiç kalmamıştı. Savunmayı sonuna kadar götürmek zorundaydılar. Ama Sn. Ömer Onan üstelik top oyuna girmeden Efes Pilsen' li Charles Smith' e faul yaptı. Yeni kurallar ile bu hareketin karşılığı kasdi fauldur. Kasdi faulde ise atış sonrası top yine faul atan takımda kalır. Olay bu. Şimdi bu olayın basketbolu ilgilendirmeyen, insanımızın bana göre temel bir mental sorunu olan akışına geçelim.

1) Hakemler gerçekten doğru olan kararlarını masaya öylesine mütereddit ilettiler ki şaşarsınız. Herkes afalladı. Ama karar doğruydu ve doğru verdikleri bir kararı doğru ifade edememişlerdi.

2) Tüm FB-Ülker' li basketbolcular ve kenar yönetimi bu kararın kendileri için ne sonuç vereceğini anlayarak o anda daha 13 saniye varken ne yapacaklarını düşünmek yerine sinir harbi başlattılar. (Ki aslında hata atışsız anda 12 sn. önce faul yapılmama tercihindeydi, neyse o başka yazı.) Ama o faulu o pozisyonda yaptıklarına göre icra ettikleri mesleğin kuralını bilmiyorlardı ve/veya öğreten de olmamıştı. Ya da bile bile bu gerginliğe yol açtılar.

3) FB-Ülker' li oyuncular itirazı nahoş sözlere çevirip masaya vurmaya kadar vardırdılar. Gördüğüm kadarı ile kenar yönetimi ve özellikle koç (koç-coach anlamı için sözlüğe bakılabilir-özellikle head coach bakınız) hakim olması gereken oyunculara hakim olamadılar, belki de olmadılar. Bunun üzerine zayıfta olsa telafi olasılığı varken bir teknik faul daha almaya yol açtılar. Ki hakemlerin bu kararı da doğruydu.

4) Salonda ağırlıklı olarak futbol seyircisi vardı ve o seyirci doğal olarak seyrettiği oyunun biraz da detay olan kuralını bilmiyordu. Zaten bilse de umurunda değildi. İstediği sonuç kazanma + futbolda kaybedilen şampiyonluğu hiç değilse! basketbolda kazanmaktı.

5) Bu arada FB yönetimi -her ne kadar Sn. Aziz Yıldırım bir süre sonra sakinliğe davet etse de seyircileri- açık bir şekilde bu karara sinirlendiler. Yineliyorum karar doğru, tepkiler yanlıştı.

6) Salon amiri -sanırım bu makam vardır- bir anons ile kuralı ve uygulamayı seyircilere açıklayıp, FB-Ülker' e bir haksızlık yapılmadığını anlatmadı anlatamadı. (Tüm olayları sonuna değin izledim ve ben duymadım.)

7) Sn. Doğan Hakyemez maçın ertesi günü Hürriyet gazetesinde kararın doğru olduğunu ama bu sene bu kararın uygulandığına tanık olmadığını yazdı. Şimdi bunu hiç anlamadım. Yani hakemlerimiz var olan kuralı, sezonda bu hatalar yapılırken hiç uygulamamışlardı da şimdi mi FB-Ülker aleyhine kasden uygulamışlardı, yoksa hatırlamıyorlarmıydı ve bugün tesadüfen mi hatırlamışlardı? Ayrıca bir kural er ya da geç uygulandı diye bu olayların olması mantıklımıydı, Sn. Hakyemez bunu mu demek istiyordu?

8) TV kayıtları izlenir ise dudak hareketlerinden neler dediği kolaylıkla anlaşılabilecek olan -bence duyulmaması olanaksızdı o sözlerin- Sn. Mirsad Türkcan benim bildiğim ceza almadı. Ama masayı tekmeleyen Sn. Rasim Başak ceza aldı. Elinizi vicdanınıza koyun ve neden Sn. Türkcan ceza almadı düşünün. Çünkü Sn. Türkcan gerçekten iyi basketbolcudur ve özellikle FB-Ülker kadrosu için vazgeçilmezdir. Hakemler daha baştan tereddütlü oldukları için doğrularının bence arkasında duramadılar. Eğer Sn. Türkcan ceza alsaydı serinin sonraki maç/larına çıkamayacaktı ve o camia tepkisi büyük olacaktı. Bu istenmedi.

Evet sayın okurlar işte size sadece -üstelik de salon sporu denilen- bir spor karşılaşmasındaki halimizden bir kesit. Kenar yönetimi ile, hakemi ile, seyircisi ile, sporcusu ile, yorumcusu ile halimizden bir kesit. Şimdi iyi düşünün ilk anda savunma kararı alan Tanjeviç dışında (ki onu da biz görevde tutuyoruz-ve sonuçta o da bir tercihtir) bu olayın aktörleri arasında bir tek yabancı var mı? O zaman yineliyorum sadece bir eğlenceyi ve üstelikde kuralları açık ve doğru uygulanmış bir eğlenceyi bu hale çeviren bizlerin daha karmaşık konularda ne yapmasını bekliyorsunuz ?

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..