Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '13

 
Kategori
Güncel
 

Bu yazıyı ya okumayın ya da okuduysanız gereğini yapın!

Bu yazıyı ya okumayın ya da okuduysanız gereğini yapın!
 

UMARIM RAHAT UYUYORSUNUZDUR!


Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi (Ergenekon davasında 16 yıl 6 ay hapis cezası aldı), 18 Şubat Cuma günü Silivri Mahkemesi’nde söz istedi, kürsüye geldi. Başına örülmeye çalışılan “dijital pusu”yu tek tek, belgeleriyle çürüttükten sonra konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"11 Şubat 2011 saat 20.45’te düşmanın sinsi savaş silahı olan bazı kanallardan mahkeme kapılarının komutanlarımın üzerine kilitlendiğini duydum ve üzüntüyle izledim. Hakaret olarak kabul ediyorum.. Sebep kaçma şüphesi.. Siz Mustafa Kemalin askerlerinin cepheden kaçtığını gördünüz mü?. Komutanlarım sınırları açsanız, çekip gitmezler. Onları Hizbullahçı mı zannettiniz...

Buradan Türk milletine, Genelkurmay Başkanı nezdinde tüm komutanlarıma ve silah arkadaşlarıma sesleniyorum: İçiniz rahat olsun. Biliyoruz ki bu bir savaştır. Savaşta asker yaralanır, asker esir düşer, asker ölür. Bunların bilincindeyiz. Biz Türk Subayıyız. Bizim için hak yok, vazife vardır. Merak etmeyin; burası bize zindan değil ÇİĞİLTEPEdir.. Onuru karşısında yaşamını hakir gören Albay Reşat Çiğiltepenin vazife anlayışıyla buradayız. Mustafa Kemal’in, “Size ölmeyi emrediyorum!” emri bizler için halen geçerlidir. Ve sonsuza kadar geçerli olacaktır."

Albay Reşat ÇİĞİLTEPE kimdir?

Adını Türk edebiyatında sıkça duyduğumuz Ziya Paşa‘nın oğlu olarak 1879'da İstanbul'da doğdu.

1896'da Harp Okulu'nu bitirerek Türk Ordusu'nun farklı komuta kademelerinde görev yaptı. Trablusgarp ve Balkan Savaşları'na katılmış, Yanya savunmasında yaralanmıştır. Askerî Mahkeme üyeliği yapmış, I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesi'nde olağanüstü kahramanlığı ile dikkatleri çektikten sonra getirildiği 17. Alay Komutanlığı görevindeyken Muş'un Rus işgalinden kurtarılmasında da önemli rol oynayan Reşat Bey, XVI Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa'nın takdirlerini kazanmıştır.

Aynı zamanda 5 .ve 4. rütbeden mecidiye nişanları, gümüş muharebe, liyakat, tahsiliye, Alman ve Avusturya harp, demir salip nişanlarıyla taltif edilmiştir. 53. Tümen Komutanlığı'na getirilerek Suriye Cephesi'nde görevlendirilmiştir. 1918'de İngilizlere esir düşen Reşat Bey, daha sonra esaretten kurtulur kurtulmaz Aralık 1919'da Millî Mücadele'ye katılmak üzere İnebolu'dan "İstiklal Yolu" üzerinden Ankara'ya geçmiştir.

Reşat Bey, Mustafa Kemal Paşa tarafından 11. Kafkas Tümeni (sonradan 21. Tümen) Komutanlığı'na getirilmiştir. Yarbay rütbesi ile İnönü ve Sakarya muharebelerine de iştirak eden ve olağanüstü başarı gösteren Reşat Bey , son olarak 57. Tümen Komutanlığı görevine atanmıştır.

Bizzat Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından, Büyük Taarruz'un ikinci gününde, muharebenin ve de ülkenin, ulusun kaderini etkileyecek en kritik mevkilerden olan Sincanlı Ovası'ndan Dumlupınar'a kadar tüm yolların önündeki en stratejik engel olan Çiğiltepe'yi düşmandan temizlemesi emredilmiştir. Ne var ki, bu tepenin önemini çok iyi bilen Yunan Başkomutanı Trikopis, en zinde kuvvetlerini, üstün ateş gücüyle bu tepeye yığmış; tahkimatı tamamlamıştır. Bundan sonrası kayıtlara aşağıdaki gibi geçmiştir;

27 Ağustos 1922 sabahı Albay Reşat’ın komutasındaki 57. Tümen, Çiğiltepe’yi kuşatmış, düşmanı bu tepeden temizlemeye çalışmaktadır. Ordumuz tüm cephelerde ilerlerken Çiğiltepe'nin hâlen ele geçirilememiş olması sıkıntı yaratıyordu. Bu sırada Albay Reşat ile Başkomutan Mustafa Kemal arasında şu telefon konuşmaları geçer:

Mustafa Kemal (10.30):

– Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız? Gecikmeniz genel durumu etkiliyor.

– Komutanım, yarım saat sonra alacağız.

– Başarılar diliyorum.

Mustafa Kemal (10.45):

– Reşat Bey, düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.

– Komutanım düşman tepeye bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız, mutlaka alacağız.

Mustafa Kemal (11.00):

– Reşat Bey’i istiyorum.

– Komutanım ben Emir Subayı Üsteğmen Bozkurt (Kaplangı), Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım:

"Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım."

Mustafa Kemal’in gözlerinden yaşlar boşanır:

- Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir.

11.45'te Başkomutanın telefonu çalar, 57. Tümen'den aranmaktadır:

– Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası’na doğru kaçmaktadır, arz ederim.

İlgili resmi kayıt burada biter.

91 yıl sonra

- Mevcut hükümetin yayınladığı yönetmeliğe göre 2011 yılına kadar her 27 Ağustos'ta adına yapılmış şehitlikte anılan Albay Reşat ÇİĞİLTEPE için artık anma töreni düzenlenmiyor.

- Albay ÇİĞİLTEPE artık anılmadığı gibi, onu örnek alan Teğmenler hapse atılıyor. Bir takım Türk  gençliği ÇİĞİLTEPE yerine Adeviye meydanını kendine örnek alıyor ve kim olduğunu bile bilmediği Mursi için miting yapıyor.

- Elinde Atatürk'lü Türk Bayrağı taşıyanlar terörist, Subaylar vatan haini muamelesi görüyor.  

- Her milli bayramda Ankara'da bir salgın başlıyor ve protokol hastalanıyor veya yurt dışına çıkıyor. 

Yazımı buraya kadar okuduysanız, Albay Reşat Bey'in ruhunun şad olması, vicdanınızın birazcık da olsa rahatlaması için lütfen gereğini yapın:

Gençseniz, Bayrağınızı alıp en azından 30 Ağustos'ta meydanlara koşun.

Anne veya babaysanız, çocuklarınıza Albay Reşat'ı anlatın, bayrama götürün.

Kaygılıysanız, tarafını bildiğiniz TV ve gazeteler dışında da bir şeyler okuyup, araştırın.

Türklüğünüzü ve Atatürk sevginizi haykırın, özgürlüğün tadını çıkarın.

Sandığa gidin oy kullanın, hesap sorun.

İZMİR, 28 Ağustos 2013.

 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..