Bu yıl "Ramazan dayağı" kime nasip olacak?

Bilindiği üzere, bu ülkede Ramazanla birlikte sadece oruç, iftar, sahur, pide, fıtra gibi şeyler gelmez; bir de "dayak" gelir. Yani anlı şanlı  Ramazan dayağı...

Ülkenin bir köşesinde, orda olma sebebi pek de anlaşılamayan acar bir gazete muhabiri oruç  tutmadığı için, oruç tutanlar tarafından "Ramazan dayağı" na tabi tutulan bir gencin haberini verir.

Gerçekten de fotoğrafta dudağı patlamış, gözü morarmış bir genç vardır. Vardır da bu ülke de her gün kaç genç, kaç genci dövüyor bunun çetelesini tutan yok. Ama olay mübarek Ramazan ayında cereyan edince, asıl nedeni ne olursa olsun, elbette Ramazan dayağı niteliğini kazanır.

Bu yıl, henüz bu haberler duymuyoruz... Yani, Ramazanın dördüncü günündeyiz daha... Demek ki, oruçlu dayakçılar, daha sabırlarını kaybetmediler, zaman ilerleyip oruç daha zorlaşınca dayakçılar iş başı yapabilir!!... Ya da acar muhabirler henüz ücra köşelere ulaşmadılar...

Neyse... Bu haberler ülkenin hangi ücra köşesinde olursa olsun bize de ulaşacak elbette...

Asıl söylemek istediğim, bu yıl Ramazan dayağı'nı Suriye'nin devrilmek üzere olan diktatörü Esat'ın yiyeceğini dair haberler.

Bazı gazetelere yansıyan habere göre, Suriye'de ki muhalifler Ramazanda işi bitirmeyi düşünüyorlarmış. Anlaşılan Ramazanı gören Esat, Bayramı göremeyecek...

Ya da daha doğru bir ifade ile, Suriye'nin mazlum halkı bu Ramazan sonunda çifte bayram yapacak; hem Ramazanı bitirme coşkusunu, hem diktatörlüğü bitirme coşkusunu birlikte yaşayacak...

Dileğimiz odur ki, komşumuz ve kardeşimiz Suriyede akan kan bir an önce dursun ve bayramları gerçek bir bayram olsun...

Zalimler, bir kere daha zülumlerinin cezasını bulsun ve bu ceza da zulmü alkışlayanlara kapak olsun!