Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Bu yüzden

Bu yüzden
 

Ne zaman manşetler büyük puntolar ile ölüm haberleri verseler ben küçük yazıları okurum. Mavi Marmara olayı çıktığında küçük puntolar ile Devletin İmralı ile görüştüğü yazıyordu mesela.  Dün Çukurca’da gencecik  askerlerin ölüm haberlerinin altında küçük puntolar ile Türkiye’nin tüm dünyanın terörist ilan ettiği bir örgütün militanlarını ülkesine kabul ettiği yazıyordu. Aynı saatlerde Başbakan bu ülkenin her bir karış toprağının şehit kanı ile sulanmış olduğunu bildiriyor ve bir gurur vesilesi olarak naklettiği bu durumu Türkiye’nin düşmanlarını çok iyi bilmesi gerektiğini öğütlüyordu. Cumhurbaşkanımız ise bu mücadelenin uzun soluklu bir mücadele olduğunu kimsenin aklından çıkarmaması gerektiğini söyleyerek gencecik insanların dört yanı dağlar ile çevrili karakolların içinde ölmeye devam edeceklerini müjdeliyordu bizlere. 8 saat süren bir çatışmada  karşı tarafın hiç zayiat vermeden  bölgeden nasıl kaçabildiği ya da 8 saat boyunca bu karakola hava ve karadan destek kuvvet gönderilip gönderilmediği ile ilgili ise hiçbir kurum ya da yetkiliden bir açıklama gelmedi.

1 günde 24 tane şehit verdiğimiz zaman bunu büyük puntolar ile verir manşetler. 24 günde verilen 24 şehit için ise her gün küçük puntolar ile ufak bir alan ayrılır gazetenin sağ alt köşesinde. 1 günde 24 şehit vermek galeyana getirir bu ülkeyi, her gün bir şehit vermek ise herhalde “mesleğin kaderinde vardır” büyüklerimizin ve toplumumuzun nazarında. Bizi enterese etmez. Alışılagelmiş, günlük hayatın içinden bir durumdur. Neredeyse haber değeri yoktur. Sadece büyük puntolar ile harekete geçer bizim toplumumuz, ne hakkında yazdığı çok önemli değildir. Bir gün bir gazeteci olur bu, bir gün bir şarkıcı, bir gün bir örgüt, başka bir gün bir ülke.  Ortak bir düşman lazımdır bize millet olmak için, gerisi teferruattır.  Büyük puntolar ile verilen emirleri uygulamayı seçeriz, sorgulamak yerine. Verdiğimiz oyların hesabını sor(a)mayız. Hesap soramayacağımız yapılar kurma niyetindeki kişileri lider yaparız.  Oğlumuz ölür, vatan sağolsun deriz. Vatan sağ’dır ama çok kan kaybetmiştir. Her gün bir asker ölür ve bize en üç çocuk yapmamız telkin edilir. Ve biz itaat ederiz.  Sonuçlara katlanmayı seçeriz, sebepleri sorgulamak yerine.

Bu yüzden bizim “Ben 8 saat süren bir çatışma boyunca  emrimdeki askerlere gerekli desteği sağlayıp koruyamadım, istifa ediyorum”  diyecek erdemde genelkurmay başkanlarımız, bu erdemi gösteremeyen genelkurmay başkanına, “sen görevinin gereğini yapamadın seni görevden alıyorum” diyecek erdemde yöneticilerimiz, bu iktidarı gösteremeyen yöneticileri istifaya zorlayacak dirayette bir toplumumuz  olmaz.  Bu yüzden her yıl belli dönemlerde askere alınan ve 18 ay boyunca silah altında tutulan erkeklerin ne kadarının okuma yazma bilip bilmediği toplumumuzu ya da devlet büyüklerimizi hiç enterese etmemiş, sivilde okuma imkanı bulamamış bu gençlere devletin bir kurumu olan askeriyede mecburi hizmet yaptıkları süre içerisinde “Yurt Sevgisi” dersi yerine “Okuma-Yazma” dersi vermenin yurt sevgisini daha çok arttırıp arttırmayacağı üzerinde hiçbir tartışma yaşanmamıştır  bu topraklar üzerinde.  Bu yüzden yıllarca emek verdiği oğlunun ölüsünün hesabını cenaze töreninde gördüğü ilk komutanın yakasına yapışarak soran bir anne için, “Şehit ailelerini PKK konuşturuyor” diye bir haber yapılabilmiştir vaktinde bu ülkenin en “büyük” gazetesinde. Bu yüzden 30 senedir verdiğimiz vergiler yaşanan her karakol baskını sonrası mermi ve füze olup dağlara taşlara boca edilir ve biz periyodik olarak güncellenen vergilerimiz ile sessizce yaşamaya devam ederiz.  Bu yüzden biz bizden olmayan herkesi düşman, bizden olan herkesi dost zannederiz.

 
Toplam blog
: 89
: 618
Kayıt tarihi
: 16.12.06
 
 

İlk kitabımı, 'Pal Sokağı Çocukları'nı okuduğumdan beri yazıyorum. Yazmak beni o çocuklar gibi öz..