Buda - sözleri - 6

“Her sabah yeniden doğarız. En önemlisi BUGÜN ne yaptığımızdır.”

“Mutluluğa giden yol diye  birşey yoktur. Mutluluk yolun ta kendisidir.”

“Zihin ve vücut sağlığının sırrı, geçmişin yasını tutmamak, gelecek kaygısı duymamak, şimdiki anı bilgece ve  dikkatini vererek yaşamaktadır”

İnsan zihni geçmişteki hata ve olumsuzlukları genellikle iyi kaydeder ve tekrarlanmaması için sürekli önlem almaya çalışır. Çoğunlukla negatif düşünme şeklinde kendini gösteren bu doğal mekanizmanın amacı aslında insanı sürekli geliştirmektir. Ancak bu lüzumundan fazla korumaya girdiğinde, insanın yeni şeyler denemesine, işleri zamanında yapmasına engel olmaya başladığında gelişme ve iyileşmeye faydası olmaz. Mantık yoluyla ayırd edilebilen bu tür durumlar aslında negatif düşüncenin tanımına girer. Yani mesela bir şeyden haklı olarak korkmak değil, sadece birkaç örneğe bakarak beceremeyeceğine hüküm vermek negatif düşüncedir.

Bu yüzden anları, günleri sadece geçmişin hükümleri değil o anki mantıklı değerlendirmelerimizle yaşamak daha verimli ve geliştirici olur. “Her sabah yeniden doğmak” la kastedilen geçmişinde yaşamamak, o günün getireceklerine objektif düşüncelerimizle açık olmaktır. O gün içinde yapacaklarımızı hakkını vererek, yeterince çaba göstererek, geçmişin engelleyici hüküm ve inançlarına takılmadan yapmak bizim elimizde ve kapasitemiz dahilinde.

“Mutluluğa giden yol diye  birşey yoktur. Mutluluk yolun ta kendisidir.”

Mutluluk bir şeye ulaşıldığında elde edilecek bir zihin hali değildir. Bu tarz düşüncenin doğal olmayan iki yönü var. Birincisi anlardan zevk almadan hedeflere ulaşılmanın beklenmesi. İkincisi mutluluğun bağlanmış olduğu ulaşılan hedefler mutluluğu getirse de bunların hiç birinin kalıcığının garanti olmamasıdır. İnsanın sahip olduğu hiçbir şeyin ne süreyle onun olacağı belli değildir. Buna iş, para, ünvan, akıl, yetenek vb herşey dahildir. Dolayısıyla mutluluğu bunlara bağlayan yada öyle sanan insan her bir kayıpta mutsuz olur. Ama herşeyin geçiciliğini kabullenerek kendini hayatın akışına bırakan, anları yaşayan, iyi çalışan, maceracı bir zihin halinin hissetiği mutluluğun kalitesi farklı olur. Bu zihin hali hayatı varış istasyonunu bilmediği ve ilgilenmediği bir yolculuk olarak görür. Bu da esas mutluluk halidir.

Çocukların büyüklere nazaran bir işi sonuçlandırma ve bunun zamanlamasından ziyade onu yaparken yaşadıkları anlar, duydukları, gördüklerilye ilgilenirler. Büyüklerin zihin hali çocuklarınkine benzediğinde doğal haliyle mutluluk hedefler dizisine bağlılıktan kurtulabilir. İnsanlar işlerini aksatmadan, hedef ve sınırlamaları mümkün olduğunca azaltarak hem verimli hem de mutlu yaşayabilirler. Yavaş şehirler olarak tanımlanan şehirlerde yaşayan insanların çoğunun diğerlerinden daha mutlu oldukları kabul ediliyor.

“Zihin ve vücut sağlığının sırrı, geçmişin yasını tutmamak, gelecek kaygısı duymamak, şimdiki anı bilgece ve  dikkatini vererek yaşamaktadır”

Aslında bir bakıma gerçek olan an “şu” andır. Geçmişin ve geleceğin elle tutulurluk bakımından gerçekliği tartışılır. İnsan geçmişinden ders almak için, eski anıları tazelemek için eski defterleri açabilir. Uzak ve yakın geleceğini planlayabilir. Ama hem geçmişi hem de geleceği düşünürken işe yaraması için bunu bilinçle yapmalı, farkındalık içinde kalarak dozunda bitirebilmelidir. İnsan geçmişe ve geleceğe farkında olmadan ne kadar çok sık dalarsa, anı farkındalıkla yaşamasına engel olmasına izin verirse, zihnin işleyişi o derece kontrolsüz ve sağlıksız olur.

Geçmişin pişmanlıkları, kin tutmaları vb ne derece azaltılır, affedilirse, duyduğumuz kaygıların geleceği değiştirmeyeceği, çabayla çalışmayı engellediği ne derece farkedilirse zihin anları bilgece ve dikkatini vererek o derece yaşayabilir. Anları sadece bilgece yaşamak değil aynı zamanda dikkatini vererek yaşamak ustalığı geçmiş ve geleceğin yükünden kurtulmayla daha çok gelişir.