Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '07

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Budapeşte

Budapeşte
 

Tam olarak 2 yılımı geçirdiğim Budapeşte’den bahsetmeye nereden başlayacağıma karar vermem uzun zaman aldı. Anlatacak çok şey olmasına rağmen, bu yazıyı kısa bir süreliğine bu güzel şehri ziyarete gelenler için yazıyorum. Bulundukları süre zarfında Budapeşte’yi mümkün olduğunca keşfedebilmeleri için elimden geldiğince seçici davrandım.

Genellikle tur operatörleri Budapeşte’yi tek başına bırakmayıp Viyana ve Prag ile beraber 1 haftalık turlar düzenlerler. Aslına bakarsanız bu üç şehre ayrılan 1 haftalık süre bence iyi bir planlamayla önemli yerleri görmeniz için yeterli olacaktır. Turla değil kendiniz tatile geliyorsanız en az 3 gün ayırmanızı tavsiye ederim.

Budapeşte, Buda ve Peşte olarak iki yakadan oluşur ve arasından Tuna nehri geçer. Bu iki yakayı birbirine tam 7 köprü bağlar. Şehir merkezi Peşte tarafında yoğunlaşmıştır. Budapeşte’yi gezmek için yürümeyi tercih ediyorsanız, Peşte tarafında bir otelde kalmanızı tavsiye ederim. Bu sayede otobüs, taksi gibi ulaşım araçlarını daha az kullanmanız gerekecektir. Taksi ücretleri yüksektir ve yoldan taksi durdurduğunuzda daha yüksek tarifeden taksimetre açılır. Telefonla taksi çağırırsanız normal tarifeyi uygularlar. Otobüs, tramvay ve metro pahalı olmamakla beraber, kanımca Budapeşte hava çok soğuk olmadığı sürece yürüyerek keşfedilmesi gereken bir kenttir.

Budapeşte turumuza Peşte yakasındaki önemli yerlerden başlayalım. Hösök Tere yani Kahramanlar Meydanı Budapeşte’nin turistlerce en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir. Buraya Andrassy yolunu ve Oktogon meydanını geçerek ulaşabilirsiniz. Resmi törenler ve kutlamalar hep burada yapılır. Gündüz vakti turistleri taşıyan otobüsler bu meydanı doldurur. Meydandaki Macar Kral Heykelleri gerçekten gözalıcıdır. Bu meydanın iki yanında iki müze bulunmaktadır. Bunlar Güzel Sanatlar Müzesi ile Sanat Sarayı’dır. Buraya gelmişken bu müzelere de uğrayabilirsiniz. Kahramanlar Meydanı akşam saatlerinde kaykay, bisiklet ve rollerblade kullananlar tarafından işgal edilir. Hava güzelse geç saatlere kadar meydanın etrafında akrobatik hareketler yaparlar. Gece çökünce meydan harika bir şekilde ışıklandırılır. Buraya hem gündüz hem de akşam vakti gelmenizi tavsiye ederim.

Meydanın biraz ilersindeki bölgeye Varos Liget denmektedir. Burası şehrin parkıdır ve hemen ileride açıkhava buz pateni pistini görürsünüz. Eger kışın gelmişseniz, 1-2 saatliğine paten kiralayıp bu geniş pistte müzik eşliğinde kayarak keyif sürebilirsiniz. Pisti sağ tarafınıza alıp Millenium köprüsünü geçerseniz 50 metre kadar ileride sağ tarafınızda bir kale göreceksiniz. Tahminlerinizin aksine burası alakasız bir şekilde Tarım müzesidir. Bence bu tarafta zaman geçirmektense yolun sol tarafında yaklaşık 100 metre mesafedeki Szechenyi kaplıcasında gevşemek daha eğlenceli olabilir. Bu kaplıca Avrupa’nın en büyük kaplıcasıdır ve kesinlikle ziyaret edilmeyi hakeder.


Szent Stephen Bazilikası, görmeden geçmemeniz gereken yerlerden biridir. Buraya Kahramanlar Meydanı’na sırtınızı vererek Andrassy yolunu takip ederek ulaşabilirsiniz. Çok hoş bir meydanı olan bu bazilikanın iç kısmı da etkileyici detaylarla süslüdür. Bunun yanında kubbesine bilet alarak çıkabilir ve Budapeşte’ye farklı bir açıdan bakabilirsiniz. Buradan yürüme mesafesindeki Parlamento binası da ilginizi çekebilir. Rehberli bir tur alarak içerisini gezebilirsiniz. Parlamento binasının hemen karşısında ise Etnografya Müzesi bulunmaktadır. Bu yakadaki en önemli müze ise Ulusal Müze’dir. Buraya Astoria veya Kalvin Meydanı’ndan yürüyebilirsiniz. Cumartesi giderseniz ücretsiz girebilirsiniz. Bır başka önemli yapı ise Dohany sokağında bulunan Sinagog’tur. Avrupa’nın en büyüğü olan bu güzel yapıyı da gelmişken gezmenizi tavsiye ederim.


Tuna kıyısı daha evvel bahsettiğim gibi 7 köprüyle Peşte ile Buda yakalarını birbirine bağlar. Bu köprülerden en ünlüsü Lanc Hid yani zincirli köprüdür. Bu muhteşem köprü yaz döneminde haftasonları trafiğe kapanır ve civarında etkinlikler düzenlenir. Bu köprüden karşıya geçerek Buda yakasına ulaşırsınız ve kale bölgesine füniküleri kullanarak hızlıca çıkabilirsiniz. Tabii ısterseniz fünikülerin hemen sol tarafındaki yaya yolunu takip ederek de aynı noktaya ulaşırsınız, sadece biraz daha yorgun biçimde. Kale bölgesinde bulunan Ulusal Galeri’ye uğramamazlık etmeyin. Buda Kalesi’nin iç kesiminde çok hoş bir çeşme bulunmaktadır. Ayrıca bu bölgeden kameranızla birçok nefis görüntü yakalayabilirsiniz. Kaleye çıkmışken Szent Matthias kilisesini ve Balıkçılar Loncasını da görmelisiniz. Bu gezintiyi akşam saatlerine bırakırsanız Tuna nehrinin günbatımında ne kadar güzelleştiğini görme fırsatınız olur.


Buda yakasındaki bir başka önemli nokta Citadella yani şehir surlarıdır. Bu noktadan Budapeşte harika gözükür. Ama buraya ulaşmanız için yürümek yerine taksi ya da otobüs kullanmanızı tavsiye ederim. Yine akşam saatlerinde burası harika bir panaroma sunar. Bu yakada tavsiye edeceğim bir kaplıca da Rudas kaplıcasıdır. Daha geçen sene renovasyonu tamamlanan bu kaplıca Sokollu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Sadece belli gün ve saatlerde erkek ve bayanlar aynı anda kaplıcayı kullanabilir. O yüzden gelmeden evvel gün ve saatleri araştırmanızı öneririm.

Buda ile Peşte arasında Tuna nehri üzerinde Margit adası bulunur. Bu adaya Margit ve Arpad köprüleriyle ulaşılabilir. Adada büyük bir park ve yaklaşık 5 km uzunluğunda bir koşu parkuru bulunur. Budapeşteliler akşam saatlerinde ve haftasonlarında buraya spor yapmaya gelirler. Bu ada üzerinde güzel bir otel de bulunmaktadır. Bütçesi elverenlere Grand Danibius Otelini tavsiye edebilirim. Haftasonları piknik için adadaki park biçilmiş kaftandır.

Anlattıklarımın dışında Budapeşte’de görecek daha pek çok yer bulunmaktadır ama kısıtlı zamanı olanlar için buralar yeterli olacaktır. Gelelim alışverişe. Şehir merkezinde 2 büyük alışveriş merkezi vardır. Birincisi Peşte yakasında Nyugati tren istasyonunun bitişiğindeki West End, diğeri ise Buda yakasında Moskava meydanındaki Mamut. Bunların dışında dükkanlarla dolu olan caddeler ise Kahramanlar meydanına doğru uzanan Andrassy ut’un Oktogon’a kadar olan kısmı, şehir merkezini çevreleyen Erzsebet Körüt ve araç trafiğine kapalı olan Vaci utca’dır. Özellikle Vaci utca turistlerin uğrak mekanlarından biridir. Burada bulunan dükkanlar, cafe ve restoranlar genellikle turist gruplarınca işgal edilir. Tahmin edebileceğiniz gibi alışveriş yerleri anlattıklarımla sınırlı değildir. Vakit bulabilirseniz bu yerlerin dışında da birçok ilginç alışveriş mekanı keşfedebilirsiniz. Macaristan’da para birimi olarak Forint geçmektedir ve 2010’dan evvel de Euro’ya geçmeyecekleri belirtilmektedir. Ortalama olarak 1 Euro, 250 Forint’e denk gelmektedir. Döviz bozdururken kurlara dikkat etmenizi öneririm. Havaalanında ve Vaci utca’daki bazı döviz büfelerinde düşük kurlardan döviz bozdurmayın. Şehir merkezindeki sokaklardaki büfeler doğru kurlardan işlem yaparlar, bunları tercih edin.

Son olarak yemek ve gece hayatı için birkaç önerim olacak. Macar yemekleri genellikle ağırdır ve et üzerine kurulmuştur. Fakat gerçekten çok lezzetli et yemekleri yemeniz mümkündür. En meşhur spesiyallerden biri Gulaş çorbasıdır. Macarlar çorba dese de büyük bir kase sizi doyurmaya yettiği için yemek olarak da kabul edebiliriz. Bir başka spesiyal kaz ciğeridir. Bu yemek pahalı olmasına rağmen gelmişken denemenizi tavsiye ederim. Macar şarapları da fiyat ve kalite baz alınırsa İtalyan ve Fransız şaraplarıyla yarışır. Kırmızı sek için Egri Bikaver ve Teleki deneyebilirsiniz. Macarların tatlı şarabı Tokaj’ı da bir tatlı eşliğinde yudumlayabilirsiniz. Gece hayatı Avrupa’ya kıyasla daha ucuz ve daha renklidir. Canlı müzik dinleyebileceğiniz birçok yer olduğu gibi, club tarzı yerler de Peşte yakasında şehir merkezi civarında bolca bulunur. Yazıma son vermeden evvel yemek, canlı müzik ve dans için favori mekanım Old Man’s Pub’dan biraz behsedeceğim. Budapeşte’de en sevdiğim mekan olan bu yer kaldığım evın de bulunduğu Akacfa utca üzerindeydi ve sık sık buraya giderdim. Akşam 7’den itibaren yemek servisine başlayan bu barda 9 ile 11 arası canlı müzik olur. Her akşam farklı bir grup sahne alır ve pop, rock, blues tarzında müzik yaparlar. 11’den sonra sabah 4’e kadar da diskoya dönüşür. Giriş ücretsizdir ve fiyatlar çok uygundur. Yemek yiyecekseniz ya rezervasyon yaptırın ya da erken gidin. Canlı müzik başlarken masalar dolmuş olacaktır. 11’den sonra mekan iyice kalabalıklaşır ve eğlence sabaha kadar sürer.

Budapeşte herkesin zevkine uygun bir ortam sunarken bütçenizi de sarsmayacak ucuzlukta bir kenttir. Umarım önerilerim daha eğlenceli bir tatil geçirmenizi sağlar.

 
Toplam blog
: 19
: 3149
Kayıt tarihi
: 08.12.06
 
 

1977 İstanbul doğumluyum. Teşvikiye Işık Lisesi'nden 1994'te mezun oldum. 1998'de Uçak Mühendisi ola..