Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '13

 
Kategori
Özel Günler
 

Bugün 14 Haziran, Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü

Bugün 14 Haziran, Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü
 

Bugün 14 Haziran Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü, bugünün ve kan bağışının önemini bir kez daha vurgulamak için bugünkü yazımı bu konuya ayırmak istedim.

Kan bağışının ne kadar önemli olduğunu ancak başınıza geldği zaman anlıyorsunuz. Ne yazık ki biz insan oğlu çok unutkanız. Eskilerin bir sözü vardır.' Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldur.' Yani insanın unutkanlık özrü vardır.

Başımıza gelince dedim. Benim de bu konu ile tanışmam ve bu olayın ne kadar önemli olduğunu anlamam kötü bir anıya dayanıyor.

1996 yılı başları idi. Ocak ayında bir aydan daha uzun bir süre babamızı İstanbul'da evde yalnız bırakıp iki kızımla Paris'e gitmiştim. Gidiş amacımız o yıl Üniversiteyi bitirecek büyük kızıma master, liseyi bitirecek küçük kızıma ise yüksek öğrenimini gerçekleştirmesi için Konservatuar ayarlamaktı. Elimizde Fransa'daki okulların listesi, hocaların adları ile uçağa bindiğimizde dönüşte ne kadar kötü bir olayla karşılaşacağımızı tahmin bile etmiyorduk.

Bizim yolculuğumuz, Paris'teki okul ayarlama serüvenlerimiz zor ama yolunda gitti ve bir ay sonra döndük. Döndüğümüzün ikinci gecesi idi. Zaten döndüğümüz andan itibaren eşimin bir rahatsızlığı olduğunun farkında idim. Bizimle birlikte gelemediği halde bütün sorunlarımızı bizimle birlikte yaşayan ve çok da evhamlı olan eşim sinir ve iyi beslenememekten mide rahatsızlığı çeker gibi idi.

Geldiğimizin ikinci gecesi eşim yemeğini yarım bırakıp yatmak istedi. Biraz dinlenmesinin ona iyi geleceğini düşünüp üzerine varmadım. Biz sofradan yeni kalkmıştık ki banyodan büyük bir gürültü geldi. Banyo kapısını açınca gördüklerim karşısında adeta dilim tutuldu. Banyonun ortasında yere düşen eşim ve ağzından hortum gibi büyük bir tazyikle fışkıran kan. Bir kaç saniye içinde banyonun tavanı ve duvarı kıpkırmızı kan olmuştu. Birden ne yapacağımı şaşırdım. Benim feryadıma iki kızım koştu. Onlar çocuktu ne yapabilirlerdi. İnsanlar böyle acil durumlarda ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Ben hemen aşağı kattaki genç doktor hanıma koştum. Kızcağız ev elbisesi ile bize koştu. Hala eşimin ağzından kan fişkırıyordu. Onu yerden kaldırdık ve acien hastaneye gitmemiz gerektiğini düşündük. Bir çocuk, üç kadın koca adamı nasıl merdivenlerden indirdik, otomobile bindirdik hatırlamıyorum. Ambulans niye çağırmadık, çağırmaya teşebbüs ettik başarılı olamadık mı hatırlamıyorum. Oysa ki İstanbul'da ve çok merkezi bir yerde oturuyoruz. işte insanın aklı duruyor o anda.

Neyse biz 15 dakika içinde Özel bir hastanenin acilinde idik. Neden özel hastane seçtiniz diyeceksiniz .Bize yol gösteren doktor hanım sigorta hastanesinde çalışıyordu ve gecenin bu saatinde acilde bizimle pek uğraşabileceklerini ummadığını belirtmışti. Ben de daha önceki Devlet hastanesi tecrübelerime dayanarak bunu kabul etmiştim.

Gittiğimiz acil servis  kan revan içinde bir adam ve üç tane biçare kadınla, bir çocuğu görünce şaşırdı. Hemen doktorlar koştu ve eşim incelemeye alındı. Yapılan kısa tetkik sonucunda eşimin çok ağır bir mide kanaması geçirdiği, çok kan kaybettiği, kan kaybından şoka girmek üzer olduğu söylendi. Söylenen ve bizi şok eden bir başka gerçek ise eşimin kan grubu idi. AB RH Negatif. Çok nadir bulunan bir kan. Üniversite mezunu, 40 lı yaşlarında, bir şirkette yönetici olarak çalışan bir beyefendinin kan grubunu bu şekilde öğrenmesi ne garip deği lmi. İhmalkarlık işte.

Acilen kana ihtiyacımız vardı. Hem de öyle bir ünite falan değil. Kanama sırasında vücüdundaki kanın yarısından fazlasını kaybeden eşime. En az 3.5 litre kan gerekiyordu. Biz bu kanı nasıl bulacaktık. Acilen bulunmazsa eşim ölüm tehlikesi ile karşı karşıya idi. Öncelikle doktor bir litre olmazsa şoka gireceğini belirtti. Büyük kızımın kanına bakıldı ve hemen ondan bir litre alındı. Biz doktor hanımla gece yarısı kan aramaya hastane ve Kızılay kan merkezlerini araştırmaya çıktık. Ne yazık ki bu kan grubu stoklarda yoktu. Ancak bir unite bir hastane de bulabildiik. Büyük zorluklarla alabildiğimiz kanı hastaneye yetiştirip neler yapabileceğimizi düşünmeye başladık. Eşimin hayatı tehlikesi devam ediyordu ve zaman daralıyordu. Bu arada bütün arkadaşlarımızı, aile fertlerimizı gece demeden aramış ve durum anlatmıştık. Bizimle birlikte yüzlerce kişi kan arıyordu.

Yaşamımın en zor anlarını o iki gün yaşadım. Neler mi yapılmadı. Radyodan, televizyondan anons edildi. Taksi  şirketleri alarma geçti. Özel şirketlerde çalışan arkadaşlarımız bütün tanıdıklarını aradı.

Kısacası yüzlerce insan uğraştı ve kan bulundu, eşim yaşama döndü. Daha sonra öğrendik ki bir hemşire hanımın kurduğu Negatif Kan Grubu Derneği var ve bu gruba dahil olunca herhangi bir kan ihtiyacında size ellerinden gelen yardımı yapıyorlar.

Şimdi eşim ve kızım bu derneğe üye. Sanırım kendilerini biraz daha güvende hissediyorlar.

Kan bağışının ne kadar önemli olduğunu ben bu kötü olayla çok iyi anladım. Aynen kan bağışı gibi, hatta daha da önemli bir konu da Organ Bağışı. Bu konulara böyle kötü olaylara şahit olmadan gerekli özeni göstersek ve insan olarak üzerimize düşen görevi yapsak diyorum.

Zira hepimizin ne zaman kana, ne zaman organa ihtiyacı olduğu bilinmiyor. Hiç kimse öyle zor durumlarda kalmasın. 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..