Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

Bugün 24 Nisan, nasıl üzülmez insan!... / ''Türkiya Defteri''

Bugün 24 Nisan, nasıl üzülmez insan!... / ''Türkiya Defteri''
 

Meds Yeghern' nin 100. yılında... Ezberlerin disinda!...


Ermeniler'in Meds Yeghern' inin doksanbeşinci yılında, 24 Nisan'da, ülkedeki bütün siyasi ve insani gözler, Amerika'dan başkanın yapacağı açıklamaya kilitlenmişti!...

Obama, Osmanlı İmparatorluğunda yaşanan tarihin karanlık zaman parçasına gönderme yaparak, 1, 5 milyon Ermeni'nin sınıra doğru ölüme yürümesinden söz ediyor ya da bu süreçte yapılan büyük bir katliama dikkat çekiyordu!... ('' On this solemn day of remembrance, we pause to recall that ninety-five years ago one of the worst atrocities of the 20th century began. In that dark moment of history, 1.5 million Armenians were massacred or marched to their death in the final days of the Ottoman Empire...'')

''Soykırım '' sözcüğünü barındırmadığı için, başbakanımızın mutlulukla dinlediğini söylediği ve konuşmayı , ''Sayın Obama, bizim hasasiyetimizi iyi bildiği için, o istikamette bir şey demedi...'' şeklinde bu gene tarihsel konuşmayı yorumlamasının ardından da, Türk Dışişleri, ''tek taraflı ve hatalı'' bulduğu bu konuşmayı, esefle kınadığını bildiriyordu!...

Başkan Obama konuşmasında, geçen yıl olduğu gibi, gene Meds Yeghern, yani Türkçe karşılığıyla ''Büyük Felaket'' sözcüğünü vurgulayarak, "Meds Yeghern, Ermeni halkının tarihindeki en büyük felaketlerden biridir ve aynı büyük hataların tekrarlanmaması için ölenlerin anılarını akılda tutmalıyız" sözlerinin ardısıra, bizim için çok daha anlamlı olacak bir şekilde, "1915 yılında Ermenileri kurtaran Türkleri selamlıyorum ve tarihin bu acı dolu dönemiyle ilgili hem Türklerle Ermeniler arasındaki, hem de Türkiye'nin içindeki diyalogdan cesaret alıyorum..." ifadelerine yer veriyordu!...

Şüphesiz bu, Amerika'nın ülkede ve bölgede başlatttığı yeni siyasi süreci dengeleyen güzel sözlerdi!... Bizler, bu coğrafyada bir şekilde yaşayan yaşayan, ''Ottoman Empire'' ın ve yeni genç cumhuriyetin çocukları ve yurttaşları olarak, bu yeni siyasi süreçte belirlenen yerimizi ister istemez almak zorunda kalırken, ben de bu yazımda, sürekli üstümüze deli gömleği gibi zorla giydirilmek istenen ve bizim bilir bilmez, anlar anlamaz, şiddet ve de ısrarla reddettiğimiz bu önemli konuya, farklı bir yoldan yaklaşmaya çalışacağım!...

Dilerim sabırla izlersiniz...

Yaklaşık bin yıldır, belki de daha fazla, bu coğrafyada bir şekilde birlikte yaşayan, Müslüman gövdeli halkların ve yanısıra, , Rumların ve Ermenilerin, Nasturiler'in, Yezidiler'in ve hatta bir adım daha ileriye giderek, II.Büyük savaş sırasında başlarına gelenlere bakarak beşyüzyirmi yıldır beraber yaşadığımız Yahudiler'in bu coğrafyada akıl almaz , vahim durumlarla niçin, XX. yüzyıla girerken karşılaştığını düşünebiliyor musunuz?...

İmamla, papaz efendinin, kol kola girmiş resimlerinin antik vazolara işlenerek, tarihe emanet edildiği bu topraklarda, niçin ve kimin için, kimlerin maddi ve de manevi yüksek çıkarları için, bu halkların kanlarının döküldüğünü, soğuk kanlılıkla, düşünebiliyor musunuz?...

Şüphesiz ki, dünyayı yönetenlerin, yeni sömürgeciliği başlatanların, yani, yeni ve eski emperyalistlerin, dünyayı yeniden paylaşmak isteklerinin artık siyaseten dizginlenemez olduğu, yeni bir döneme dünyanın ve halklarının sokulmasının artık, iktisaden ve de siyaseten bir zorunluluk haline geldiği için!.. Bu gün coğrafyamızda, başlatılan yeni bir siyasi süreçte olduğu gibi!...

(devam edecek...)

26.nisan.2010 / Altınoluk - Uğur Mumcu,

 
Toplam blog
: 392
: 4592
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sağlıklı beslenme, yüzme, doğada yürüyüş ve çevre özel ilgi alanlarım. Şiiri ve..