Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bugün benim doğum günüm

Bugün benim doğum günüm
 

MAVİ UMUTUN UFUKLARI ve GÜNEŞ


Zaman zaman durup düşünmek gerekiyor; yaşıyor muyum ben? Nefes alıyorum, gözlerim görüyor, aklım anlıyor, yüreğim seziyor da... Ve durmadan çalışıyorum, emek veriyorum ama...Yaşıyor muyum sahi?

Yaşamak ve yaşadığın; var olduğun sürece geçen zaman... Benim için bu gün; kırk yedi yıl oldu. Çok şey öğrendim yaşadıklarımdan ve öğrenmeye devam ediyorum. İlk öğrenmeye başladığım yer; ailem. Bu dünyada nefes aldığım ilk günden bu güne kadar yanımda olan ve son güne kadar yanımda olacak olan, her zaman ayaklarımı yere sağlam basma nedenim; ailem. Ailemin olmasının sağladığı "güven"... "varlıklı" olmam. Şimdi ise iki kişilik bir aileyim; aynı "güven" ve "varlıklı olma" duygusunu oğlum için sağlıyorum. Oğluma hep şunu söyledim; "Babanla ayrıldık, öyle olması gerekiyordu ama sen şanslısın; iki masan, iki yatağın, iki odan... iki evin var." İki arada bir derede kalmasın diye de şunu söylemeyi hiç unutmadım; "Ama asıl evin, ne olursa olsun burası". Ve, varlıklı olmayı öğrettim ona; "Bu ev var evi" diyerek.

"Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği"

"Yoğunluğuna" yaşadım sevgiyi; olmayınca, görmezsem öleceğimi sandığım oldu; bu satırları yazdığıma göre... Çiçeklerim oldu hep öyle ya da böyle; onlar sevgiliden daha vefalı; emek verince karşılığını renk renk çiçeklerle ve kokularıyla sunarlar hemen size. Üstelik her mevsim; yine, yeni, yeniden.

"İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya"

Mavi... Bu sayfalarda adımı unutturan mavi, sonsuz mavi… Ve sonlu mavi; denizim. Saatlerce bakabilirim evet gökyüzüne ve evet saatlerce kalabilirim mavide. Hani yüzersin yüzersin de kulaç atacak halin kalmaz, ayakların değer kumsala ve atarsın ya kendini sırt üstü tam da denizin kıyıyla buluştuğu o noktaya... dalgaların gelip gelip size çarpması; dokunması ne hoştur bilir misiniz?..

"Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin"

Arkadaşlarımı, dostlarımı "sımsıkı" kucakladım hep. Ve görüşemesek de, "arkadaşım" dediğim bilir ki ben onun hayatında "var"ımdır ve onun da yanımda yeri hazırdır; "aman" derse elimden geleni yaparım onun için. En çok da yapamadığımda, yetemediğimde üzülürüm. Aslında "öfkelenirim" yetemediğime ama hayatta her şeyi değiştirmeye gücünüz yetmiyor... Genellikle bana "ne vefalısın" derler, ben de onlara diyebilmeyi isterdim ama öğrendiklerimden biri de bu; arkadaşlara sitem yok.

"Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara bir kum tanesi gibi.....dinleneceksin"

Bu dize benim için en özel satırıdır şiirin; bir zamanlar, yorgun düşüp hayattan ve yaşamaktan... hiç bir şeyi yapacak gücüm olmadığında; dalgaların dövdüğü upuzun bir kumsalda "bir kum tanesi" olabilmeyi istemiştim.

"İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına"

Sabah ilk yaptığım şey, şarkı dinlememi sağlayacak bir nesneyi açmak olur. Ve sanırım güncelerimi okuyanlara sürpriz olmayacak, hemen bir şarkı tutarım, sonra keyifle dinler miyim, bağıra bağıra söyler miyim o da şarkıyı dinlediğim zamana kalmış.

Şair Ataol Behramoğlu, bu şiirinde ne söylemek istemiş bilmem. Bildiğim, şairlerin yazdıkları gibi yaşamayabildiği ya da yaşadığı gibi yazmadığı. Ben güncelerimi yaşadığımca ya da yaşananca yazmaya çalışıyorum; doğallığımla, içtenliğimle ve dürüstlüğümle.

Ve şiirin son iki dizesi benim için yazılmış olmalı; "İnsan balıklama dalmalı içine hayatın/ Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına"

Yürüyemedim birden; ellerim kuyruğuma değiyor, türkuvaz mavilerime dalıyorum ben; hoşçakalın.

Sevgiler, maviyle.

 
Toplam blog
: 210
: 3227
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

Yazmak... Öyle güzel, öyle hoş ve öyle derin bir eylem ki!.. Olmazları bile oldurabiliyorsun. "Ke..