Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Bugün bir kaplumbağa olsam...

Bugün bir kaplumbağa olsam...
 

Kaplumbağa


Bugün bir kaplumbağa olsam kafamı içeri soksam, herşey dışarda kalsa, kimse canımı acıtamasa, kalbimi kıramasa...
İşte bunları yazdım, arkadaşlarımla paylaştım. Kaplumlağalığa özendim. Çok şanslılar kaplumbağalar. Canları isterse saklanabiliyorlar.


Açlığa pek dayanıklıdırlar. Çok uzun ömürlüdürler. Yüz, yüz elli yıl kadar yaşarlar.Çok sert ve kemiksi bir kabuk içinde yaşarlar.Dış etkilere dayanıklı olmaları bundan. Kaplumbağa sık sık uykuya dalar. Yaşadığı çevrede sıcaklık düşmeye başlayınca iyice uyuşup kalırlar. Bol güneş ışığı alan kuru topraklarda kendine bir delik kazıp bütün kışı orada geçirmek üzere içine girer. (bu arada bana da böyle bir yer lazım, kaçıp saklanacağım bir yer. Uyanınca bir bakmışım bütün sorunlarım çözülmüş.Ne güzel olurdu!)


Gözleri oldukça keskin, koku almaları gelişmiş ve duymaları bir hayli zayıftır.

Ben de kaplumbağa olsam, keskin gözlerimle tehlikeleri görür, kokusunu alır, işime geleni duyar, işime gelmeyeni duymazdım.


Bir arkadaşım benim kaplumbağa olamayacağımı düşünüyor.


'canım benim sen kaplumbağa olamazsın bu bir, hadi oldun diyelim kafanı nekadar içerde tutarsan tut o güzel yüreğin var oldukça gene kalbini kırar gene canını acıtırlar.. bu iki, her kalp kıranda her can acıtanda da bir yürek var ve birde takdiri ilahi denilen bir güç, elbet gün gelir onlarında kalbi kırılır, canları acır işte ozaman esas onlar kendilerini nereye saklıyacaklar bakalım??? bu da üç' dedi bana.


canımı yakanların canı yansa da üzülürüm ben.
oysa onların gözlerinde hala can yakmanın zevki var, hayat ne kadar adaletsiz, ne kadar acımasız.
herkes herkesi sevmese de olur ama kimse kimseyi üzmesin lütfen!


Aklıma tavşan ile kaplumbağanın hikayesi geldi.
mutlu oluverdim birden (beni mutlu etmek çok kolay)


Tavşanın birisi çok övünüyormuş.
- Bu ormanda benden hızlı koşan yoktur. Varsa gelsin yarışalım diye söyleyip geziyormuş. Kaplumbağa bir gün:
- O kadar böbürlenme kendine de o kadar güvenme. Ben senden daha hızlı koşarım.İstersen yarışalım, demiş ....

Tavşan kaplumbağanın bu sözlerine kahkahalarla gülerek:
- Sen mi benimle yarışacaksın. diyerek alay etmiş. Ama yine de yarışı kabul etmiş.
Yarışın başlangıç ve bitiş yerlerini belirlemişler, yarış başlamış.
Tavşan çok hızlı başlamış. Ama biraz ileriye gidince geri dönüp bakmış ki tavşan, kaplumbağa hiç görünmüyor. Yatmış bir ağacın dibine uyumuş. Uyandığında. , bakmış ki kaplumbağa yarışı bitirmek üzere.
Tavşan koşmuş fakat kaplumbağa varış yerine ondan önce ulaşmış.
Kaplumbağa tavşana:
“ Hiçbir zaman kendini başkalarından üstün görme.
Ben KENDİME inanarak seni geçtim”demiş …

Aslında rekabeti hiç sevmiyorum.Ben sen kavgaları kısır döngüler, yaman çelişkiler, kara delikler bana göre değil.
Kavga, gürültü, huzursuzluk, fesatlık yok benim doğamda.
Yine de hayat boyu ne kadar kaçsam da içinde buldum kendimi.
Bence yeter demenin tam sırası şimdi...

 
Toplam blog
: 34
: 1352
Kayıt tarihi
: 10.08.07
 
 

İngilizce öğretmeniyim. Ailem benim her şeyim. Yazmayı çok seviyorum. Söylediklerim karşımdakiler..