Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '16

 
Kategori
Deneme
 

Bugün kendime rastladım.

Bugün kendime rastladım.
 

Oğul ve arkadaşlarına selam olsun


İstanbul’a ya da benim çocukluğumdaki, İstanbullulara has konuşmalarda sık sık rastlanan(Abi kızın günahı yok elinden geleni yaptı; adam bencilin; beceriksizin teki) Bu cümlede adı geçen “KIZ” on sekiz de olabilir otuz sekiz de

Sanki adı söylenmeyince müdafaası daha kolay oluyor.

Her nedense İstanbullu halalarım geldi aklıma bir anda; hiç birbirlerine benzemezlerdi.

Birbirinden apayrı modeller; babam en büyükleri; abi; en çok ortanca halamla gürültülü fikir teatisinde bulunurdu. Tipik yetişkin didişmesi; incir çekirdeğini zar zor dolduran konular.

Sabahat halam ( bu isim Kur'an'da geçmiyormuş; Arapça kökenli; güzellik letafet gibi anlamlar taşıyor ve Türkiye’de isim sıralamasında 1333. Sırada yer alıyormuş dijital ansiklopedi öyle diyor.)

Ve babam İstanbul’a her gittiğinde onun evinde kalırdı. Sabahat halam ne zaman doğmuş, hangi okula gitmiş, askeri pilot Necdet eniştemle nasıl tanışmış, düğünleri nerde olmuş, hiçbir bilgi kırıntısı hafızamda yer etmemiş.

Bugün kendime rastladım merdivenlerde; yüzüm solgun değildi ama çok yorgundum.

Dolunay Süper Ay olunca; Okan’nın çektiği resmi görünce, dün gece Kurt Kız oldum yine; asil kurt gibi uluyamadım; çocuk gibi ağlamak geldi içimden...

Neden mi? Yarım baş ağrısı tuttu yine; sağ sinüzitteki arıza kronikleşti besbelli.

Basamakları telaşlı telaşlı çıkarken sanki evde bir bekleyenim varmış gibi; tozlu tırabzana tutunmayınca- Sabahat kılıklı-dedim kendi kendime; ne alaka o bir, gamzeli; beyaz tenli tatar güzeliydi…

Ama birçok huylarının genetiği yapışmış üzerime; önce iş şimdi iş sonra işler halledilmeli.

Yorgun bedene: Askeri disiplin fazla geliyor; kaytarmak istiyor.

Bugün rastladım kendime; baş ağrısı: Yapışmış burnumun yarısına; sağ gözüme ve şakağıma sivri tırnaklarını geçirmiş.

Kucakladığım süpürgeyi bırakamıyorum köşesine…

İşte böyle; birkaç yıl önce aynalarda çok sık karşılaşırdım kendimle; dudağımın kenarına konardı kırıntıları; vakitsizlikten deli gibi atıştırdıklarımın.

Biraz evvel yine karşılaştım kendimle; görmezden geldim.

Ne isteyeceğini biliyorum.

“Evde o yok bu yok alışverişe gitmelisin” diyecektir.

Başım kazan gibi dışarısı soğuk yağmurlu; halimden anlamayacak, sadece sitem edecektir.

“Salıverme kendini.”

Diyecektir.

Alev Meisel

 

15.11.2016/ Salı/ Berlin                    

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..