Bugün saha da topal bir Fenerbahçe vardı.

Hayırlı bayramlar.

Bayram dolayısıyla kendimizi dinlenmeye alıp blog yazmayacaktık ancak Fenerbahçe’nin maçlarının blog yorumcusu olmamdan ötürü Avrupa Şampiyonlar liginde ki maçı nedeniyle bu gece maçı izleyip hemen ardından bilgisayarın başına geçtim.

Üzgün ve parmaklarım bir türlü klavyeye gitmiyor.

Bu ne biçim futbol böyle anlamak mümkün değil. Galatasaray’ın H. Berlin karşısında ki futbolu ile Fenerbahçe’nin bugünkü futbolu arasında dağlar kadar fark var. Bu açıkça belli oluyor. Ne kadar da Galatasaraylı olmasam da bunu açıkça görebiliyorum.

Fenerbahçe ne yazık ki futbol adına bir şey vermemiştir. Ve ben bu maçtan hiç zevk almadım. Almadığım gibi de hiçbir şey de anlamadım.

Geçen yıl ne kadar mutluyduk ve dört köşe zevkten dünyalar bizim olduysa bu sene bunların hiç biri olmadı. Olamadı daha doğrusu. Zico bu takıma ruh kazandırmıştı. Geçen yıl yenik duruma düşmesine karşın maçı çevirmesini bilen bir takım vardı. İşte ben bugün 20. Dakikasında yemesine rağmen maçın son dakikalarına kadar maçı çevirecek atak yapmalarını bekledim durdum. Arogenes çaresiz ve bitkin. Böyle bir teknik direktörden ne bekleyebilirsiniz ki. Keza futbolcular da aynı bitkin ve çaresiz, ayakta duracak halleri yok sanki. Derler ya “Üzüm üzüme baka baka kararır” diye. Aynen o şekil de futbolcular da antrenörlerine baka baka halsiz ve bitkin olmuşlar. Depar atacak mücadele edecek hüviyette değillerdi.

Ve Fenerbahçe Şampiyonlar Ligine havlu atmıştır. Duyurulur.

Hepimize geçmiş olsun.

Artık bundan sonra ne yapılmalı. Yeni hedefler seçilmeli. Takım en kısa zamanda toparlanmalı. Lig’de ki ilk 6 hafta da alınan 4 yenilgi ve 6 puanla epey geriye düşmüş olmasına karşın sonra ki 8 haftalık periyotta alınan 6 galibiyet 2 beraberlikle toplam 20 puan toplayarak bir çıkış yakalamışsın. Senin artık bundan sonra ki görevin bu çıkışı sonuna kadar götürüp şampiyonluğu elde etmek olmalı Bu bir. İkincisi unutulan ve şimdi 25 yaşına gelmesine karşın henüz Federasyon Kupasının yüzünü görmemiş olan bir genç kardeşimize bu kupayı göstermek olmalı.

Yani lig alınmalı ve başarışız olunan Avrupa Kupası yerine Federasyon kupası müzemize götürülmeli. Acilen bunları yapmak için gereğinin yapılması.

Yapmazsanız bilmiş olun ki taraftar bunun hesabını soracaktır.

Çünkü ve Fenerbahçe büyük bir kulüptür. Büyük olduğu gibi Avrupa’da her zaman başarılı olmak zorundadır.

Sizler “Dünya kulübü olacağız” diye yola çıkmadınız mı?

Başarılı olamadığınız zaman karşınıza her sefer çıkılacak şöyle hatırlatırlatacaklar adama.

“Hani, nerede?”