Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '08

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Bugün senin!

Bugün senin!
 

Sen…

Bir günah!

Saklanacak bir giz

Aklanacak bir leke gibi

Ana rahmine düşende

Yazılır dizelerin.

Şişinemez sokaklarda

Gerinemez…

Müjdelenemez konu komşu

Eş, dost, akrabaya

Senin gelişin.

Ananın boynu bükülür

Susuz kalmış çiçekler gibi.

Babanın omuzları düşer

Söğüt dalları gibi.

Ta ki doğana kadar,

Herkesten gizlenir cinsiyetin.


Başa gelmiş bir kaza


Namlusundan…


Nereye fırlayacağı belli olmayan


Serseri bir kurşun gibi


Dikkat kesilir.


Ana, baban, konu, komşun, akraban.


Ana rahmine düştüğün an gibi…


Depreşir korkusu herkesin.


Amman başına bir şey gelmesin.


Çünkü artık bir ergensin.

Dedik ya…

Sen bir tehlikesin şu an

Herkes için.

Korunacak, kollanacak

En çok da şeytana uyacak

Deli çağlarındasın.

Saçın, başın, eteğin.

Hele ki kalbin!

Kalbin!...

Onu mahzenine kapatmalı

Mahzeninde tutmalısın.

Savurmamalısın öyle her önüne gelene.

Hatırla…

Daha ana rahmine düşende

Yazıldı senin kaderin.

Sen tehlikesin!

Sen şeytanın ta kendisi!

Hele…

Hele ki bacakların.

Bacaklarının arası…

En çok…

En çok da ona dikkat etmelisin!

Amman ha...

Bir yanlış adımda

Kararır dünyası herkesin.

Sen…

Sen tehlikesin!

Herkes için.

Sen susmalı

Sen durmalı

Sen konuşmamalı

Üç adım arkasından gelmelisin

Erkeğinin.

Unutma!

Sen bu dünyaya yanlışlıkla geldin.

Ana rahmine yanlışlıkta düştün


Sen ana rahminde

Yanlış süren bir filizsin!

Boynu bükük olmalı

Senin dizelerinin

Gözleri yarı kısık

Dili usturuplu

Yüreği demir perde.

Sokakları derli toplu

Keşke

Keşke…

Ana rahmine hiç düşmeseydin.

Sen bu dünyaya

Yanlışlıkla geldin!

Ananın boynunu

Babanın omzunu düşürdün yerlere

Sokaklarda gezip dolaşamadı

Şişinemedi küheylan gibi

Senin gelişinle

Hiç kimse

Erkek adamın

Erkek damadı olurdu ne de olsa

Hafiften boynu bükük

Aklanmak zorunda kaldı senin adın.

Ciddi…

Soruyorum şimdi

Sen bu dünyaya niye geldin?

Ayağın niye değdi?

Sandalyeden durduk yere.

Keşke en aklanabilir

En katlanabilir olduğun zamanlarda

Sekiz yaşlarında

Kalabilseydin.

Sen bu dünyaya yanlış geldin!

Senin adın

Kadın

Cinsiyetin kurşunlanmalı

Ara sokaklarda.

Sevgin yağmalanmalı.

Hele… Hele ki kalbin.

O hiç olmamalı.

Saçlarının telinde boğulmalı

Ana rahmine ilk düştüğü an adın.

Senin adında yoktu ki zaten

Yine de olmamalı adın

Şiirin yarım…

Dizelerin utangaç

Tenin vurdumduymaz olmalı

Tenin uyanmamalı

Herhangi bir erkeğe


Kazarayla da olsa


Asi memeler gibi.


Tenin terbiyelenmeli


Daha yaşken eğilmeli ağaç.


Tıpkı adın gibi!

Unutma…

Sen bu dünyaya yanlış geldin.

Ananın boynunu,

Babanın omzunu düşürdün yerlere.

Sen müjdesi

Sokaklarda gezinemeyen

Bir kabulleniştin.

Erkek adamın

Erkek damadı olmaya endeksli bir kabulleniş.

Sakın ola ki erkeğini de kendin seçmeyesin ha

Unuttun mu?

Sen bu dünyaya yanlışlıkla gelmiştin.

Ana rahmine…

Yanlışlıkla düşmüş.

Sahi…

Neydi derdin?

Sebebin…

Sen bu dünyaya

Neden geldin?

Senin adın olmamalıydı!

Ama varsın!

Hoş geldin!

Ana olunca serilecek

Ayaklarının altına cennetin

Ana oluncaya kadar…

Sabret!

Sen dünyaya yanlışlıkla gelen kadın

Ana olunca aklanacaksın!

Al sana hediye

365 günden arta kalan.

Bugün senin.

Tepe tepe kullan.

Bu gün 8 Mart.

Bu gün senin!


Dört Mart 2008/ Aynur Sarıkaya

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..