Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Bugüne not: Sen kendine değer vermedikçe, karşına hep sana değer vermeyen insanlar gelir

Bugüne not: Sen kendine değer vermedikçe, karşına hep sana değer vermeyen insanlar gelir
 

Eğer hayatında yürümeyen şeyler varsa, bir nefes al ve önce kendinle başla.

Bu senin hikayen unutma, çöplüğe de çevirebilirsin, gül bahçesine de...

Eski olumsuz düşünce, duygu ve davranışlarını artık yerini olumlu düşünce ve davranışlara bırak.

Önce yorulmuş zihnini sakinlik ve huzurla doldurmadan ona yeni ve olumlu şeyler ekleyemezsin, önce kirlenmiş, yorulmuş zihnini temizle...

Kime güveneceğini iki kere düşün.

Bazen kendinde düzeltmen gereken davranışları aynalamak için de sana o davranışların aynısını yapan insanlar denk gelir.

Sen kendine değer vermedikçe karşına hep sana değer vermeyen insanlar gelir; önce kendinle barış, kendine değer vermeyi öğren...

Birilerinden darbe aldığında, üzülüp kahrolduğunda acaba buna sen mi müsade ettin de oldu? Çizgini ne kadar çiğnemelerine izin verdin; sen dik durabildin mi?

Birilerini yargıladığında ya da birilerinin yaşadığına kötü bir söz söylediğinde; bir gün gelir aynı olayları senin de yaşadığına tanık olursun.

Ne zaman duygusal bir beklenti içine girmezsin işte o zaman istediğin şeyler kendiliğinden sana gelmeye başlar.  

Mutluluğunu bir olaya, bir insana fazla odaklama; bu tarz mutluluklar geçicidir oysa senin aradığın geçici mutluluklar değil. Olması gereken şu: Senin kendi varlığınla, kendinle mutlu olman;  mutluluk bu, işte bu kadar basit...

Birilerinin çıkıp senin eksik parçalarını tamamlamasını bekleme; senin kendinin bile tamamlayamadığın eksik parçalarını kim, nasıl tamamlasın? Önce sen yarım olma; kendin içinde tam ol.

Şunu sor önce kendine; benim hayata, mutluluğa, başarıya, sağlığa, paraya, aşka yüklediğim anlam ne? Bir ilişkiden, kariyerimden, kısaca hayatımdaki her şeyden ne bekliyorum?

Sen başına gelen bazı şeyleri niye tekrar, tekrar yaşıyorsun bir sor bakalım kendine; kendi kibirinden mi? Egondan mı? Bilinçaltına kazıdığın korkularından mı? Takılıp kaldığın ama zamanla işe yaramadığını gördüğün sabit fikir ve kalıplarından mı? Geçmişin bittiğini, geçmişte yaşadıklarının etkisini taşıdığın sürece anda gelecek güzellikleri de yok ettiğini, her şeyin aslında bu anda olduğunu kabullenememenden mi?

Etrafı suçlarken kendi içine dönmeyi unutma ve önce içindeki seni özleyen o çocuğa, o çocukluğuna git, belki de seni çok özlemiştir ve yıllardır kendini yeniden bulmanı sabırla beklemiştir o çocuk...

Önce o çocuğa sarıl ve bugüne kadar bedenine, ruhuna verdiğin zararlar için özür dile ondan...

Etraf kadar kendini de suçlamayı bırak artık... Sadece önce kendini affetmeyi bil...

Kendini affet ve sonra da tekrar sıkıca sarıl hala içinde yaşayan o küçük çocuğa...

Ve söz ver ona, O İÇİNDEKİ UNUTTUĞUN ÇOCUĞA; "Artık hayatımı toparlayacağım. Kendi içime dönüp önce kendimi bulacağım. Tam ve bir bütün olmayı öğreneceğim kendimle..."

İşte aslında o çocuk hala sensin....

O söz verdiğin de kendin...

 

Yeşim BUYURGAN

 
Toplam blog
: 92
: 4767
Kayıt tarihi
: 10.11.10
 
 

İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü'nden Kimyager olarak mezun olmuştur. 1996-1997 yılları ..