Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Bugünkü düzenin ölümcül yanlışları

Bugünkü düzenin ölümcül yanlışları
 

1-) Dünyayı kendine örnek almak

Amerika’yı örnek alıyorsun. Dört katın nüfusu var ama on dört katın da arazisi var. Zamanında 100 milyon bizon doyuyormuş bu topraklarda. Obama gelsin külahıma anlatsın. Amerikalılar Tanrı’dan torpilli. Gittiler beleş ülkeye kondular.

Türkiye’nin bazı angut yöneticileri bilgisi yok, düşüncesi yok geliyor başa, sağa bakıyor, sola bakıyor, Irak ne yapmış, Avrupa’da nasıl, Çin hangi yolu izlemiş, bakıp devlet politikası oluşturuyor. Tabi ki Çin başka, Avrupa başka; bizimki çuvallıyor.

2-) Ülkenin tüm kaynaklarını kullanmamak

Toroslar ülkemizin güneyini kaplıyor. Merak ettim. Şu ihracat kalemlerinizde Toros menşeili bir ürün var mı?”Neyini koyacağız, Allahın dağı işte.” Vardır, vardır. Sen yeter ki araştır. Hiç bulamadın, görüntüsünü satarsın kartpostal diye.

300 bin km tarıma uygun alan var; sen 30 bin km’de tarım yapıyorsun. Ülkenin yarısı orman olabilir; sadece onda biri orman. Karadeniz “kimse yüzüme bakmıyor” diye küsmüş. Güneş diyor ki “bu ülke kıymetimi bilmiyor; alıp başımı kutuplara gideceğim”

3-) Gerçeği yansıtmayan hesaplarla hem kendini hem de halkı kandırmak

Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir on bin dolar mı? Benim niye bin dolar? Ben kişi değil miyim? Pireyi al, deveye kat. Ortadan ikiye böl. Çıkan yine deve olsun. Siz salak mı kandırıyorsunuz?

Patlıcanın fiyatı pazarda beş yıldır aynıymış. Benim maaşım da otuz yıldır aynı, ne haber?

Türkiye’nin iç ve dış borç toplamı(Bu arada kafa karıştırmak için IMF’nin borcu, kamunun borcu gibi ifadeler kullanılıyor. Borcumuzun ne kime olduğu ne de vadesi beni ilgilendirmiyor. Türkiye’nin toplam kaç lira borcu var, ben ona bakarım) 220 milyar dolardan 460 milyar dolara çıktı. Patlıcanın değişmeyen fiyatını açıkladığınız gibi bunu da açıklayacaksınız. Ama daha önemlisi yedi yılda harcanan 240 milyar doların karşılığında ne var? Üçün biri mi? Yoksa milyonlarca işsiz mi?

4-) Devleti yönetenlerin korkması

Adam 42 yaşında emekli oluyor. Devlet ”Böyle şey olmaz, 60 yaşında emekli olacaksın” diyor. Belli, bazı kesimlerin kışkırtmasıyla bir kısım insanlar bu kanuna”mezarda emeklilik” adını koyup sokaklarda yürüyorlar. Devlet halkın tepkisinden korkup geri adım atıyor.

Devlet mafyadan korkup mafyanın üzerine gidemiyor. Çiftçiden korkup köylüye bir şey diyemiyor. Esnaftan korkuyor, memurdan korkuyor, Askerden korkuyor, sendikalardan korkuyor.

Aslında bu tepki gurupları halk değil. Perde arkasından birilerinin kışkırttığı menfaat gurupları. Adamlar kendilerine halk süsü vererek işlerine gelmeyen bazı kanunların çıkmasını engelliyorlar. Yıllar önce 60 yaşında emekliliğe “mezarda emeklilik” deyip kazan kaldıranlar bugün niye razı oldular? Demek ki istenildiği zaman oluyormuş.

Unutma, sen halktan korktuğun zaman halk senden korkmaz. Elbette tercih etmiyoruz ama yine de devletin bir ağırlığı olmalıdır. Devlet her şeyi yapabilecek güçte olmalı ama sadece gerekeni yapmalıdır. Halktan korkan bir devlet olur mu? O zaman sen ülkede hiçbir şey yapamazsın ki.

5-) Gerçekte ülke sorunlarıyla ilgisi olmayan işlerle uğraşıp enerjisini boşa harcamak

Bir yazımızda başbakanın günlük planını yazmıştık. Abudabi şeyhini karşılamak, açılışlar, nikâh şahitliği… Başbakanın mesaisi bu olursa gerisini siz düşünün.

6-) Hangi alanda dünya yıldızı olacağını bilmemek

“Türkiye hangi alanda dünya yıldızı olabilir?” diye sarı danaya sorunuz. Meleyerek: ”Turizm” diyecektir. Sonra ekleyecektir: ”Tarım” Sarı dana biliyor da yönetici neden bilmiyor?

7-) Borçlanma

Borç yiyen kesesinden yer. Yarım trilyon dolar borç ne demek ya! Kredi kartı borçlularının bile durumu sizden iyi. Varsa bir şeyi satar öder borcunu. Siz neyi satacaksınız? Türkiye’yi mi?

8-) Halkın elinde olduğu söylenen 20 milyon silah ve devletin halen halka silah dağıtması

Al silah kullan diye insanlara nasıl izin verilir? Bir ülkenin halkında nasıl 20 milyon silah olur? Böyle olunca tabii ki devlet halktan korkar. Aslında sizin ihtiyacı olanlara tank falan da dağıtmanız lazım. Bu çağdışı uygulama nedeniyle Türk Devletini ve de tepki göstermediği için Türk halkını kınıyorum!

9-) Yarım asırdır bir Güneydoğu politikası belirleyememiş olması

Boş arazilere bomba, TRT şeş. İşte devletin 30 yıllık güneydoğu siyaseti. Kandil ülkemizde bir Kürt politikası üretilemeyişinin sonucudur. Kırk bin kişi bu nedenle ölmüştür. Adam benim varlığımı kabul et, dilimi konuşayım, kültürümü yaşayayım, ekonomiden pay ver, uluslararası arenada beni de onurlandır diyor. Hepsi bu. Eli kanlı katiller sayende kahraman oldular. PKK dağa çıkarken içeride sen de bunları yapsaydın hem kırk bin kişi boşu boşuna ölmeyecek hem de bir tek Kürt dahi PKK’yı desteklemeyecekti. Çankaya’ya giden Enver Paşa oluyor ya! Sınır ötesi harekâttan önce sınır berisi icraat olmalıydı.

10-) Dünyaya kapalı Türkiye

İhale, inşaat, kahvede okey oynayan Türkler, Beyaz Saray’daki casus derken herkes bizi tanıdı. Dünya iyi ya da kötü şöhretiyle Türkleri tanıyor ama Türkiye’yi tanımıyor. Dünyanın ta bilmem neresinde Acun Türkiye’yi soruyor, adam Hasan Şaş diyor.

11-) Ülkenin önüne net hedefler konmaması

Türkiye hedefi, rotası belli olmayan bir gemi gibi okyanuslarda ilerliyor. Hedefi, rotası belli olmadığı için de ara sıra dalgalara çarpıyor; kıyılara, kayalara çıkıyor. Hiç değilse Atatürk’ün seksen yıl önce söylediği”Muasır medeniyet seviyesine ulaşmak” hedefini tekrarlayın bari.

12-) İnsanları korumaya değil suçlu yakalamaya dayalı güvenlik sistemi

Adam gitsin öldürsün sen yakala hapse tık. Adam gitsin öldürsün sen yakala hapse tık. Sakın öldürmesine engel olma. Bu iş çok zevkli çünkü. Alkışlıyorlar, madalya takıyorlar, üç maaş ikramiye veriyorlar. Hem Komiser Kolomboculuk oynamak da çok güzel. Bunun adına resmen”Gardiyan devlet” denir.

13-) Yılanla çekirgeyi vuruşturup, çekirgeye “mağdursan hakkını ara “diyen çağdışı adalet sistemi

Yılan çekirgeyi genelde yutar. Hani tadını beğenmedi biraz parçaladı attı bir tarafa. Devleti âliden bir ferman geliyor:”Hakkını ara” Gidecen kadıya. Nerde? Kaf dağının ardında. Üç gün mü desem, üç yıl mı desem bir zaman sonra çıktın huzura. Akşam gittin olmadı. Sabah gittin olmadı. Bilmem kaç güneş batımı sonra karar anı geldi. Yılan o yılan değil. Kanlı dişleri altın kaplama. Senin parçaların birleşmiş. Kadı sana inanmadı. Çıkışta biri kulağına fısıldadı. Meğer kadı yılanın amcasıymış.

14-) Güç bölündüğü için bir milyon kişinin ülkeyi koruyamadığı çağdışı güvenlik ve savunma sistemi

Bir kısım vatan evlatları doğuda şehit oluyor. Kalanı mıntıka temizliğinde”keşke bizde savaşsak” diyorlar.

Ümraniye’de üç buçuk serseri sokakları savaş alanına çeviriyor. Üç buçuk polis baş edemiyor. Yurdun her yeri Ümraniye. Gazi yanıyor, Taksim ateşler içinde, Eruh’ta mayınlar patlıyor, Mersin alev alev. Benim yarım milyon askerim hırsından dişlerini gıcırdatarak mıntıka temizliği yapıyor.

15-) Nato’ya üyelik ve Amerika’yla stratejik ortaklık

Amerika bizim babamız, Nato anamız mı? Niye onlara göbek bağıyla bağlıyız. Yoksa korktuğumuz için mi “Abi bizi koru” dedik. Barbaros’un torunlarına ayıp olmuyor mu? Kurtlar yer inşallah bizi! Amerika bizi o kadar seviyorsa bir Nasa da bize kursun. Ay’cılık oynayalım. Hiç yapar mı? Onun kukla askeriyiz çünkü. Yazıklar olsun!

16-) Halkın ülkenin doğal kaynaklarından hiçbir şekilde faydalandırılmaması

780 bin km uçsuz bucaksız ülke. Adamın dikili ağacı yok. Mezar yeri yok. Sevimli balinamız Aydın’ın, karetta karettaların var da onun yok. Niye sevsin ki bu ülkeyi?

Sahi bu toprakların tapusu kimde? Milyonlarca yeri yurdu olmayan Türkiye vatandaşı bizler bu bölüşüme itiraz edeceğiz. Yılanın amcası kadı efendi hazretlerine dilekçe vereceğiz.

17-) Farklı etnik ve dini kimliklerin yok sayılması; bunlara ait varlıkların ve kültürlerin yok edilmesi

Türkiye’de Kürt var mı? Sesleri çıkıyor. Demek ki var. Peki, Çerkez?”Seviyorum Çerkez kızı!” Çerkez de var galiba. Laz, Gürcü, Tatar, Arap, Süryani, Ermeni, Yahudi, Rum, Alevi, Şii, ateist? Azınlık bunlar. Azınlık ne demek? Yedek vatandaş gibi bir şey. Peki kültürleri? Adet ve gelenekleri? Kimlikleri, kişilikleri? Mozaik bunlar. Sen de turşu küpüsün.

18-) Ülkeyi kim yönetiyorsa onun düşünce ve anlayışının ülkede hâkim kılınmaya çalışılması

Tayyip geldi takke giydik. Elimizde tespih. Ayağımızda takunya. Kıçımızda Arap donu. Entele söveriz. Birahaneci döveriz.

Git bahar, gel bahar hani olmaz da, oldu ya Baykal geldi. Tak, caminin avlusuna Atatürk heykeli. Ondokuz mayısta yarı çıplak kızlar. Zikire yasak, duaya sınırlama.

19-) Gaza gelme

Kenya’da vahşi hayvanlar ülkeyi bir baştan öbür başa istila etti. Peru’da İnka tapınağı yıkıldı. Tibet’te Yak öküzü uçurumdan yuvarlandı. Uganda’yı çekirgeler bastı. Hemen Obama Tayyip’i arar. ”Yardım et, sen büyüksün” Niye? Sen daha büyüksün. Mars’a gidiyorsun da Tibet’e gidemiyor musun? Biraz da kendi işlerimizde böyle gaza gelsek.

20-) Bilim ve sanata hiç önem verilmemesi

Dünyada olsun olsun on milyon Yahudi yüz tane bilim adamı çıkarmış. On altı devlet kurmuş İmparatorluk varisi ülkemizde uluslararası çapta bir kişi bile yok. Nasıl kahrolmayım?

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..