Bujiteri dükkanlarındaki mutluluk!

Aksesuar nedense üniseks, takı ise feminen bir kelimedir.

Aksesuar ve takılar kadın dünyasının bütününde büyük bir yer işgal ederken, erkek dünyasında genellikle varlıklı olanlar için önem arz eder.

Kıravat, kıravat iğnesi, kol düğmesi, saat ,cep telefonu, gerçek güneş gözlüğü, kemer, tespih, altın kalem, fular, yün atkı, kasket, şövalye yüzük, altın künye, madalyon, altın çakmak (bir zamanlar yoğunlukla kullanılırdı)  ve ( son zamanlarda )  küpe,  erkeklerin aksesuar ve takı dünyasının  elemanlarıdır. Esasında künye, madalyon ve küpe erkekler için takı olarak değil de aksesuar olarak değerlendirilebiliyor. Yani erkekler için, takı kelimesini yok sayıp sadece aksesuarlardan bahsetmek daha doğru olur. Takı kelimesi, erkek dünyasında pek kullanılmıyor.

Tabii acı bir gerçektir ki, ülkemizde aksesuarlar,  genellikle varlıklı olan erkeklerin dünyasında yer alır.

Günlük yaşantımızda orta ve düşük  varlıklı erkeklerimiz, çoğunlukla, cep telefonu, kıravat, saat, tespih, kasket ve kışın da yün atkı kullanırlar. Diğer aksesuarlar,  varlıklı olanlara aittir .

Fular veya altın madalyon kullanan orta halli bir erkek hiç gördünüz mü?

Yani kısacası aksesuarlar, erkek dünyasında bir statü göstergesidir. Sınıf farkını ifade eder.

Kadın dünyasında ise aksesuarlar ve takılar ,erkek dünyasında olduğu gibi bir statü göstergesi değildir. Altın takılar, tokalar, kemerler, ipek veya yün eşarplar, çok süslü şapkalar, fularlar, çantalar, gerçek güneş ve numaralı gözlükler, cep telefonları, hızmalar ve etollerden oluşan "kadın dünyası aksesuarlarını ve takılarının"  büyük çoğunluğunu, orta halli kadınlarımız  da kullanmakatadırlar. Hatta, altının yerini gümüş takı ve aksesuarlar alınca, orta halli sınıftan olan kadınlarınmız huzura kavuşmuşturlar  diyebiliriz.

Altın bilezik takan, renkli tokalar ve kemerler taşıyan binlerce köylü ve işçi kadınlarımız vardır.

Kadınlarımızın, renkli giyinmelerinde ve  makyajlarında bir kısıtlama olmamasına rağmen, aksesuarlara ve takılara düşkünlükleri, büyük bir tutku ve ihtiras halini almıştır. Özellikle,  bujiteri dükkanlarında, kadınlarımızın mutluluklarını görmek bana huzur veriyor. Öyle neşeli oluyorlar ki dünyanın ve ülkemizin sorunlarını, bir bujiteri dükkanında tamamen  unutuveriyorlar.

Yaşasın bujiteri dükkanları! Erkeklerin mutlu edemediği veya zor mutlu ettiği kadınları, bu minicik dükkanlar,  bir mutluluk yumağı haline getiriveriyorlar.

Keşke bir bujiteri dükkanı olsaydım demek aklımdan geçiyor. :))