Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '07

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Buldum en sonunda :(

Buldum en sonunda :(
 

Evet, tam iki yıl önce kaybetmiştik onu. Özellikle ben onu o kadar çok seviyordum ki, gözüm gibi bakıyordum ona. Daha doğrusu her ikisine birden. Ama onun yeri başkaydı. Bambaşkaydı o çünkü onu diğerlerinden ayıran, ne olduğunu kestiremediğim özel bir şeyler vardı sanki.

Su kaplumbağasından bahsediyorum. Onları aldığımızda yeğenim 5 yaşındaydı ve isimleri "Çıtır" ve "Pıtır" olsun istedi. Bir tanesi, yani "Pıtır" olan çok hareketliydi. Çok da yiyordu, hatta "Çıtır"ın hakkını da yiyodu. Yine de ondan çok daha sevimli ve canayakındı o.

Biraz büyümeye başlayınca kabına sığmaz oldu. Bulunduğu kaptan nasıl da dışarı çıkıp sehpadan yere atlıyordu! Birkaç defa halının üzerinde yürürken yaklayınca kabını değiştirdik. Artık uğraşıyordu ama çıkamıyordu. Diğeri zaten sakince duruyordu hiçbir şey yapmadan.

Aradan aylar geçti, bir gün eve bir geldim ki, Çıtır kapta tek başına! Evi talan ettim Pıtır'ı bulmak için; adımlarımı da dikkatli atıyordum, her an ezebilirdim onu farketmeden çünkü. Neyse, en sonunda buldum ve kabına koydum; ardından izlemeye başladım çünkü mutlaka çıkmak için yine bir hamle yapacaktı ve ben oradan nasıl çıkabildiğini öğrenecektim.

Sabırla bekledim ve en sonunda beklediğime değdi. Meğer bizim Pıtır, Çıtır'ı ittire ittire kenara yanaştırıp, daha sonra üstüne çıkarak hemen aşağı atlayıveriyormuş! Bu kez kabını değiştirmedim ama, o kabı bir leğenin içine yerleştirdim. Artık kaptan çıksa bile leğenin yüksek kenarlarını aşamayacaktı.

Ve yaz gedi. Yazları bizim balkon kapıları hep açık durur; evde olmasak bile. Bu yüzden kaç kere irice bir güvercinle burun buruna gelmişimdir! Evde olmadığımız günlerden birinde, annem balkon kapılarını yine açık bırakmıştı. Ve eve geldiğimizde Pıtır yine ortalıkta yoktu! Bütün evi aradık saatlerce, bulamayınca da "Kesin bir güvercin girdi ve kaptı gitti" diye düşündük. O kadar üzülmüştük ki, üstelik Çıtır da yalnızlıktan bunalıma girdiğinden, aldığımız yere onu geri götürdük. Bir anda ikisini birden kaybetmiştik yani...

Ve aradan iki yıl geçti. Koskoca iki yıl! Artık tamamen unutmuştuk Çıtır'la Pıtırı ki, bir gün annemin çığlığıyla hepimiz evin ta diğer ucundaki odaya koştuk. Meğer yıllar önce arayıp bulamadığımız ve kaybolmasından güvercinciği sorumlu tuttuğumuz Pıtır'ın cesedini bulmuş annem! Daha doğrusu sadece kupkuru kalmış bir kabuk! Duvarla büyük dolabın arasındaki o küçücük boşluğa girip sıkıştığını nereden bilebilirdik ki? Günlerce kendimize gelemedik, ve hala o iki büyük engeli nasıl aştığını, o en uçtaki odaya ne maksatla gittiğini, ve en önemlisi de neden iki yıldır onu bulamadığımızı hala bilemiyorum...

Ve ikisini de çok özlüyorum...

<özlem boral="">
 
Toplam blog
: 152
: 1957
Kayıt tarihi
: 19.08.06
 
 

Ortada bir problem görüyorsak bu bizim de problemimizdir. Ve eğer 'birisi'nin bu konuda bir şeyle..