Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '07

 
Kategori
Magazin
 

Bülent Hanım haklı

Bülent Hanım haklı
 

Yıllarca önce "erkek" iken tercihini kullanıp "kadın" olan, uzun süre "pembe" nüfus kâğıdını alamayan, sahnelerden yasaklanan, özel yasa ile Turgut ÖZAL tarafından affa uğrayan Bayan Bülent ERSOY, geçtiğimiz günlerde “Popstar alaturka” isimli bir yarışmanın “yarışmacısı” olan bir bey ile Türk Medeni Yasasının kendilerine tanıdığı hakkı kullanarak evlendiler.

Bayan Bülent ERSOY da bu yarışmada jüri üyesi (!) sıfatını taşıyordu. Torbalı Belediye Başkanı tarafından yasalara uygun olarak kıyılan nikâh sonrasında sürekli eleştirilere uğrayan Sayın Bülent ERSOY: Günlerdir ağır bir dille eleştirildiğini, bu eleştirilerin hiçbirini hak etmediğini belirterek "Pembe nüfus kâğıdına sahip bir hanımefendi olarak, mavi nüfus kâğıtlı bir beyefendi ile Türk Medeni Kanunu'na göre evlenmişim. Kimsenin bir şey söylemeye hakkı yoktur" demiş…

İlaveten de "Yalnız ben, spekülasyon oluşmasın diye değerli basın mensubu arkadaşlarımı nikahıma davet etmedim. Özelimi, özel olarak yaşamayı tercih ettim” diyerek de neden basına açık (!) yapılmadığının açıklamasını yapmış…

Olayı kısaca özetledikten sonra, Bayan Bülent ERSOY’un sanatına diyecek bir şeyimiz olmadığının altını bir kez daha çizdikten sonra, bu kez evliliği konusundaki “…Kimsenin bir şey söylemeye hakkı yoktur…” demesine de aynen katılıyorum…

Evet, hiç kimsenin, hiçbir şekilde eleştirmeye hakkı yoktur.

Nedir eleştirdiğimiz?

İşin ahlaki bir boyutundan tutacaksanız, her iki insan da yasal haklarını kullanmakta ehil kişiler olarak resmen evleneceklerini beyan etmişler ve bu beyanlarını da şahitler huzurunda alenen beyan etmişler, ilgili memur da yasal mevzuat çerçevesinde bu isteklerini kayda geçirip sicile işlemiş…

En ufak bir gayrı ahlaki bir durum söz konusu değildir.

Peki, nedir mesele o zaman?

Bülent Hanım ile Armağan Beyin evlenmeye hakları yok mu? Olmaz olur mu, sonuna kadar var.

Buradaki yanlışlık, bu haberi “Gazetecilik görevi” yaptığını sananların gündeme taşımalarından başka bir şey değil…

Bunu haber yapanlar, haberi neye göre ve neden “Kınama” biçiminde anlaşılacak şekilde kurguluyorlar?

Amaçları belli, sansasyon yaratsın, magazin (!) dünyasına laf çıksın…

Burada Sayın Bülent ERSOY Hanım haklılar.

Dava da açmış ki hemen hepsini kazanacak gibi görünüyor. Haberler, hem rahatsız edici hem de gerçeği yansıtmıyor.

Rahatsız ediciliği yönünden baktığımızda, Allah var ya beni/bizi de rahatsız ediyor diye düşünüyorum.

Başka benim gibi düşünen (!) var mı acaba?

12 TEMMUZ 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..