Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Bulgur pilavı sever misiniz?

Bulgur pilavı sever misiniz?
 

Sivil Toplum Kuruluşları toplumun dinamiklerini oluşturur. Bu dinamiklerin farkında olan güçler zaman zaman bunları ele geçirerek, bu toplumsal potansiyeli kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isterler. Kimi kuruluşları ele geçiremeyince de, yeni sivil toplum kuruluşları kurarlar. Mantar gibi sivil toplum kuruluşlarının türeyip, geliştiği günümüz de bu kuruluşların adı da inanılmaz ilgi çekicidir. Gönül telimizi titreten özenle seçilmiş isimler, ilgiyi en çok hak eden özür gurupları, ihmal edilen cinsiyetler, gençlik, orta yaş, yaşlı, insan hakları, yöre güzellikleri dizi dizi. Aklınıza ne gelirse, ama isim ve resim özenli. Bakanın gönül teli titremeli. Pek çoğunun ardında ki gücü bilmeyiz. Yada bilmezdik. Sayın Mustafa Yıldırım’ın , Ulusdağı yayınlarından çıkan “Sivil Örümceğin Ağında” kitabını okuyana kadar. Orada isimleri sayılan, bağlantıları tek tek anlatılan, o sivil toplum kuruluşlarından tek bir yalanlama olmadı bu güne kadar. Bendeki, kitabın 9. baskısı. Daha sonra çıkan baskılar için bir yalanlama yapılmışsa onu bilmiyorum.

Beni okuyanlar artık biliyorlar. Gökyüzüne sevdalı, mavi özgürlük tutkunu, Türk Hava Kurumcu ve bu sayfalarda kurumu, havacılığı anlatmaya çalışan. THK’nın tüm ülkeye yayılmış 495 şubesinin birinin başkanı. Çankaya Şubesi Başkanıyım.

Devlet Memuru olduğum da malumlarınız. Çalıştığım Devlet Kurumu’nun bağlı ortaklığı olan ve bir Orta Anadolu kentimizde bulunan bir fabrikada görevlendirildiğim ve sıklıkla o kentimize gidip toplantılarına katıldığım yıllar, günümüzden on, onbeş yıl kadar önceydi. Burada ki görevimden, memur olmam nedeniyle her hangi bir ücret almıyor olmam, o fabrikanın müdürünü çok üzüyor, her toplantı sonrası arabamızın bagajına birkaç paket fabrika üretimi bulgur koyarak vicdanını rahatlatıyordu. Oysa bilmediği bir şey vardı. Bizim evde hiç bulgur tüketimi olmazdı. Benim dışımda kimse bulgur yemekten hoşlanmadığı için de, bulgurla yapılan hiçbir yemek pişirilmezdi. Ben bu keyfi; ya rahmetli annem aracılığı ile, yada Gazi Antep yemekleri yapan lokantalarda yaşamaya çalışırdım. Fabrika müdürünün verdiği bulgurlar, eşe dosta dağıtılıp, onların da tüm gereksinimleri karşılanınca, bina görevlileri ve yakın apartmanlara da dağıtılmaya başladığı günlerde mahalle bakkalımızda bu bulgur markasına rastlayınca, yanlış anlamalara neden olmamak için bulgur dağıtmayı sonlandırdım. Fabrika müdürünün tüm ısrarlarına rağmen artık bulgur almamaya, hatta görev sonrası bagajı özenle kontrol ederek bir emrivaki ile karşılaşmaya dikkat etmeye başladım. Ama elimizde de bir miktar bulgurumuz kaldı.

Türk Hava Kurumu Çankaya Şubesi’nin Yönetim Kurulu toplantılarını, tüm üyelerin kendi işleri olması ve hafta içinde toplanma olanağımız bulunmadığından, cumartesi günleri yapıyorduk. Ayda bir kez yönetim kurulu üyeleri ile yaptığımız bu toplantıların uzun sürdüğü günlerde de, yakın lokantalardan getirttiğimiz pide ve kebap türü yemekleri yiyor ve bu yemeklerin bedelini her toplantıda bir yönetim kurulu üyesi karşılıyordu. Yemek ısmarlama sırasının bana geldiği bir toplantı öncesinde, Şube Saymanımız Hakan Kılıçsarı’ya bu bulgurlardan bahsettim ve bu toplantı yemeği için bir sürpriz yapmak istediğimi söyledim. Kırşehirli olan saymanımız , çok iyi bulgur pilavı pişirdiğini ve istersem bu toplantıda da pişirebileceğini söyleyince, o Cumartesi toplantısından başlayarak, her toplantıda pilav yapmaya başladık. Bu pilavın ünü kısa zamanda yayıldı. Artık Yönetim Kurulu Toplantısı olamayan hafta sonlarında da bulgu pilavı hep pişirildi. Zaman içinde önce bulgur stokumuz bitti. Sonra da, Şube Saymanı Hakan Kılıçsarı pes etti. İş başa düşünce pilavı ben pişirmeye başladım. Rahmetli annemin telefonla verdiği tariflere, kendimce kattığım farklılıklarla yeni bir bulgur yemeği oluştu. Bu yemek pilava pek benzemediğinden Şube Başkan Yardımcımız, Sayın Korhan Başerdem, bu yemeğe “EFSANE” adını uygun gördü. Biz Türk Hava Kurumu Çankaya Şubesinde Her hafta Cumartesi günleri, üyelerimiz, amatör- profesyonel havacılarımız, havacı büyüklerimiz, çocuk kulübü üyelerimiz, THK dostu konuklarımız, toplanıp bu yemeği yiyor ve yemek sonrası özel kumbaramıza bir sonraki pilav (aslında efsane) harcamaları için para atıyoruz. Kimi zaman 40-50 kişilik bir grupla yediğimiz bu yemekte; havacılık ve kurumla ilgili pek çok şeyi de paylaşıyoruz.

Bu etkinlik sayesinde Cumhuriyet Kurumu, Atatürk Kurumu Türk hava Kurumu Çankaya Şubesi’de yıllardır süren bir toplumla bütünleşme sağlandı. Evvelce sadece ramazan ayı ve kurban bayramında hatırlanan THK artık yılın tamamında Çankaya halkının ziyaret ettiği, çalışmaları hakkında bilgi aldığı, özellikle gençlerin yararlı boş zaman değerlendirme etkinliklerine katıldığı bir merkez haline geldi.Hemde bu etkinliğin giderleri tammen katılanların sağladığı , yani kuruluşunda ve etkinliklerinde hiç bir dış gücün bulunmadığı, semaye aktarmadığı, yüzde yüz yerli sivil toplum kuruluşu olan, Kurucusunun Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatük olaması onurunu taşıyan, tarihi onurla dolu Türk Hava Kurumu'nda.

Sevgili dostum, Prof..Dr. Mithat Melen’in Dünya Gazetesi’nde ki köşesinde (26 Aralık 2006 günkü Dünya gazetesi “Ankara Ağzı” başlıklı köşe yazısı) pilav etkinliğini anlatması ile yurt içinde ünlenen pilavımızın ününün, yurt dışına da taştığını söylemek abartı gibi gelse de, Viyana Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, yönetici ve uzmanlarında oluşan 32 kişilik bir grup tarafından ziyaret edilmemiz ve hep birlikte “efsane” nin yenildiği bir masa da , gençlik sorunları ve gençliğe yönelik Sosyal Hizmet Politikaları konuşmamız bu ünümüzün bir kanıtı diye düşünüyorum.

18 Ekim 2006 günü Avusturya’dan gelen ve Viyana’da yaşayan, özellikle göçmen aile çocukları için Sosyal Hizmet Politikaları belirleyip, uygulamakla görevli Viyana Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı ve beraberindekiler, bu ziyaret öncesi şubemizi ziyaret etmeyi programlarına aldıklarını ve gelmek için izin istedikleri belirttikleri faks mesajında, pilav etkinliğinin olduğu bir güne rastlatılması konusu özel olarak belirtmişlerdi. O gün yaptığım açılış konuşmasında, pilav etkinliğinin başlama sürecini, yukarıda anlattığım şekliyle atlattıktan sonra, aslında bu etkinliğe yüklediğimiz bir başka anlam olduğunu da belirtip, “ Bu yemek;1915 yılında Çanakkale’yi geçilmez kılan, yenilmez sanılan o koca donanmayı perişan eden, Türk Mehmetçikleri, o şanlı Çanakkale Deniz Zaferi’nin kahramanları, her gün bulgur pilavı yiyen o asil yurt evlatlarını da bir anma anlamını taşıyor.” Dedim. Sözlerimin çevrilmesi biter bitmez , özellikle bayan konukların ruh halini anlamak için gözlerindeki yaşa bakmak gerekiyordu.

Fotoğraf; portakalagaci.com sitesinden

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..