Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Buna ancak pes denir...

Buna ancak pes denir...
 

BAŞARISIZLIĞIN İTİRAFI


Başbakan Erdoğan; 7 yıldır uyguladığı politikaların başarısız olduğunu ve kendi politikalarıyla işsizlikle mücadele edilemeyeceğini herhalde anladı ki; Mardin’de başarısızlığını itiraf eder gibi bir konuşma yaptı ve siyasi rakiplerinden yardım istedi!…

Başbakan Erdoğan Mardin mitinginde; “Ben burada söz veriyorum; Sayın Baykal, Sayın Bahçeli, diğerlerini konuşmaya gerek yok. Şunu söylüyorum; Eğer işsizliğe bir çaren varsa açıkla, o çareyi eğer yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa, ben siyaseti bırakmaya hazırım...” diye konuştu!…

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal; Sn Erdoğan’dan gelen bu çağrıya Grup toplantısında; 7 maddelik öneriyle cevap verdi. Yolsuzlukların önlenmesi için de konuşmasının sonunda; “DOKUNULMAZLIKLAR kaldırılmalıdır…” dedi!…

Başbakan Sn RTE, Baykal’ın 7 önerisine Afyonkarahisar’dan bir gün sonra yanıt verdi: “Kalkmış bana akıl veriyor. Sen işine bak. Daha 40 fırın ekmek yemen lazım. Bu millet seni sandığa gömecek….”

Çoğunluğu büyük ihtimalle son zamanlarda işini kaybedip işsiz kalan kalabalıklar bu sözlerinden dolayı başbakanı çılgınlar gibi alkışlıyor!...

Başbakan Erdoğan’ın sürekli değişen tavırlarını anlayabilmek zor oluyor!…

Ama asıl zor olan; İşsizliği çözemeyeceğini itiraf eden Sn Erdoğan’ın yine çoğunluğu son zamanlarda işini kaybeden işsizler tarafından çılgınlar gibi alkış tutuluyor olmasıdır!... Bu kadarına da ancak pes denir!...

Ördeklerden oluşan bir sürünün lideri de; olsa olsa ancak Kaz’dan olur!…

Stalin'in Tavukları (Alıntı)

Stalin bir gün etrafındaki devlet komuta kademesi üyeleri ile oturup sohbet edip votka çekerken yanındakilere soruyor;

"Söyleyin bakalım halkın yönetime baş eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı, nasıl davranmalıdır?"

Her kafadan bir ses çıkıyor, kanundan nizamdan, idamdan, sehpadan, hak ve hukuktan dem vuruluyor. Stalin dayanamıyor ve onlara "bekleyin beyinsizler" diyor;

Hemen hizmetçiye çağırıp "Çabuk bana bir tavuk getirin..." diye emrediyor.

Aceleyle getirilen tavuğu saten kafası iyice dumanlanmış Stalin alıyor ve adamlarının gözleri önünde tavuğun tüylerini tek tek canlı canlı yolmaya başlıyor. Tüm tüyleri yolunan tavuğu odanın ortasına salıveriyor ve "seyredin" diyor Stalin.

Tüyleri yolunan zavallı tavuk bu azaptan kaçıp kurtulmak için aralıklı kapıdan dışarı canını atıyor ancak oda ne dışarısı buz gibi soğuk. Tavuk soğuktan tir tir titrer halde içeri dalıp doğru şömineye yaklaşıyor ama bu sefer de sırtı ateşin harından yanmaya başlıyor. Masanın altına giriyor, masanın ayakları sırtını incitiyor, duvar dibine sıkışmaya çalışıyor sıva çıkıntıları sırtını acıtıyor. Sonunda çaresiz, tüylerini yolan Stalin’in bacakları arasına sinip saklanmaya çalışıyor.

O zaman Stalin, cebinden bir avuç yem çıkarıp tüylerini yolduğu tavuğun önüne birer birer atmaya başlıyor. Ve Stalin’in kucağına gelir oturur. Yemlenen tavuk, o andan itibaren Stalin nereye yönelse onun peşinden ayrılmamaya başlıyor...

Ağızları bir karış açık kalan dostlarına bakıp, pos bıyıklarının altından gülerek şöyle diyor Stalin:

Gördünüz mü? Halk dediğiniz topluluk bu tavuk gibidir; tüylerini yol ve serbest bırak, o zaman yönetmek kolay olur.
alıntıdır...

DrMustafa ÇUKURYILDIZ

cukuryildiz@hotmail.com

 
Toplam blog
: 58
: 613
Kayıt tarihi
: 14.07.08
 
 

Merhaba Arkadaşlar! Okullar, bitmeyen sınavlar, üniversite, iş hayatı ve hiç bitmeyen krizler, süre..