Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '10

 
Kategori
Blog
 

Bunları, biliyor muydunuz? (Xll)

Bunları, biliyor muydunuz?  (Xll)
 

BUNLARI…

& Bundan önceki blog başlığımızdaki “ Bir köşe yazarımız daha oldu” cümlesini “ bir kızımız daha oldu” diye okuyanların "ismini ne koydular?” diye de sorduklarını,

& Blog’lardan yatay geçiş yaparak milliyet.com.tr’ye yazar olarak geçenlerin, yeni yıldan itibaren hızlanarak artacağının sanıldığını, Reuter Ajansının Almanya Muhabirinin bildirdiğine göre “Karaoğlu” ve Hortoğlu”dan, sonra, değerli üyemiz Nazan Köseoğlu’nun da, milliyet.com.tr saflarına, yazar olarak seçileceğini,

& Sağ olsunlar, blogcular arasında "seyyar uydu’cular" sayesinde, bu gırgıriye, biberiye, haşlama-taşlama, 36 kısım tekmili birden sertifikalı, öğretici, eğitici, hicviyeli, mizahi, Saatli Maarif Takvimi gibi imsakiye’li, “İdareden” tescilli “ Bunları biliyor muydunuz?” sütununu, “hoşgörünüze sığınarak” 3 yıldır yaşattığımızı

& Gündemler değişse bile, blog’daki yatay geçişli Gülgün Karaoğlu’nun, milliyet.com.tr’ ye yazarlık hikayesinden “gına” getirildiğini, hele şükür ki, kendisinin sepeti var, pamuğu var, torbasında ekecek darısı var, “size haltı düşer” diyenlerin yanında faraziyecilerin bloglarda kol gezdiğini, bu işe en çok, ” laylay lom’cuların” bozuk attığını,

& Bize sorsalar, “Acaba, bundan sonra sırada kimler var?” sorusuna, tam cevap veremeyeceğimizi, en namlı olanımız olan baş editörümüz Sabiş’ten sonra ancak sıranın bizlere gelebileceğini,

& Melekleri de dahil, aynı Sabiş’in, 1727 toplam bloğa karşı 2246 okunma derecesine sahip olduğunu, diğer üye Nazan Köseoğlu’nun, 43 bloğuna karşılık 4462 okuma derecesi olduğu, her ikisinin de 2006 yılından beri yazdıkları örneklerinde, bu kıstasların, bu seçimlerde dikkate alınıp alınmadığının bilinemediğini, bu örnek dururken, diğerlerinin, dikkate alınmayacağının tabii olduğunu,

& İdaremiz bir açıklama yapsa da, her blogcu hangi durumda olduğunu gözlemleyip ona göre de ikide bir, tenhalarda, menhalarda, köşelerde möşelerde pankart açıp “Köşe isterüüüz” diye feryatlanmasalar dediğimizi,

& Yazarlık kolay iş miş gibi, olan bitenlere akıl, sır erdiremeyen “laylay lom’cu” yazarların, mevlüt’deki okunmuş helvası, Manisa’da dağıtılan Mesir Macunu gibi beklentiler içinde olduklarını,

& Komşu sektöre bu yatay geçişte, anılan bu değerlere ilaveten, “bayan” yazarlarda “ estetiğin, güzelliğin de aranmakta olduğu” nun söylenebilirliğinin de, başka bir blog konusu olduğunu

& Hem “milliyet.com.tr’de,” hem de “Milliyet Blog yazarı”olan Sayın Cengiz Hortoğlu’nun, röportaj sonrası yapılan yorumlarda, “köşedaşı” Sayın Gülgün Karaoğlu’nun yorum hanesinde alacağı olduğunu, “cevap” kısmının açıkta beklediğini, elçiye zeval olmaz diyerek beklediğimizi,

& Röportaj sonrası, kendisine aynı yazıda “ peşinen teşekkür” ettiğimizi, her halde kendisinin çok meşgul ve yurt dışında olmasını sandığımızdan, cevap olaraktan, kendilerinden teşekkür beklemediğimizi,

& İzmirli mavilim’in, bütün renkli makaraları dolayarak; allı, morlu, fıstıki, ebruli, zeytuni, kuzguni ve limoni renkleri deneye deneye, mavileri baş tacı ettiğini, 3 ayda bir renk tonu değiştirdiğini, maviliklere doymayan blogcu doktorumuza bir teşhis konamadığını, renk körlüğünü bilirdik amma, “renk açlığını” da sevgili doktorumuza baka baka öğrendiğimizi,

& Bloğun acar mollası Pirmete’nin, klavye ile aralarındaki savaşıma son vermek üzere, ciddi bir tamirata giriştiği, bu suskunluğun, bundan kaynaklandığını,

& Aynı Pirmete’nin, iki de bir blogları sıfırlayıp, hiç o değilmiş gibi kaldığı yerden devama artık gerek kalmayacağı, en önemli sorunun da yabancı dil klavyesinden kaynaklanan noktalama işaretlerinin azizliğinden de kurtulacağını, ve “iki dal arasında sıkışmış kuşları görünce irkildim, gidip, onlara yardımcı oldum” cümlesindeki harfleri, böyle noktasız okuyabileceğimizi,

& Bumerang Yazar Cafe’nin hal ve gidişatını beğenmeyip, endişe ile takip ettiğimizi, yazılarımız, hiç umulmadık anda onay alırken, Hortoğlu ile yaptığımız röportaj bloğumuzun ” reddedildiğini”

& Sayın Hortoğlu’nu tanıtan o yazımızla, Bumerang’ın ekmeğine halbuki, yağ sürdüğümüzü, ama Bumerang ve Yazarcafe’cilerin bu jestimizi anlamak istemediklerini, güya kardeş teşkilat olacaklarını, "ört ki, ölem!" dediğimizi,

& Şimdi, eğri oturup, doğru konuşursak hangi kardeşler (Hürriyet ve Milliyet Grupları) daha demokratik?” sorunun, ister istemez akla geldiğini, demek ki neticeten, “Milliyet Blog” İdaresinin daha demokratik olduğunun altını çizmek lazım geldiğini, bunun da, başlarındaki şeflerinden kaynaklandığı bildiğimizi,

BİLİYOR

MUYDUNUZ?

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..