Bunları bliyor muydunuz? - 2

Belki de ömrümüz boyunca hiç düşünmediğimiz, bizim haberimiz olmadan vücumuzda gerçekleşen bir kaç hakikatten bahsetmek istiyorum.

Her an her saniye biz farkında değilken bedenimizde birçok harika gerçekleşiyor. İşte bunlardan sadece birkaçı... Bunları okurken, bahsedilen hücrelerin gözü, kulağı, beyni olmayan şuursuz atomlar olduğunu düşünerek okumanızı rica ediyorum.

Bunları biliyor muydunuz ?

Ateş, hastalıkla savaşta insanı dinlenmeye zorlamak için özel olarak ayarlanmış bir güvenlik önlemidir. Ateşin yükseltilmesi beynin "ateş merkezi" tarafından sağlanır.

Beynin hipotalamus bölgesine yerleştirilmiş olan "görünmez" saat sayesinde, hipotalamus bir insanın ergenlik çağına geldiğini anlar ve vücutta gerekli değişikliklerin yapılmasına başlanması için emir verir.

Kanda kalsiyum miktarı düştüğünde, paratiroid bezi parathormon hormonunu salgılar. Bir et parçasının kalsiyumu tanıması, miktarını ölçebilmesi ve sonuca göre üretim kararı alması olağanüstü bir olaydır.

Bir damla kanda 250 milyon alyuvar, 400 bin de akyuvar bulunur. Eğer alyuvarlardan bir gerdanlık yapmak mümkün olsaydı, bu halkanın dünya çevresini dört defa dolaşması gerekirdi.

Fındık büyüklüğünde olan hipotalamus, metabolizmanın düzenlenmesi, böbrek üstü bezlerinin faaliyetlerinin yürütülmesi, büyümenin kontrolü, süt üretimi gibi pek çok hayati mekanizmayı kontrol eder.

Her gün 600 milyar hücremiz yeniden yapılanıyor.

Hücredeki haberleşme sistemi, uluslararası bir şirketin dünyanın dört bir yanındaki şubeleri, üretim ve pazarlama merkezleri arasında kurduğu iletişim ağından çok daha ileri ve olağanüstüdür.

100 trilyon hücrenin faaliyeti sonucunda da vücut ısısı artar. Bu durumda hücreleri, bedeninizi ısıtan mikro kaloriferlere benzetebiliriz. Bu mikro kaloriferlere ne kadar ısı vermesi gerektiğini düzenleyen tiroksin hormonudur.

İnternet teknolojisi en önemli gelişmelerden biridir. Ancak, internet ile sağlanan bilgi transferinin hız ve kapasitesi, hücreler arasındaki bilgi transferi ile karşılaştırıldığında oldukça basit kalır.

Eğer vücudumuzda bulunan kan, 2 metre derinliğinde 100 metre çapında bir gölle karşılaştırılacak olursa, kanımızda bulunan adrenalin miktarı bu göle dökülecek bir çay kaşığı dolusu sıvı kadar olacaktır.

Kemik hücrelerinin her biri vücudun hangi bölgesinde, nasıl bir şekil alacaklarını ve ne kadar büyüyeceklerini çok iyi bilirler. Büyüme hormonunun verdiği emirleri eksiksiz yerine getirirler.

Nöronlar (sinir hücreleri) o denli ufaktırlar ki, ortalama boyutlardaki 50 tanesi bu cümlenin sonundaki nokta işaretinin içine sığabilir.

Tiroid bezinizin salgıladığı tiroksin hormonu, 100 trilyon hücrenizin her birini teker teker bulur ve tembellik etmelerini engeller.

Vücudumuzda 30 bin civarında farklı protein olduğu tahmin edilmektedir ve henüz bunların sadece yuzde 2 sinin vücuttaki görevi tam anlamıyla çözülebilmiştir.

Vücudumuzdaki enzimler olmasaydı, bu yazıyı ancak 40 senede okuyabilirdiniz.

Eğer vücut hücreleri olması gerekenden daha hızlı çalışsaydı metabolitik aktivite artar, vücut ısısı ve kan basıncı yükselir, kilo kaybı gerçekleşir, terleme artar ve kişi genellikle sinirli davranışlar gösterirdi.

Vücutta güçlü bir savunma yapılması gerekiyorsa normal şartlar altında kanın her mm³' ünde akyuvar sayısı 7.000-10.000 arasındayken, birdenbire bu sayı 30.000'e kadar yükselebilir.

(www.insanmucizesi.com) (www.tasarimmucizesi.com)