Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '08

 
Kategori
Haber
 

Bunun adı ne peki?...

Bunun adı ne peki?...
 

İsrail Silahlı Kuvvetleri, Gazze’yi vurdu…

Ölü sayısı 300’ün üzerinde, yaralıların haddi hesabı yok ne yazık ki?

İsrail’in ne gerekçe ile olursa olsun, çoluk-çocuk, asker-sivil ayrımı yapmadan ortalığı kan gölüne çevirmesinin bir açıklaması yok. Bunun adı doğrudan doğruya vahşettir.

Olaya uluslararası boyutta baktığımızda elbette farklı şeyler var.

İsrail “Hamas örgütü”ne “Terör örgütü” diyor. Türkiye bu işe müdahil dolduğunda da “PKK sizin için ne ise, bizim için de Hamas örgütü o” diyor…

Evet, bu açıdan baktığımızda Tük Silahlı Kuvvetleri de PKK’nın tepesinden inmiyor. Yuvalandıkları yerleri yerle bir ediyor. Yalnız arada çok çok büyük bir fark ile…

Türk Silahlı Kuvvetleri, sadece PKK terör örgütünü hedef alıyor ve bugüne kadar da tek bir sivilin, çocuğun zarar gördüğünü duymadık. İçinde sivil hedeflerin bulunduğu hiçbir noktaya İsrail gibi saldırıp, hedef gözetmeksizin vurmadı.

O halde…

İsrail’in “PKK sizin için ne ise, bizim için de Hamas örgütü o” söyleminde tanımlama ve dolayısıyla da uygulama hatası var. İsrail’in uygulaması kelimenin tam anlamı ile “Vahşet”tir.

İşin “Vahşet” tarafını bir tarafa bıraktığımızda ise, olay daha da “Vahim” görüntü veriyor.

İsrail, her ne gerekçe ile olursa olsun böyle bir “Vahşet” sergilerken, diğer taraftan Müslüman ülkelerden çıt çıkmıyor. Türkiye’den çıkan ses ise “Çıt” dan da daha etkisiz…

Sözüm ona Müslüman ülkeler ya sesiz kalıyor ya da sadece “Kınama” ile yetiniyorlar, bu bir çelişkidir. Çelişkinin de ötesinde kelimenin tam anlamı ile “Bana dokunmaya yılan bin yaşasın” tutumudur.

Bu nedenle buradan ben, tüm Müslüman ülkeleri de “Vahşete ortak olmakla” suçluyor ve kınıyorum.

Oysa…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dış politikasını sağlam temeller üzerine oturtup, ayağını yere sağlam basacak dış politika üretebilse, Ortadoğu yarımadasında etkili olması işten bile değil.

Ha… Bir gerçeği daha vurgulamadan geçmemek gerekir aslında…

Türkiye olarak ne kadar ayakları yere basan dış politika da üretecek olursa olsun, Arap aleminin güvenilmezliği de dikkatten kaçmamalı…

İsrail’in son “Vahşet” olayındaki takındıkları tavır da bunun en somut göstergesidir.

Tekrar başa dönersek…

İsrail, elbette bugün işlediği “Vahşet”in hesabını verecektir, öyle veya şöyle, çok da fark etmez.

Barış sürecine indirdiği darbenin altında kalacaktır.

Ancak, Filistin’lilerin de gerçekleri görmesi gerekecek…

Her ikisi de “Bağımsızlık” uğruna çaba sarf etse de, Filistin Kurtuluş Örgütü ile Hamas örgütü de kendi içlerinde dayanışma içinde değiller.

Kendi içlerinde bile “Birleşik” olmayı beceremeyen bu insanlar, dışarıdan gelecek saldırılara nasıl karşı koymayı düşünüyorlar acaba?

Bu unsurların “Birleşik” olmayı başaramamaları, Müslüman ülkelerin duyarsız kalmaları, İsrail’in “Vahşetini” de elbette hoş görülmesini gerektirecek bir şey değildir.

Savaş, adil ve kurallarına uygun olarak yapıldığında “Savaş”tır, bu şekilde çoluk-çocuk, asker-sivil gözetilmeden yapılan saldırının adına “Vahşet” diyoruz ve İsrail bu “Vahşet” tablosunu çizmiştir.

<ı>30 ARALIK 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..