Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bünye alışamadı şekerim!

Kaç yıllar geçti, alışmış olmalıydı bünye, lakin cidden alışamadım gitti…

Hoş, o kadar da salak değilim, bir miktar konuşma tarzına şaşalamıyorum, gözlerim pörtlemiyor kapaklarından ve ağzımın bir yana yatıp da açık kalan yanını toparlayamadığımdan kaynaklanan o salya-sümük durumlarında değilim, artık, tabii ki…

Tarza alışmak başka, içine sindirmek başka bir şey; hoş… Benim bünye hiç birini kabul edemiyor ya, neyse…

Bir ülke yönetimindeki kişilerin “Biz” ve “Onlar” ifadelerini kullanmalarını hiç anlayamadım!

Hoş, salak değilim, bir miktar alıştım söylemlere de, içime söz geçiremiyorum, nedense!

“Nedense” de lafın gelişi, en basit hali ile şunu anlayamıyorum: Bir ülkenin seçilmiş başbakanı o ülkenin tümünden sorumlu mudur, değil midir?

Bir parti başkanına dahi yakıştıramadığım “Bizler”, “Onlar” ifadeleri; ki neden yakıştıramam: Bir ülkenin vatandaşlarından söz etmektesiniz!

O vatandaşlar ki seçmenlerdir; bugün sizi seçerler, yarın bir başkasını…

Doğrusu da öyle olmalı, yani…

Her parti bir yol belirler, vatandaşa beyan eder, “Bizi seçin” diye ısrar eder.

Bakar, dener, falan- filan…

Vatandaş hiçbir partinin tekelinde değildir!

Hah işte! Tam da böyle düşünürken ben, “Biz”, “Onlar” diye konuşanlara dayanamıyorum!

Yani, yıllardır aynı ifadeler, değişmeyecek de, ama bünye bu: Kaldırmıyor şekerim!

Sorguluyor insan; salağız dedik de, o kadar da değil: Bir ülkenin vatandaşı ne olursa “Biz” statüsüne girer, ya da ne şekilde “Onlar”?

******

Krallıkla, padişahlıkla yönetilen bir ülkeden söz ediliyor olsa sorunun yanıtı net!

Kraldan, padişahtan yana olanlar “Biz”, olmayanlar “Onlar”…

Cumhuriyet ile yönetilen bir ülkede bu soruya cevap vermek: İşte o biraz yürek ister!

******

Neden dersek?

“Biz” olmanın dayanılmaz mutluluğunu yaşayan epey bir çoğunluk var ki; “Onlar” gibi ayrıştırıcılıktan asla tedirginlik duymuyor, “İnsan haklarına uyar mı?” diye de düşünmüyor…

Demek ki “Bir gün benim de başıma gelir mi?” nin hesabını da yapmıyor!

******

Yani, neyse…

Benim derdim şu: Bir ülkenin vatandaş topluluğu “Biz” ve “Onlar” diye nasıl ayrılır?

Hele ki bunu o ülkenin başbakanı yapar?

O başbakan ki; her bir vatandaşın hakkını gözetecek olan kişiyken, zoruma gidiyor ya, “Biz” diyor, “Onlar” diyor; “Onlara verip-veriştiriyor!”

******

İnsan, yani bir vatandaş, oyunu başka partiye de verse, insandır eni-konu; güzel şeyler yapıldığında, kendini mutlu eden bir yönetim olduğunda destekler.

Öyle insanca, öyle vatandaşça bir duygu ve reflekstir bu!

******

“Onlar” diye tabir edilenler de insandır, hattı zatında vatandaştır.

Duygu ve refleksleri de vardır; güzeli alkışlar, kötüyü kışkışlarlar…

******

Peki, bu zorlama niye?

İlle de bu ayrımın vurgulanması?

Israrla gruplaştırma çabaları?

******

Vallaha, benim bünyem hala kabul edemedi gitti!

Konuşmalarına alıştım, ilk günkü gibi pörtlemiyor gözlerim, lakin mantığım hala pörtlüyor be şekerim!

Yani: Bir ülkenin seçilmiş başbakanı resmen “Biz” diyor, “Onlar” diyor!...

“Biz” dedikleri oy verenler, “Onlar” denilenler de otomatik olarak vermeyenlerdir.

İyi de böyle diyen başbakan, haydi bakalım, bir soru: Başka hangi ülkede var?

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..