Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Burdur 82. şeref gününü kutladı

Burdur 82. şeref gününü kutladı
 

Burdur Şeref Günü


Atatürk´ün Burdur´a gelişinin 82´nci yıl dönümü çeşitli etkinliklerle görkemli bir şekilde kutlandı.

Atatürk Cumhuriyeti´nin bayramlarının kutlanmasının yasaklandığı koşullarda halkın tepkisini törpülemek amacıyla Mustafa Kemal Atatürk´ün Burdur´a gelişinin 82´nci yıl dönümü görkemli bir şekilde kutlandı. Törene, Atatürk´ün Burdur´a gelişine tanıklık eden 105 yaşındaki Mehmet Gül de katıldı. Kutlamalar, Çatalpınar Mevkii´nde düzenlenen ve Cumhuriyet Meydanı´nda sona eren ´Ata´ya Saygı Yürüyüşü´ ile başladı. Meydanda devam eden programda Vali Süleyman Tapsız, göndere çekilecek bayrağı, öğrencilerden öperek aldı. Protokol üyeleri Atatürk´ün Burdur´a gelişini, Gazi´nin kente gelişine tanıklık eden 105 yaşındaki Mehmet Gül´den dinledi.

Bu yıl farklı olarak CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Gürsel tekin´in de kutlamalara katılması etkinliklere ayrı bir önem ve güzellik kattı. Kutlamalara Burdur Valisi Süleyman Tapsız, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya, protokol üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Çelenk sunumunun ardından konuşan Burdur Belediye Başkanı Akkaya, Atatürk´ün Burdur´a gelişinin 82´nci yıl dönümünde onu karşılamanın gurur ve mutluluğunu tekrar yaşadıklarını söyledi. 6 Mart´ın Burdur için şeref günü olduğunu belirten Akkaya, ´Kan ve barut kokularıyla, bozkırın ortasında bir milletin istiklal mücadelesini yönetebilmek ve onun küllerinden yeni bir devlet kurabilmek her liderin başarabileceği bir iş değildir. Atatürk, böylesine zor bir işi gerçekleştirmiş, bununla da kalmayarak yeni Türk devletine bir vizyon çizmiş büyük bir devlet adamıdır.´ dedi.

Başkan Akkaya´nın konuşmasının satırbaşları şöyle:

Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün Burdur´a gelişinin 82.yıldönümünde onu karşılamanın gurur ve mutluluğunu tekrar yaşıyoruz. Bugün Burdur´umuzun şeref günü. Halen tazeliğini koruyor ki 82 yıl önce Atatürk´ü karşılayanlar arasında olup elini öpen ve onunla ayaküstü sohbet eden Mehmet Gül Amcamız, 105 yaşına rağmen burada. O günün mutluluğunu ve heyecanını bir defa daha yaşıyor.

Kan ve barut kokularıyla, bozkırın ortasında bir milletin istiklal mücadelesini yönetebilmek ve onun küllerinden yeni bir devlet kurabilmek her liderin başarabileceği bir iş değildir. Atatürk;  böylesine zor bir işi gerçekleştirmiş, bununla da kalmayarak yeni Türk Devletine bir vizyon çizmiş, yeni hedeflere doğru beraber yürüdüğü yol arkadaşlarını çizilen o vizyon istikametinde motive etmiş büyük bir devlet adamıdır.

Türk Milletinin bağımsızlığını kazanması, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin büyük bir devlet olarak dünyadaki yerini alması noktasında çok büyük adımlar atmış ´´ EN BÜYÜK ESERİM´´ dediği cumhuriyete hedefler koymuştur. Tam bağımsızlık, hür ve demokratik, insan hak ve hürriyetlerinin sınırlanmadığı, hukukun her zaman ve mekânda üstün olduğu bir Türkiye ideali.

Devletler açısından bakıldığında ise ekonomisi güçlü itibar ve söz sahibi bir devlet olmak.

Birlik ve beraberlik içerisinde Mustafa Kemal Atatürk´ün koymuş olduğu bu hedeflere doğru hep beraber yürümek mecburiyetindeyiz.

Büyük Atatürk´ün geleceğimizi emanet ettiği Sevgili Gençler

İstiklal Marşı Şairimizin;

Enbiya yurdu bu toprak; şüheda burcu bu yer;

Bir yıkık türbesinin üstüne Mevlâ titrer

Dışı baştanbaşa bir nesl-i kerîmin yâdı;

İçi boydan boya milyonla şehit ecsâdı.

Öyle meşbû-u şahâdet ki bu öksüz toprak;

Fışkıran otları bir sıksa adam kan çıkacak

Dediği bu topraklar milyonlarca şehidin kanıyla yoğrularak vatan olmuştur.

Edirne´den Kars´a kadar bir karış toprak gösterilemez ki, şehit kanıyla sırılsıklam olmamış ve hiçbir hâne yok ki, oradan bir şehit çıkmamış olsun. Henüz hayatta olanların bile kardeşi, kardeşleri, babası, anası veya birinci göbek atası ya Kafkasya´da, ya Dumlupınar´da, ya Sarıkamış´da, ya Trablusgarp´da, ya yolu yokuş, gülü çemen olan Huş´da, ya Yemen´de, ya İnönü´de, ya Sakarya´da, ya Anafartalar´da veya yedi düvelin vahşice üşüştüğü Çanakkale´de şehit oğlu şehittir.

Bu toprakların rengârenk nakşı, gönüllerdeki billur aşkı, benzeri koklanmamış kokusu, atlastan ibrişimle gergeflenen dokusu, tarihî misyonu, emsali bulunmayan güzelliği, müstesna özelliği hiç şüphe yoktur ki üzerine dökülen kanların, sebil edilen canların bedelidir, ücretidir.

İşte bunun için kokar bu anlamlı ve alımlı yurdun mübarek ve mükerrem toprağı

O zaman; bu kutsal emanete çok iyi sahip çıkmak Atatürk´ün sizlere tevdi ettiği cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatmak, çağdaş medeniyet düzeyini yakalayıp geçmek mecburiyetinde olduğumuzu hiçbir zaman hatırınızdan çıkarmayınız.

Bu duygularla, Atatürk ve onun silah arkadaşlarını rahmet ve şükranla anıyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..