Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '08

 
Kategori
Söyleşi
 

Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya ile röportaj

Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya ile röportaj
 

Burdur belediye Başkanı Sebahattin AKKAYA


Selenga/ Yerel Gündem

Türkiye hızla yerel seçimlere doğru yol alıyor. 2009 yerel seçimlerinin Cumhuriyet tarihinde görülmedik derecede önemi bulunmaktadır. Bu seçimlerin önemi bir kere küresel mali kriz koşullarından gelmektedir. Zira şimdiye kadar krizin altında kalmayan, krizin enkazı altında ezilip sıfırı tüketmeyen iktidar olmamıştır. Ancak bu donenin yanına halkımızın bir bilgeliğini, yıkacağı kurumun yerine konacak olanın varolup olmadığını ayırt eden bilgeliğini de hesaba katmak gerekmektedir. Öncelikle halkımızın bu bilgeliği ve kültürel dinamiği bize, seçeneği oluşmuş ya da yaratılmış kötü yönetimlere bir dakika bile tahammül etmediğini göstermektedir. Ve bu konuda halk kitleleri entelektüel kitleden bin kere daha salim, sağduyulu, bilinçli ve akıllı gözükmektedir. Ne de olsa eskiler ona “çarıklı erkanı harp” demiş…

YSK açıkladı; yerel seçimlerde son tarih 1 Aralık…

Türkiye geneline baktığımızda genel sessizliğin yanında bazı ön gelişmeler cereyan etmektedir. Yavaş yavaş hızlanacaktır önümüzdeki günlerde. İlimiz de genel sessizliğe uyarak yakınlara kadar yaprak bile kıpırdatmadı. Herkes CHP ve DSP adaylarını dört gözle beklemektedir. Eğer son zamanlarda AKP karşıtı tek aday üzerinde güçbirliği çağrıları hayata geçmeyecek olursa, DSP adayının çapı ve sıkleti önem arzedecektir. Öte yandan Başkan Sayın Sebahattin Akkaya’nın yaşam alanına ortak olarak Orhan Hoca ortaya çıktı.

Biz önümüzde sanki muamma gibi duran ve genel sessizliğini koruyan Burdur özelindeki koşullara ışık tutması umuduyla, yerel seçimlerde güç merkezlerinin ve adayların görüşlerini yansıtmak amacıyla bir röportajlar dizisi başlatmak istedik.

Bu bağlamda Selenga/ yerel gündem sayfamıza ilk olarak Belediye Başkanı Sayın Sebahattin Akkaya’yı konuk ettik.

Başkan Akkaya her zamanki ince nezaketinin tül perdeleri arkasından oldukça iddialı, kendinden emin, kendine güven duyan bir ses tonuyla şöyle diyor: “Halk en doğruyu bulacaktır.”

***
BURDUR Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya ile röportaj

Öncelikle Sayın Başkan önerimizi benimseyerek bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.

İzin verirseniz ilk soruma geçmek istiyorum.

SORU: CHP İl Başkanı Sayın İsmail Erkaya ile şiddetli bir polemiğe girişmiştiniz. Burdur yerelinde politika ısınmaya başlıyor diye sevinmiştik biz basın mensupları da. Birden perde indi, sessizliğe büründü. Sayın Erkaya’yı yanıtlamadınız. Sayın Başkan niçin?

YANIT: Biz diyeceğimizi söyledik. Senir suyu esasen bizimle ilgili değil. Sözleşmesi o zamanlar yapılmış bir proje. Biz sadece devam ettiriyoruz; Burdur’un projesi olduğu için takip ediyoruz. Sözleşmeyi değiştirme olanağımız da yok. Bize ne söylendiyse biz de ona uygun açıklama yaptık kamuoyuna. Yaz sonunda biteceği söylenince bizde Ağustos ayında Senir suyunu Burdurlunun içeceği haberini verdik kamuoyuna. Hepsi bundan ibaret. Herkes diyeceğini dediğinden uzatmanın gereği olmadığını düşündük.

SORU: Kendi döneminizdeki hizmetlerinizden bahseder misiniz? Bunların hangileri, proje aşamasından itibaren tamamen kendi üretimiz olan hizmetlerdendir?

YANIT: Biliyorsunuz bizim en büyük projelerimizden birisi toplu konuttur. Birinci Etap TOKİ Konutlarını Depremevleri yanında bitirdik. Sahipleri içinde epeydir oturuyorlar. Buradan Belediyemize 84 konut kaldı. Bir kısmı satıldı.

İkinci Etap TOKİ konutları da tamamlandı. Onu da Bur Kent tarafında inşa ettik biliyorsunuz. Burada henüz ufak tefek sıkıntılar var; kanalizasyonda, yollarda vs… Müteahhide ilettik eksiklikleri. Bunları tamamlatmaya çalışıyoruz.

Burada 24 konut Belediyeye verildi. 5 tanesini sattık. Tapularını henüz devredemedik ama TOKİ’den bize intikal eder etmez vereceğiz.

Bir başka projemiz bizim, biliyorsunuz Pazaryerimizdir; yani Uzayçatı tabiriyle anılan eser. Bununla bölgede güzel, estetik değeri yüksek bir eser inşa ettiğimize inanıyorum. 18 bin metrekarelik bir geniş alan. Burada Salım pazarının haricinde diğer günlerde otopark olarak kullanılıyor; çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor; geçenlerde İnek yarışması yapıldı, sanki fuar etkinliği gibi oldu bildiğiniz gibi; düğünler yapılıyor burada. Çevresini, yap-işlet-devret modeliyle esnafımız için dükkânlarla çeviriyoruz. Gene hemen karşısında Balık pazarını yap-işlet-devret modeliyle yapıyoruz. Ayrıca Balık pazarının yanına 1200 metrekarelik bir tesis daha inşa ediyoruz. Peynirci- zeytinci esnafımızı buraya taşıyacağız. Çok kısa bir zaman zarfında bitirilecek burası da.

—SORU: Kamuoyunda Uzayçatı’yla ilgili eleştiriler var Sayın Başkan. Bu eleştirilerin odağı, Uzayçatı’nın altına katlı ve kapalı otopark yapılsaydı daha rantabl olurdu görüşünde toplanıyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Uzayçatı 18 bin metrekareye oturan bir tesis.

Hiç düşünülmüyor ki, 18 metrekarelik bir otoparkı Uzayçatı civarında ne yapacağız? Cumhuriyet Meydanı’ndaki, Köprübaşı’ndaki insanlarımıza arabalarını Uzayçatı’ya getirip park mı yaptıracağız? Bu 18 bin m2.lik otoparkı bölerek dağıtmak daha akılıca değil mi? Bizim böyle bir projemiz var. 4–5 bin m2’lik bir otoparkı Cumhuriyet Meydanı civarına, bir 4–5 bin m2’lik otoparkı da Köprübaşı civarına; bir 4–5 bin m2’lik otopark Gazi camisi civarına inşa etsek daha rantabl değil mi sizce?

İşte bizim bu projemizin ilki önümüzdeki dönemde devreye girecek. Şu andaki peynirciler-zeytinciler halini boşaltacağız. Onları yukarda bahsetmiştim, balık halinin yanında yeni yer inşa ediyoruz, oraya taşıyacağız. Bu alana 4.500 m2 yüzölçümlü çok katlı bir kapalı otopark inşa edeceğiz.

Bu bölgede yani Uzayçatı yöresinde hâlihazırda yapılı ve açık durumda bir otoparkımız var. Trenyolunun orada, fidanlığın devamı otopark olarak tanzim edilmiştir. Salı pazarına gelenler oraya park ediyorlar. Şimdi bir de peynirciler alanına yapacağız.

Peynirci-zeytinciler alanında yapılacak olan otopark inşaatının altını otopark, zemin katını dükkânlar, onun üstüne lokanta, düğün salonu ve cepsineması şeklinde projelendiriyoruz.

Biz ayrıca Burdur’da düğün salonlarını çoğaltmak istiyoruz. Mahalle evleri yapmak istiyoruz.

Bilindiği gibi, düğünler sokak aralarında gerçekleştiriliyor. Düğünleri kapalı mekânlara almak zorundayız. İleriki dönemde çeşitli mekânlarda bu düğün salonlarını çoğaltma projelerimiz var.

Bir başka proje, yıllardır Burdur’umuzda her dönemde eksikliği hissedilen garaj (otogar)dır. Burdur otogarı mevcut koşullarda yeterli değildir. 63-64’lerde o günün koşullarına göre inşa edilen garajı yeni yerine taşımayı hayal ediyorduk; maalesef bir aksilik çıktı. Müteahhidi Diyarbakır’da hapiste olması nedeniyle işler yürümüyor. Sözleşme koşullarının yerine gelmesini bekliyoruz; zamanı doldurduğumuzda feshedeceğiz. Yeniden ihale edeceğiz. Yapmamız gereken işlemleri yapıyoruz. Yüzde 50’si bitmiş durumda zaten.

Ayrıca bir başka hizmetimiz çok amaçlı salonumuz bitme aşamasına geldi. Bu inşaat bir yılda bu hale geldi. Çok amaçlı salon dedik adına. Salon, sergi, fuar vs. çok amaçlı kullanılmak üzere planlandı. Bina içinde çeşitli salonlarımız var. Arkada anfitiyatr salonu var, çeşitli etkinliklerin yapılabileceği… Alt katta lokanta var. Yemekli düğünler düşünülerek planlanmış… Ayrıca çift girişli. Arkada ve önde olmak üzere… Bundan dolayı işlevselliği farklılaştırılmıştır. Ön bölümü ayrı arka bölümü farklı çalıştırabilme olanağı vardır. Böylece şık bir proje gerçekleştirmiş olduk.

Kültür Merkezi projemiz var. Temellerini geçenlerde attık, Uzayçatı’nın ilerisinde, mevcut Otogar’ın arkasında…

Burdur’umuzun malum ortasından geçen bir çayı var. Bunun ıslahına giriştik. Tüm köprüleri yeniliyoruz, genişletiyoruz. Şu anda 14. köprümüzü yapıyoruz Köprübaşı’nda. 32. metre genişletiyoruz Arasta’ya doğru. Üzerinde oturma yerleri olacak.

Yeni yollar açıyoruz. Özellikle çevre yollarına önem veriyoruz. Vali Konağı yanından giriş yapan bir vasıta sanayi kavşağına çıkacak şekilde düzenleme yapıyoruz. Özellikle ağır vasıtalar şehir merkezine uğramadan kenti bir baştan öte başa katedebilmesi için çalışıyoruz. Bu yol Ortayol’a kadar gerçekleşmiş durumda. Şimdi de Akdere köprüsünden sonrasına başlıyoruz. Tüm kamulaştırmalarını yapmış durumdayız.

Yol ve kavşak çalışmaları kapsamında Şeker kavşağı üzerinde çok durduk. Fabrika girişini meydan olarak düzenliyoruz. Yakında açılışını yapacağız. İsmini koyacağız.

—SORU: Ne koyacaksınız adını Sayın Başkan?

—YANIT: Henüz düşünmedik.

—SORU: Onunla ilgili bir makalemiz vardı, okumuşsunuzdur Burdur gazetesinde. Biz Milli Egemenlik önermiştik. Mustafa Aslan’la düşünmüştük.

—YANIT: Evet. Yine okşayacak!

Biz Şeker kavşağını ikinci bir meydan olarak düşünüyoruz. Etkinliklerin bir kısmını oraya kaydıracağız. Bildiğiniz gibi, bütün etkinlikler mevcut meydanda oluyor. Yeterli gelmiyor. Her seferinde trafik allak bullak oluyor. Yollar kapanıyor. Bir kısım vatandaş, özellikle yabancılar büyük zorluklar içine düşüyor.

—SORU: Arka plandaki platformu ne düşünüyorsunuz?

—YANIT: Orada su oyun olacak. Yukarıdan aşağıya birkaç aşamada su akacak.

—Evet, Kepez’deki gibi!

—Evet, benzeri!

Tam karşıda rölyefler olacak. Bayrağımız, Atatürk rölyefleri olacak. Herhangi bir müzik etkinliğinde, bir tiyatro etkinliğinde platform derdini çözmüş olduk böylece.

Öte yandan Hatip Hoca kavşağını neredeyse yeni baştan tanzim ettik. Köprüyü genişlettik. Dönerli refüj yaptık. Orada çayın suyu temiz. Bu nedenle bir gölet yapma projemiz var. Bot vs. koyarak albenisini artırmayı planlıyoruz.

Yol çalışmaları kapsamında plaj yolunun iki tarafına kaldırım yaptık halı sahaya kadar. Orta refüjü düzenledik.

Ankara istikametindeki Depremevlerinden kavşağa kadar olan kesimin orta refüjünü yeniden düzenlemekteyiz. Buradaki çalışmalarımız sürmektedir. Amacımız Burdur’umuzun giriş ve çıkışını daha güzel, daha estetik bir görünüme kavuşturmaktır.

Malumunuz ilimizin en önemli ekonomik özelliklerinden biri de hayvancılığıdır. Ancak buna yakışır bir pazarı yoktu daha önce. Eski Pazar çamurdan, pislikten, bakımsızlıktan perişan haldeydi. Yeni hayvan pazarımız bölge çapında önemli bir tesis haline getirildi. Üstü çelik konstrüksiyonla kaplandı. Taban asfaltlandı. Pazara sosyal tesisler yaptık. Türkiye’nin ilk ve çevrede eşi benzeri olmayan ruhsatlı hayvan pazarını gerçekleştirdik. 18 bin dönümden 120 bin dönüme çıkardık alanını. Bütün kamulaştırmalarını gerçekleştirdik.

Gene bu bağlamda hal tesislerinin kamulaştırmalarını gerçekleştirdik. Yakında taşınacağız. Mevcut hal sıkışıklık yaratıyor bildiğiniz gibi.

Yukarı pazarda sit alanlarımıza hiç dokunmadan, tarihsel dokuya zarar vermeden altyapı çalışmaları hızla sürmektedir. Su şebekesini yeniledik. Ulucami civarının alt ve üst yapısını tamamladık.

—Tarihsel dokuya zarar vermeden restore etmeniz büyük başarı doğrusu.

—Evet, eski Burdur’u yansıtan bir çevre olacak. Bölgenin değerini artıracak bir duruma getirmeye çalışıyoruz.

Bu bağlamda, Belediyenin bazı ünitelerini buraya taşıdık. Bu yolla insan sirkülâsyonu sağladık bu bölgeye. Son zamanlarda tarihi ve kültürel zenginlikleri kullanan kentler çoğaldı. Safranbolu gibi. Burasını da böyle düşündük.

—SORU: Peki, Sayın Başkan, bu hizmetlerden hangilerinin projesi, başından sonuna tamamen size aittir?

—YANIT: İki projenin (Kanalizasyon ve Senir suyu) haricinde tüm hizmetlerin tamamı bize aittir.

SORU: Burdur’da sizin döneminizden önce hep CHP’li başkanlar gelip gitmiştir. Neredeyse bu gelenekselleşti. Ve muhalefet tarafından şu sık sık dillendirilirdi: Burdur’un kaderi bu! İktidara muhalif belediye başkanı seçtiğinden dolayı yeterli hizmet alamıyor. Siz kendi hizmet döneminizi bu bağlamda bir değerlendirmeye tabi tutarsanız, iktidar partisi başkanlığına mütenasip hizmet getirdiğinizi söyleyebilir misiniz?

—YANIT: Evet. Yaptığımız hizmetlerin kapasitesi düşünülürse bu sorunuza olumlu yanıt vermek mümkündür.

Öte yandan kanunlar çerçevesinde belediyelerin gelirleri bellidir. Başkanlar bu gelirler çerçevesinde hizmet götürüler. Belediye gelirlerine sahip çıkarak, elde edilen gelirleri yerli yerinde kullanarak, yeni kaynaklar yaratarak… Toplu konutta yaratılan kaynak 10 trilyonun üzerindedir. Bu nereden geldi şimdi? Tabii ki devletimizden…

Uyum çok önemlidir. Örneğin bir bakana derdimizi anlatıyoruz çevre yolu konusunda. Bakanlığa ait olduğundan yola dokunamıyorsunuz. Ama Bakan parasal yardımda bulunarak o sorunun halledilmesini sağlıyor.

Örneğin şehir içinde 20’ye yakın dere var, ıslah edilmesi gerekli olan… Girişten Doğum hastanesine kadar yer yer uzanan dereler… DSİ ıslah etsin dedik. Proje yapıldı. 4 trilyon olarak ortaya çıktı. Çevre ve Orman Bakanlığına gittik. Anlattık. Destek istedik. Hemen talimat verdi Bakan. 4 triyon çıktı. Bu birinci Etap. 2. Etabı var. Bu da bir 5 trilyon tutarında.

Çevre ve Orman Bakanlığı çeşitli yerlere doğa parkları yapıyormuş. Bunu öğrenince Şeker plajı için öneride bulunduk. Bakalım, mutlaka yapılacak.

Örneğin, biz kültür merkezi istiyoruz diyoruz. Bakanlık bu konuda 500 milyon gönderdi. Biz bu parayla temelini attık. İnşaatı başlattık.

SORU: Sayın Başkan, bildiğiniz gibi, 2004 seçimlerinde Burdur yerelinde esaslı bir cepheleşme olmuş, siyasal yelpaze iki kutba dönüşmüş, sizinle Necdet Bey arasında saflaşmıştı. Öyle görülüyor ki, önümüzdeki seçimlerde bunu tekrar yaşama olanağı yoktur. Kazanmamak amacıyla seçimlere girilmez ama ben gene de sorayım: Tekrar kazanma umudu taşıyor musunuz? Bunun oranı nedir?

—YANIT: Ben sürekli halkın arasında, halkın içinde olan bir insanım. Hizmetler götürülürken sürekli halkla temas ediyorum. Halkın şahsıma karşı sempatisini görüyorum. Halkın güzel bir bakışı olduğunu görüyorum. Seçim bildirgemizde ne vaat etmişsek hepsini yerine getirdik. Halk en güzelini yapacaktır.

—Teşekkür ederim Sayın Başkan bize vakit ayırdığınız için.

—Ben de teşekkür ederim.

05 Kasım 2008, Burdur
www.fatihozcan.org
http://www.fatihozcan.org/?open=icerik&icerikno=189

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..