Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '10

 
Kategori
Spor
 

Burhan Felek Caferağa Saracoğlu üçgeni

Burhan Felek Caferağa Saracoğlu üçgeni
 

Önce taziye mesajı, ardından da emekçi kadınlarımıza karanfil atarak başlamak istiyorum bu hafta kelimelerimi beyaz kâğıda serpiştirmeye. Beklenen İstanbul depremine çalım atıyor fay hattı ve sabaha karşı 04.32’de Elazığ’ı 6, 0 şiddetinde sallayıp 57 cana kıyarak, “Ben Marmara’da değil, Elazığ’dayım” diyor adeta… Haber bültenlerine düşen deprem haberiyle başlamış oluyoruz bir anlamda güne. Ölü sayısını duyunca yine yüreklerimiz dağlanıyor, yanıyor ne yazık ki… Depremde hayatlarını kaybedenlere Tanrıdan rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı ve sabırlar dileyerek bir şeyin altını çizmek istiyorum. Deprem haberine ne kadar canım acısa da, şahsım adına 8 Mart’ların “Elazığ depremi” olarak kafamda yer etmesini istemiyorum, tıpkı 17 Ağustos’lar, 12 Kasım’lar ve şimdi hatırlayamadığım diğer takvim yapraklarında fayların isyan etmeleri gibi… 8 Mart, ‘Emekçi Kadınlar Günü’ kimliğinden bir şey kaybetmemeli bence. Bu bağlamda tüm kadınlarımızın 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü kutlayarak rutin konumuza geçmek istiyorum…

“Yoğun maç trafiği.” söylemi ben gibi renklerine gönülden bağlı olan bir tribün işçisini mutlu etmeye yetiyordur sanırım. Tuttuğu takımın tüm branşlarındaki maçlarda tribündeki yerini alabilmek onun başlıca görevlerindendir. Bir tribün işçisi olan ben de takımıma olan sorumluluğumu yerine getirebilmek adına elimden geldiğince gitmeye çalışıyorum maçlara. Bu hafta takımımın 3 maçını tribünde izleme mutluluğuna eriştim mesela.

İlk olarak Cuma günü Burhan Felek’te Erkek Voleybol Takımımızın Beşiktaş’ı ağırladığı maçtaydık, Annem, ben ve beşik kertmeli yarim tekerlekli iskemlem. Takımımız 3-0 kazanabileceği maçı oyuncularımızın yapmış oldukları basit hatalardan dolayı 2-3 yitirdi maalesef. Ertesi günü aynı salonda sarı meleklerimizin maçına yağmur engeline takılarak gidemeyince, Pazar gününe odakladım kendimi.

Kraliçelerimiz derbi maçta ezeli rakibimiz Galatasaray Bayan Basket Takımını Caferağa’da ağırlayacaktı. Hemen ardından da rotamız futbol takımımızın maçı için mabedimize doğru çizilmişti. Ne yapıp edip bu iki maçı da kaçırmamalıydım. Pazar sabahına güneşi görerek uyanınca keyfime değecek yoktu doğrusu. Sıkı bir Pazar kahvaltısının ardından, Anneciğimin bir gün önceden özenle ütülediği antrasit formamı sırtıma geçirip düştük sarı-laci sevdamızın yollarına. Maç öncesi kraliçelerimizle yaptığımız ayaküstü derbi içerikli sohbet dördüncü periyotun sonunda oluşacak skorun müjdecisi gibiydi sanki.

Maça tutuk başlayarak 14 sayı geri düşen kraliçelerimiz şöyle bir silkinerek farkı eritip beraberliği yakaladıktan sonra 20 sayı da öne geçtiler. Ezeli rakibimizin nasıl bu kadar açıldığını anlayamadıkları skor mesafesini kapatma çabaları, farkı 20’den 14’e düşürse de maçtan 76-62 yenik ayrılmalarından kurtarmaya yetmemişti. Böylelikle takımımız bir derbi galibiyetine daha imzasını atmış oldu. Galibiyeti kraliçelerimizle birlikte kutlamamız kaçmamıştı objektiflerin gözünden. Bu özel ve güzel kareyi ölümsüzleştirmek isteyenlerce birbiri ardına basıldı deklanşörlere. Görev tamam olduğuna göre gönül rahatlığıyla artık düşebilirdik mabedin yoluna. Güneşin, “Maçlara gelebilmen konusunda yağmuru ikna ederek üzerime düşeni yaptım.” diyerek mesaisini erken tamamlayıp bulutların arkasına sığınması kuru soğuğa da pirim yaptırmıştı. Bereket üstüm oldukça kalındı ve mabedin tribünlerinde yanan ısıtıcılar her ne kadar bana uzak olsalar da soğuğa meydan okur gibiydiler.

Şubat ayını Ağustos böceği edasıyla geçiren futbol takımımız zor da olsa bu kez 33’üncü dakikada Emre’nin asisti ve Andre Santos’un şık golüyle haftalar sonra 3 puana ‘merhaba’ dedi. Geçen hafta Fırat Aydınus imzası taşıyan katliama kaldığı yerden devam etme görevi bu hafta da Bünyamin Gezer’e verilmişti sanki. İlk yarıda Batak’ın Lugano’yu ceza sahası içinde yaka paça indirmesi, ikinci yarıdaysa bu kez Yalçın tarafından Emre’ye yine ceza alanında yapılan faulün penaltı değeri kazanmayışı galibiyetimizi engelleyemedi belki ama skora doğrudan etki etti. Ezeli rakibin Eskişehir’den eli boş dönmesi 5 olan puan farkını 2’ye çekmemizi sağlaması ve Ankaraspor’dan alacağımız 3 puanı da hesaba katarsak, iplerin yine elimize geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Yeter ki futbolumuzu güzelleştirip, maç kazanma alışkanlığımızı tekrar edinelim…
 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..