Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Bürokratik Vesayetten Yana mısınız?

Bürokratik Vesayetten Yana mısınız?
 

  • Biz askeri vesayete hayır dedik, çok Kemalist kardeşlerimiz bizi AKP’li ilan etti. Biz Yüksek Yargı’nın siyaset üzerindeki vesayetine hayır dedik, yine çok Kemalist kardeşlerimiz bizi AKP’li olmakla itham etti. Oysa bu iki kurum üzerinden hareketle, biz sosyalistler ne zaman askeri vesayeti, ne zaman yüksek yargı vesayetini savunmuşuz? Hele ki o askeri vesayet ve yüksek yargı vesayetinin en has tarafından gadrine uğramış olan sosyalistlerin, sistemin bu iki vesayet kurumuyla ne türden bir gönül bağı olabilir? Bu iki vesayet kurumuna yönelik tavır alan her ismi, “AKP’ye destek, AKP’ye yandaş” diye yaftalamak için ancak Kemalist bir körlüğe sahip olmak gerekiyor ki, bu hususta Kemalist kardeşlerimizi hayli maharetli görmekteyiz.
  • Deniz Gezmiş ve arkadaşları bu iki vesayet kurumunun marifeti ve bu iki vesayet kurumuna biat etmekte beis görmeyen parlementodaki uzantıları olan siyasal partilerin marifetleriyle idam sehpasına çıkmadılar mı? 1980 darbesi de yine bu vesayetçi anlayışın bir ürünü olarak karşımıza çıkmadı mı? Ve gerek 1960, gerek 1971 ve gerekse de 1980 askeri darbeleri sonrasında birçok sosyalist insan yaşamını yitirmedi mi? Askeri darbeler ve askeri otoritenin bu ülke insanına yaptıkları ortadayken, bir de bu yapılanlara yargının vicdanları kanatan onca kararlarını ekleyin… Hangi sosyalist aydın bu iki kurumu eleştirmekten beri durur? Evet, bir kesim bu iki kurumu eleştirmekten beri durur… Kendisini solda tarif eden, kendisini sosyalist olarak konumlamış Kemalistler ancak bu iki vesayet kurumunu eleştirmekten kaçınır ve bu gün bu iki vesayet kurumunu eleştirenlere de yine  bu Kemalist kardeşlerimiz eleştirinin!!!! en galizini yapıp,  AKP’nin yandaşı, anti Kemalist, liberal, liboş gibi sıfatları yakıştırırlar. Bakış açıları budur, görüşleri bu kadarla sınırlıdır.
  • Çok Kemalist kardeşlerimiz şimdilerde bizleri eleştirinin!!!! en galizine tabii tutmuşlar… Efendim “AKP ve Başbakan’la aralarındaki köprüleri attılar” diyorlar… Hoş, benim hiçbir zaman AKP ve türevleriyle aramda kurulmuş bir köprü olmadı. Bu köprünün varlığını nasıl bir beceriyle görmüşler anlamadım doğrusu. AKP ve Başbakan’la kurulmuş bir köprüm yokta, Kemalizmle aramda kurulmuş bir köprüm mü var? Hayır… Şu sitede 2007 yılından beri yazmaktayım… Bilen bilir benim hangi görüşten olduğumu. Bir bilmeyenler, anlamayanlar Kemalistler oldu. “Nasıl olurda bir sosyalist Kemalizme, sıcak bakmaz?” diye kendilerini yemekteler. Oysa bilmezler mi ki, bu ülkeye rengini veren, bu ülkenin resmi ideolojisi olan Kemalizm’in gadrine en fazla sosyalistlerin uğradığını?
  • Neden?
  • Biraz önce Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamından örnek vermiştim. Örnekleri çoğaltmak mümkün… E tabii ki bizim Kemalist kardeşlerimiz, “E dedik ya, 1938’den sonra Kemalizm diye bir şey kalmamıştır diye” demekteler. Vaziyet 1960’ta, 1971’de, 1980’de neyse, biz sosyalistler için, dönün bakın cumhuriyetin ilk yıllarına, 1930’lu yıllara… Sosyalistlerin başına neler gelmiş? Nazım Hikmet’in, Şefik Hüsnü’nün, Kemal Tahir’in, Hikmet Kıvılcımlı’nın ve saire diğer cümle alem sosyalistlerin 1920’li ve 1930’lu yılların başında başına gelenlerle, 1938 sonrasında yaşanan darbeler ve yargı kararlarına… Sosyalistlerin cumhuriyetin ilk yıllarında başlarına gelenlerle, Kemalistlerin ikiye ayırdıkları dönem sonrasında başına gelenler arasında hiçbir fark göremezsiniz. Öyle ya, biz neden bu ülkenin 90 yıllık tarihinde 1938 öncesi ve sonrası diye bir şey olmaz diyoruz? Şu saydıklarımız meramımızı gayet yalın bir şekilde ortaya koymaktadır. Tabi anlayana…
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..