Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Bütün domuzların katli vaciptir. Tez vakit de kelleleri vurula!

Bütün domuzların katli vaciptir. Tez vakit de kelleleri vurula!
 

...Alıntı...


Son günlerin dilden düşmeyen hastalığı domuz gribi hakkın da yazılan bir çok haberin ve bloğun ardından , domuz gribi ve din arasında bağlantı kuranlar, bu konuya Mehdiyi bile dahil edenler için yazma gereksinimi duydum. Hatta domuzların katli vaciptire varan bir bloğu oku-ma şansızlığına bile nail oldum. Domuz eti dinimizce caiz değil, yani tüketimi haram kılınmış. Nedeni ise fena bi biçimde bilimsel. Neymiş efendim, domuzlar eşini kıskanmıyormuş. Kafam karıştı iyice. Sanki yıllarca domuzlarla birlikte yaşanmış, gözlemlenmiş domuzların eşini kıskanmadığı, bu kanaate varılınca da domuz eti haram kılınmış. Kıskanmak ve yasak; bağlantı sıfır bence, mantıksal bir geçerlilikse barındırmıyor, malesef. Bundan 9 yıl önce bir ameliyat geçirmiştim. Yatalak hastalara, ya da amelliyat sonrası yatma zorunda olanlara, kırık dolayısıyla ayağı yada bir başka uzvu alçıya alınanlara, Tromboze iğnesi vurulur benim yaşadığım ülkede. Bu iğnenin karışımında %40 domuz yağı bulunur. Valla ben et olarak yemedim ama iğne olarak yedim. Şimdi ben dinden çıkmış günahkár kafir miyim?

İlk önce şu Mehdi, Deccal gibi dini imgelere açılık getirelim, bilgimizin yettiğince, kalemimizin dili döndüğünce. Geçmiş peygamberler, şaşı, kör, yalancı olan Deccál'in büyük fitne ve belá olduğunu haber verip, ümmetlerini, onun şerrinden, ve verebileceği zararlardan ötürü korkuttular. Deccál, peygamber olduğunu iddia edecek, herkesin imanını bozmaya uğraşacak ve kendisine inanmayanlara zarar verecekti. Ìnanış kısaca böyledir. Kurran´da herhangi bir ayette adı geçmez. Sadece Hadis-i Şerif´e itibar edilerek inanılmıştır… Mehdi´nın yeryüzüne gelmesi bir Şii inancı olup, sünni müslümanların çoğu daha önceleri bundan habersizdiler. Fakat mezhepler arası etkileşimden kaynaklanan kutsal kitap dışı bu inanç, tüm mezhepler de inanılır kılınmıştır. Mehdilik kavramı Anglikan Kilisesinin büyük çabaları sonucu, uydurma hadislere işlenmiş, amaç hristiyanlığı ve hristiyan dininin peygamberi Jesus (Ìsa)´a Ìslamiyet üzerinde legalite kazandırmaktır. Çünkü gelecek olan peygamber Hz. Ìsa´dir. Yapılan yanlış sonradan anlaşılmış, Hz. Ìsa islamiyeti kabul edecek denmiştir. Lakin hristiyanlık Allah tarafından vahyedilmiş hak dindir. Mehdi Jesus (Hz.Ìsa ) olacak sa, tüm insanlar hıristiyan olacaktır demektir. Anglikan Kilisesinin bunu kabul ettirmesinin ardında yatan gerçek budur. Çünkü hristiyanlığın asıl temel bilgileri Hz. İsa´nin kendisinde mevcuttur ve bu bilgiler de Allah tarafından yine kendisine vahiy edilmiştir. Uzun lafın kısası Hristiyanlık daha kıdemlidir.

Hatta yılbaşlarında çam ağacı süslenmesini şöyle tanımlar bizim büyük din alimleri! Hz. Ìsa Şam´a inecektir, fakat bunu hristiyanlar çam´a inecek diye yanlış anlamışlar, o yüzden çam ağacını süsleyip onun etrafında ayinlerini yapmaktaymışlar. Sorgulamaktan aciz beyinler, sadece söylenenleri, söyleyen kişileri baz alarak, doğruluğuna sorgusuzca, körü körüne inandıkları için yanılgıya düşerler. Bilmezler ki Çam ağacı, sadece Türkçe´de Çam olarak isimlenir. Oysa Almanca´da Kiefer , Ìngilizce´de Pine´dir. Lakin yılbaşında süslenen ağaca Almanlar Tannebaum derler. Türkçesi Köknar ağacıdir. Bilinen bir başka yanlışsa Yılbaşının Hz. Ìsa´nin doğum günü olduğu yanılgısıdır. Bunu da Yılbaşından önce yada muhtelif zamanlarda televizyona çıkıp, milyonların gözünün içine baka baka yalan demiyeyim yine de, yanlış konuşurlar diyeyim.

Jesus (Hz. Ìsa) 25 Aralık´ta doğmuştur. Hristiyanların Noel kutlamaları 25 Aralık´ta biter. Almanlar Weinachten olarak adlandırırlar. 24 ve 25 Aralık´tır.

Yılbaşı nedir? Nasıl kabul edilmiştir? Milattan sonra 245 yılında din adamları Hz. İsa'nın doğum gününü kendilerince kesin olarak tespit ettiklerini sandıklarında bile Kilise, bunun Mısır ve putperestlerden gelen bir uygulama olduğunu ileri sürerek, bir firavun gibi doğum günü kutlamanın günah olduğunu açıklamıştı.

Kilise'nin doğum gününe bakış açısı dördüncü yüzyıldan sonra değişmeye başladı. Bu arada Hz. İsa'nın doğum günü tarihi üzerinde 25 Aralık olarak anlaşmaya varılınca, bu günün 'Christmas' (Noel) olarak kullanılmasına başlanıldı.

Jülyen takvimi, Jül Sezar tarafından M.Ö. 46 yılında kabul edilen ve batı dünyasında 16. yüzyıla kadar kullandıgi takvimdir. Artık yıl hesaplamasındaki ufak bir fark sonucu yaklaşık her 128 yılda bir günlük bir kayma oluşturduğu için, yerini Gregoryen takvimi almıştır.

Jül Sezar, o zamana kadar kullanılan takvimdeki karışıklıkları çözmesi için İskenderiyeli astronomi bilgini Sosigenes'den yardım alır. Sosigenes, 1 yılı 365.25 gün alarak oluşan mevsim kaymalarını düzeltmeyi hedeflemiştir. Böylece 4'e tam bölünemeyen yıllar 365 gün olmuş, bu yıllardan artan çeyrek günlerse 3 yılın ardından gelen artık yıla eklenerek, artık yılı 366 güne çıkarmıştır. Ayrıca 1 yılın 12 ay kalabilmesi için artık yıllarda aylar 6 ay 30, 6 ay 31 gün çekecek şekilde düzenlenmiştir. Artık olmayan yıllarda ise yılın son ayından 1 gün çıkarılmıştır. Bu da o dönemde yılbaşı Mart olduğundan dolayı Şubat ayının artık yıllarda 30, diğer yıllarda ise 29 güne çekilmesine sebep olmuştur. Ayrıca takvim düzenlemesini yaptığı için Temmuz ayının ismini değiştirerek kendi adından gelen July ismini vermiştir.

Fakat Sezar'ın öldürülmesinden sonra takvimde yapılan bu ıslahat düzgün uygulanamadı. Takvim düzenlemelerini yapan Pontifeksler, 3 yılda 1 artık yıl uygulaması yaparak takvimde tekrar bozulmalara sebep olmuştur. Bu uygulamanın yapıldığı yaklaşık 40 yıl boyunca 3 gün kayma meydana gelmiş ve M.Ö. 8. yy'da Augustus 12 yıl boyunca artık yıl uygulamasını durdurarak bu kaymayı düzeltmiştir. Augustus tıpkı Jül Sezar gibi takvimde değişiklik yaptığı için Ağustos ayının adını değiştirip kendi ismi olan Augustus'u vermiştir. Fakat ismi Sezar'dan gelen Temmuz ayının 31, Ağustos ayının ise 30 çekmesinden dolayı Şubat ayından 1 gün alınıp Ağustos ayına eklenmiştir. Böylece Şubat ayı artık yıllarda 29, diğer yıllarda 28 güne düşmüştür.

Gregoryen takvim ya da Miladi takvim, Jülyen takviminin yerine Papa XIII. Gregory tarafından yaptırılan takvimdir. Milad'ı tarih başlangıcı ve dünyanın güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saatlik zamanı "1 yıl" olarak kabul eder.

Dünyada en yaygın olarak kullanılan takvimdir. Aralarında Türkiye'nin de olduğu çoğu ülke tarafından kullanılan bu takvim, senede 10.8 saniye hata oranıyla en güvenilir ve hassas takvimdir. 4 Ekim 1582'de kabul edilmiştir. Değişik tarihlerde önce Avrupa'da daha sonra dünyanın geri kalanında yayılmıştır.

Gregoryen takvim oluşturulurken Jülyen takvimine 10 gün ilave edilmiştir; 5 Ekim Cuma günü, 15 Ekim Cuma olarak kabul edilmiştir. 1752'de kabul eden ülkeler ise 11 gün ilave etmek durumunda kalmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, önce Hicri takvim, sonra da 1 Mart'ı yılbaşı kabul eden mali takvim kullanılmıştı. Cumhuriyet'in ilanından sonra, mali 26 Kânunıevvel 1341'de (26 Aralık 1925) kabul edilen "Takvimde Tarih Mebdeinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" ve "Günün 24 Saate Taksimi Hakkında Kanun" adlı iki ayrı yasayla 1 Ocak 1926'dan başlayarak Gregoryen takvimi benimsendi.

Yılbaşını 1 Ocak olarak alan bu takvimin yanı sıra günü 12 saat gündüz ve 12 saat gece dilimlerine ayıran saat sistemi yerine 24 saatlik gün kabul edildi. Gregoryen takvim, günümüze kadar kullanılan takvimler içinde en az hatalı olanıdır. Günümüzde bir ekinoks yılı 365.242375 gündür. Gregoryen takvimde ortalama bir yıl 365.2425 gündür ve gerçek ekinoks yılı uzunluğuna oldukça yakındır.

Senede "ortalama" 0.000125 günlük bu ufak hata, 10.8 sn.ye tekabül eder. Takvim hesaplamasında 1 günlük hatanın ortaya çıkması için yaklaşık 8000 yıl geçmesi gerekir. Bununla birlikte 8000 yıl içerisinde bir ekinoks yılının uzunluğu da sabit kalmayacaktır ve hangi uzunlukta olacağı tam olarak bilinemez. Bu nedenlerle Gregoryen takvim yeterli hassasiyette bir takvimdir ve yeniden düzenlenmesi çok uzun bir süre gereksizdir.

Jülyen takvimini Gregoryen takvime çevirmek için günümüzde 13 gün ilave etmek gerekir. 2100 yılından sonra bu fark 14 güne çıkacaktır. Bu durum bazı Ortodoks Kiliselerinin Noel kutlama tarihlerini 7 Ocak yerine 8 Ocak olarak değiştirecektir. Tarihi bir rivayete göre 1 Ocak Jülyus Cesar´la Kleopatra´nın ilk tanıştıkları gündür. Yani rivayetlere inanlar için bir anlam da, yılbaşı kutlaması büyük aşkın kutlamasıdır da denilebilir.

Sevgi ve saygılarımla.

Birçok kaynaktan yararlanılarak yazılmıştır.

 
Toplam blog
: 50
: 901
Kayıt tarihi
: 06.10.08
 
 

    ..