Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bütün dünya Müslüman olacak...

Bütün dünya Müslüman olacak...
 

Batılı Ülkelerin doğurganlık oranları


Batılı Bilim Adamları Diyorlar ki:

"Dünya değişiyor…

Çocuklarımızın miras alacağı küresel kültür bugünkünden oldukça farklı olacak.

Dünyanın değişen nüfus verileriyle ilgili bir rapora sahip olmak üzeresiniz.

Araştırmalara göre, bir kültürün 25 yıldan uzun bir süre devamlılığını sağlayabilmesi için, aile başına düşen doğurganlık oranının 2, 11 olması gerekmektedir. Bu sayının altına düştüğünde, kültür yok olacaktır. Tarihsel olarak 1, 9'un altına düşen hiçbir kültür kendini yenileyememiştir. Bu sayı 1, 3 olduğunda ise değişim imkansızdır. Çünkü böyle olduğunda kültürün kendini düzeltmesi 80 ile 100 yıl alır.

Ve bu kadar süre bir kültürü ayakta tutacak hiçbir ekonomik model yoktur. Başka bir deyişle, eğer 2 çiftin birer çocuğu olursa, ebeveyn sayısının yarısı kadar çocuk var demektir. Eğer bu çocukların da bir çocuğu olursa büyükanne-büyükbaba sayısının ¼'ü kadar torun olur.

Eğer 2006 yılında sadece 1 milyon bebek doğduğunu varsayarsak, 2026 yılında işgücüne katılacak 2 milyon yetişkin bulmak zor olur. Nüfus geriledikçe, kültür de geriler.

2007 verilerine göre, doğurganlık oranı:

Fransa— 1, 8

İngiltere— 1, 6

Yunanistan— 1, 3

Almanya— 1, 3

İtalya— 1, 2

İspanya— 1, 1

Avrupa Birliği Ülkeleri— 1, 38

Tarihsel araştırmalar bize bu sayılarla kültürel değişimin imkansız olduğunu söylemektedir. Birkaç yıl sonra Avrupa diye bildiğimiz, varlığını yitirecek. Hem de nüfusu yok olmamasına rağmen. Neden mi?

Göç…! Müslüman göçü…!!!

1990 yılından bu yana Avrupa'da gelen nüfus artışının %90'ını Müslüman göçü oluşturmaktadır.

Fransa'da aile başına düşen çocuk sayısı 1, 8 dir. Müslümanların ise 8, 1.

Geleneksel olarak dünyanın en yüksek nüfuslu kilise bölgelerinden biri olan Güney Fransa'da artık kiliseden fazla cami vardır.

20 yaş ve altındaki çocukların %30'u Müslüman'dır.

Nice, Marsilya ve Paris gibi daha büyük şehirlerde bu oran %45'i bulmuştur.

2027 yılı itibarıyla 5 Fransızdan 1'i Müslüman olacak. Sadece 39 yıl içinde Fransa bir İslam Cumhuriyeti olacak…

Son 30 yılda Büyük Britanya'daki Müslüman nüfusu 82, 000'den 2, 5 milyona çıkmıştır. 30 katlık bir artış…

Yaklaşık 1000 cami bulunmaktadır… ve bunların birçoğu eski kiliselerdir…

Holanda'da yeni doğanların %50'si Müslüman'dır.

Yalnızca 15 yıl içersinde, nüfusun yarısı Müslüman olacak.

Rusya'da 23 milyon civarı Müslüman vardır. Bu da Rusların beşte biri eder.

Birkaç kısa yıl içinde Rus ordusunun %40'ını Müslümanlar oluşturacaktır.

Halihazırda Belçika'da nüfusun %25'i ve yeni doğanların %50'si Müslüman'dır.

Belçika Hükümeti 2025 yılında Avrupalı çocukların üçte birinin Müslüman ailelerden doğacağını açıklamıştır. Sadece 17 yıl sonra…

Bundan açıkça söz eden ilk ülke olan Almanya, yakın zamanda şöyle bir bildiri yayınladı:

"Nüfustaki (Alman) azalma artık engellenemez. Düşüş geri döndürülemez durumda. Almanya 2050 yılında bir Müslüman Devleti olacak." (Almanya Federal İstatistik Ofisi)

Libya Devlet Bakanı Muammer Kaddafi diyor ki: "Allah'ın İslamiyet'e Avrupa'da kılıçsız, silahsız, fetihsiz bir zafer bahsedeceğinin işaretleri mevcuttur. Bizim teröristlere ihtiyacımız yok, intihar bombacılarına ihtiyacımız yok. Avrupa'daki 50 milyondan fazla Müslüman orayı birkaç on yıl içinde bir Müslüman kıtasına dönüştürecek."

Şu anda Avrupa'da 52 Milyon Müslüman bulunmaktadır. Alman Hükümeti bu sayının 20 yıl içinde iki katına çıkarak 104 milyona ulaşacağını tahmin etmektedir.

ABD'ye yaklaştıkça sayılar Avrupa'ya benzer bir hikaye anlatmaktadır.

Şu anda Kanada'nın doğurganlık oranı 1, 6'dır. Kültürün devamlılığını sağlayacak 2, 11'den neredeyse bir puan aşağıda. Ve İslam en hızlı büyüyen din.

2001-2006 yılları arasında Kanada'nın nüfusu 1, 6 milyon arttı. Bunun 1.2 milyonu göçtü…

Birleşik Devletlerde ise Amerikan vatandaşlarının doğurganlık oranı 1, 6'dır. Latin akımıyla bu oran 2, 11'e yükselmektedir. Yani kültürün sürdürebilirliği için gereken asgari oran.

1970 yılında ABD'nde yalnız 100, 000 Müslüman vardı. Bugün ise 9 milyondan fazla…

Dünya değişiyor…

Artık uyanma zamanı!

3 yıl önce Chicago'da 24 İslami Organizasyonunun katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantının raporları Amerikalılara İslamı anlatma konusundaki planları detaylı olarak gösterdi. Gazetecilik, politika, eğitim ve daha fazlası… Dediler ki: "Kendimizi 30 yıl sonra Amerika'da 50 milyon Müslüman'ın yaşayacağı gerçeğine hazırlamamız gerekiyor."

Çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşayacağı dünya, bizim içinde yaşadığımız dünya olmayacak.

Katolik Kilisesi yakın zamanda İslamiyet'in kendi üye sayılarını geçtiğini bildirdi.

Bazı çalışmalar, İslamiyet'in bu büyüme hızıyla 5 ila 7 yıl içinde dünyadaki hakim din olacağını gösteriyor.

İnananlar olarak sizi Hakikat mesajını, değişmekte olan dünyayla paylaşmaya davet ediyoruz.

Bu bir Hareket Çağrısıdır!"

Raporda sunulan verileri inceleyen Batılı bilim adamları, özellikle din adamları paniğe kapılmış durumdalar.

Bu gidişatı engellemek için var güçleriyle çare arıyorlar, fakat bulamıyorlar.

Müslümanlar çoğalıyor, Hıristiyanlar azalıyor diye telaşa kapılmış durumdalar.

Müslümanlar giderek çoğalıyorlar derken Türkiye Cumhuriyetini kastediyorlar.

Bilerek veya bilmeyerek Başbakanın:"Her aile en az üç çocuk yapmalıdır!" diyerek uçurumu daha da derinleştirmektedir.

Çelişkiler…

Bir taraftan Yer Küremizin yaşanabilir durumda kalması için nüfus artışının azalması için öneriler getirilirken Başbakanın bu teklifi tartışılabilir.

Bilim adamlarının, Yer Küremizin en çok 4-5 Milyar insanı besleyebileceğini söyleyip dururlarken, yakın gelecekte bu nüfusun 10 Milyarı aşacağını bilmek durumun ciddiyetini göstermiyor mu?

Burada bir Amerikan Profesörünün getirdiği tekliften bahsetmek istiyorum.

Beni, insan olarak şoke eden teklifin özü şu:

"Yeryüzünde yaşamaya "hak eden" insanların( muhtemelen Hıristiyanlar) yüksek yaşam standartlarda yaşayabilmelerini sağlamak için bazı Ülkelerin üzerine özel uçaklarla özel ilaç atarak, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin korunması şartıyla, insanların yok edilmeleri(muhtemelen Müslümanlar). "

Ne gaddarca bir teklif…

Hitlerin yapmak istediğinin bir diğer varyasyonu…

Bu dinler arasında çatışmadan başka bir şey değildir…

Dinlerin siyasete karışmasından kaynaklanan olaylar…

İnsanoğlunun varoluşundan beri süregelen dinler arası savaşlar….

Filistin-Gazze-İsrail-Türkiye olayı aynı esasa dayalıdır…

Bu konuda, 2004 yılında Filistin'de görev yapmış, şu anda emekli bir Türk subayının görüşlerini okuyun lütfen.

http://www.facebook.com/?ref=home#!/?page=1&sk=messages&tid=1390259248090

Sadece Din, Irk ayrımı yapmadan Uluslar arası anlaşmalarla bu sorunlar çözülebilir. Katı kurallar sayesinde….

Yorumlarınızla katkıda bulunursanız memnun olurum. Saygılar…

Emekli Öğretmen (12 Haziran 2010)

 
Toplam blog
: 32
: 785
Kayıt tarihi
: 17.10.08
 
 

Otuz altı yıl Eğitim sektöründe: Meslek Öğretmenliği ve Yöneticilik yaptıktan sonra 1.5 yıl önce ..