Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Bütün erkekler birbirine benzer…Ya kadınlar?

Bütün erkekler birbirine benzer…Ya kadınlar?
 

Kadınların erkekler hakkında gözlemlerini derleyen ABD”li Rita Rudner(RR), bütün erkeklerin birbirine benzediği izlenimini edinmiş ve şu noktaları sıralamış. Biz de aynı perspektiften kadınlar konusunda ki gözlemlerimizi sıraladık. Beğeninize… 

RR: Erkekler kadar kendini ciddiye alan ve abartan bir başka yaratık yoktur. Erkek, televizyonda maça konsantre olmasıyla takımına maç kazandıracağını düşünen tek canlıdır. 

ARİ:Kadınlar ise kendilerini pek o kadar ciddiye almasalar da, etrafında ki kimseleri oldukça ciddiye alırlar. Bunlar özellikle kendi hemcinsleridir. Kadınlar televizyonda maç seyretmeseler de, dizi ve film izlemeye bayılırlar. Hele ki bu filmler aşk, aldatma ve romantizm konuluysa, kadınları, o dizinin “beşinci tekrarını” bile izlerken görebilirsiniz. 

RR: Kulağında küpe olan yeni nesil erkeklerle evlenmekte sakınca yoktur. En azından acının anlamını ve mücevherin değerini bildikleri kabul edilebilir. 

ARİ:Kadınlar bu türden erkekleri ancak sevgili olarak kabul edebilirler. Böylece kendilerini farklı bir boyutta tasavvur etme fırsatını görmüş olurlar. Böylece bayan arkadaşlarına anlatacakları dedikodu malzemesi ortaya çıkmıştır… Mücevher ve takı konusuna gelince; hiçbir erkek, küpe de taksa mücevherin değerini kadınlar kadar bilemez…  

RR: Erkeklere iş yaptırmak için işin içine "tehlike unsuru" katmak gerekir. "Aman yangın çıkmasın" dediğiniz anda, erkek, mangalın başına geçer. 

ARİ:Yangın riski olmasa da erkek her zaman mangalın başındadır. Erkek bu işi hep zevkle yapar. Kadın için ‘hamur işi “ ne ise, erkek için de “mangal” o dur. Mangal işi mangal gibi yürek gerektirir! 

RR: Kel ve zengin olanlara dikkat edin, paranın verdiği hava basmaca kelliğin verdiği seksiliği gölgelemesin. 

ARİ:Yani insanlar hem kel, hem zengin olamaz mı ya da tam tersi…? Seksiliği kellikle sınırlamak çok saçma. Kadınlara göre parası olan bütün erkekler seksidir. Şöyle bakın bir etrafınıza, sayıca göreceğiniz bu tür örnekler daha fazladır. Peki kadınlarda seksiliği öne çıkaranlar neler? Kadınlarda kellik olmadığına göre…paralı kadın hiç te fena bir fikir değil, en azından erkekle para için beraber olmaz. Kadının herkes tarafından tercih edilen fiziki özellikleri malum. Ama burada da zevkler tartışılmaz: Kimi erkek der ki “yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı”, kimi erkeğe göre ise “kucaktan taşmayan dar kalıplar” makbuldür… 

RR: Erkekler üzerinde mümkün olduğu kadar çok düğme bulunan telefonları severler. Çok düğme olunca kendilerini büyük adam zannediyorlar (bakınız aynı masada üç telefon!). 

ARİ: Üç telefonun lafı mı olur. Ne kadar ayıp! Bir kadının sahip olduğu ve evde koyacak yer bulamadığı ayakkabı ya da çanta sayısına biz bir şey diyor muyuz?  

RR: Erkek sabahları gazeteyi ilk okuyan olmak ister, ilk siz okursanız "Ben"likleri yara alır. 

ARİ: Biraz abartılmış bir gözlem.Doğrusu şöyle olabilir: Erkek gazeteyi okur, kadın ise özellikle magazin eklerini. Bu durumda sıra önemli değildir. 

RR: Bir adamın aynada kendisine bakışından, bir başkasına ihtimam gösterme potansiyeli olup olmadığını anlarsınız. 

ARİ: Doğru bir gözlem, ama yeterli değil. Erkek aynada boşuna zaman geçirmek yerine, varsa potansiyeli, zaten bunu doğrudan doğruya kullanmayı tercih eder. Bunu nerede kullanacağını bilmek zordur… 

RR: Topluluk içinde asla bir adama bir şey öğretmeye çalışmayın. Erkekleri sadece onlarla baş başa olduğunuzda eğitebilirsiniz. Toplum önünde hep her şeyi biliyor olurlar. 

ARİ:Bence sadece toplum içinde değil, hiçbir zaman kadınlar bunu denememeli. “Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur” sözünden hareketle; kadınlar sahip oldukları erkeği eğitmek, değiştirmek, yetiştirmek için kaybedecekleri vakti, onu kazanmaya harcarlarsa daha kazançlı çıkarlar. Karşınızdaki artık çocuk değil ve oturmuş davranışlar kolay kolay değiştirilemezler. Ey hanımlar, henüz yetişme aşamasındaki çocuklarınızın bütün eğitimleri üzerinde etkili olabiliyor musunuz? Onlar üzerinde ne kadar başarılısınız? Cevabınız evet ise, erkeğinize de “çocuk” muamelesi yaparak deneyiniz, ve sonucuna katlanınız. Yok hayır diyorsanız, her şeyi oluruna bırakınız, Sıla`nın dediği gibi… 

RR: Bütün erkekler kirpik kıvırma aletinden ürker, yastığın yanına koysanız tabanca zannediyorlar. 

ARİ:Çok saçma bir gözlem olmuş. Erkekler çocukluğundan beri en azından oyuncak tabancalarla iç içeler. Çocukken hangi çocuk oyuncak tabancası ile uyumamıştır ki…? Erkeği burada ürperten kadınla ilgili başka şeyler olsa gerek. Bunun da cevabını kadın kendisi bulmalı… 

RR: "İlişkimiz hakkında biraz konuşsak" lafı kadar erkeğin kanını donduran başka cümle yoktur. 

ARİ:Bu lafı erkek söylerse daha fena olur... 

RR: Bütün erkekler kendilerini çok sempatik zanneder, çoğu değildir. 

ARİ: Haklılık payı var.Tıpkı bütün kadınların kendisini akıllı ve güzel sanmasında olduğu gibi… 

RR: Bir erkek asla kadınların mayo satın almasının neden bu kadar vakit aldığını kavrayamaz. 

ARİ: Erkek mayo almaya beraber mi gitmiş? Neden öyle bir şey yapmış ki

RR: Dört adam yan yana geldiğinde spor konuşur, dört kadın yan yana geldiğinde erkekleri konuşur. 

ARİ:Bu kadın hep maç hastalarıyla beraber olmuş. Aslında erkekler bir aradayken sadece spor konuşmazlar. Erkekler yanlarında kadınlar varken zaten onlardan bahsetmezler ki, o zaman kıyametin kopacağını bildiklerinden böyle bir salaklık asla yapmazlar… 

RR: Bir erkek hiç bir aşk filmini ikinci kez izlemez. 

ARİ: Kesinlikle katılıyorum. Ancak yeni bir sevgili huzurunda bir filme ikinci kez katlanmak zorunda kalabilirler. 

RR: Kadınlar "Onu gerçekten seviyor muyum, mutlu olur muyum" diye düşünürken erkekler "Bu arabanın 240 bastığı dış görünüşünden de belli oluyordur, değil mi" türü düşüncelere dalarlar. 

ARİ: Ama 240 basan bir arabaya sahip erkeğe sahiplenmek bazı kadınları mutlu edebiliyor… 

RR: Eğer bir erkek "Seni ararım" dedikten sonra aramamışsa... Telefon numarasını kaybettiğinden veya öldüğünden değil, görmek istemediğinden aramıyordur. 

ARİ:Neden acaba? 

RR: Kocanızı tenis maçında yenerseniz akşama sırtını dönerek uyur. 

ARİ:Kocasını teniste yenebilecek kaç kadın tanıyorsunuz? Üç ? Beş ? Varsın onlar da uyusunlar. Zaten daha tenisi beceremiyorlar ki… 

RR: Karısına "Kilo aldın" diyen adam, kendi durumunu -gözünüzün içine bakarak- "Bu pantolon yıkanırken daralmış" diye açıklar. 

ARİ:Evde kaliteli bir tartı bulundurmakta fayda var. Sizde yok mu? Ne duruyorsunuz? 

RR: Erkeğin algılaması o kadar zayıftır ki ağır çekimde tekrarı görmedikçe golün nasıl atıldığını anlamaz. 

ARİ:Yine mi maç? Takmış bu kadın maçlara…Algılama olayına araba kullanan! Kadınlar açısından bakalım isterseniz. Kaza istatistikleri neyi gösteriyor hiç incelediniz mi? Ayrıca erkek için golün nasıl atıldığından çok, kimin attığı önemli…Burada kadının kalecilik becerisi de önemli. Malum, kedilerle kaleciler arasında şöyle bir farktan söz edilir hep; “kediler tuttuğunu yermiş, kaleciler ise tutamadığını “. İşte size ucu açık, istenilen yere çekilebilecek bir cümle. Gerisi hayal gücünüze kalmış… 

RR: Erkek her şeyi unutur, kadın her şeyi hatırlar. 

ARİ:Her şeyi? Neleri mesela? Bu kadın erkekleri pek tanıyamamış. Kadınları da tanıdığı pek söylenemez.  

RR: Erkeklere psikanaliz yapması çok daha kolaydır çünkü hiç çıkmadıklarından çocukluklarına dönmeleri gerekmez. 

ARİ: Onun için mi kadınlar erkeklerine çocuk muamelesi yaparlar? O halde erkeklerin yaptıklarından neden şikayet ederler ki? “Çocuktur, yapar” olgunluğunu neden gösteremezler de hep ağlayıp sızlamakla uğraşırlar? 

RR: Erkeğin sürekli sizi yatağa sürüklemesini durdurmak istiyorsanız, onunla evlenin 

ARİ:İşte bu olmadı şimdi… Ne kadar çelişkili bir düşünce. Yatmaktan hoşlanmıyor musunuz? O halde niçin çıktınız ağaca? Evlenince neler yapmayı düşünüyorsunuz? Çalışmak? ev kadınlığı? iyi bir anne? kocasını değiştirmeye çalışan dominant bir eş? yatağı sevmeyen bir kadın? iyi bir ahçı? dedektif? dırdırcı? anne bağımlısı? Çevreci? sportmen? alışveriş tutkunu? pizza ve alo paket bağımlısı? mükemmel hazır çorba pişiren? ütüden nefret eden? çamaşır yıkamayı çok seven? okumaya bayılan? alkolik ve sigara bağımlısı? TV hastası? Size hangisi uyuyor? Seçiminiz aynı zamanda yatmakla ilgili düşüncenizi de ortaya koyacaktır. Malum, etki tepki prensibi! 

Mutlu ve sağlıklı kalın, gerisi boş şeyler… 

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..