Bütün siyasetçiler Kate Moss'u taklit etsin!!!

BÜTÜN SİYASETÇİLER KATE MOSS’ U TAKİP ETSİN !

Samimi dilek; ekmek kuran çarpsın ki.

Mecliste kim varsa; hangi koltukta oturuyorsa yapacağı iş çok basit; Kate Moss modasını aynen uygulayacak…

Ha, korkmasınlar; kimse onlara saydam giyinin de çıkın demiyor. Allah korusun; büyük çoğunluğu palabıyıkların altındaki Darwin teorisi kanıtları olan o ahaliyi görmeye asla niyetim yok…

Nice bahtsız kadını uğradıkları görsel şok sonucu erkek diyetine sokmak ta bana yakışmaz.

Aşk güzel şeydir !

Hatta o kadar güzel bir şeydir ki sakalların aynı gürlükte ve heybette bütün bir bedende hükmünü sürmesini bile insana hoş gördürtür.

Ama önce giyimli kamuflajlı hale aşık olmak gerekir.

Kamuflaj maymundan evrimli insanın ilk avantajıdır.

Neyse…

Benim dediğim bu saydamlık karakterlerde olacak. Herkes eteğindeki taşı dökecek.

Kim ne düşünüyorsa söyleyecek. Takiyye arkasında takunya olmayacak.

Özürlü muhalefet çıkıp ta vatan millet Sakarya edebiyatının yan cebinde aslında bütün dertlerinin kendi yerlerini koruma meselesi olduğunu saklamayacak.

İktidar takiyye, muhalefet yenik seçimlerden kalan bakiye olmayacak yani Türkçesi.

Bu mübareklerin tamamı yemin ederken üst üste kilitledikleri parmaklarını çözecek; iki ayak ta yere sağlam basacak.

Bütün siyasiler, hepsi o çatının altında bulunmalarının gerçek nedenini güm güm açıklayacak…

Kimi maişet derdi, kimi makam aşkı, kimi çevreye racon, kimi bir bakanlık kapıp ta dünyalık edinme…vesaire, vesaire…

Ben yemin ederim bu tür bir saydamlık sonunda ortaya çıkan şey bu ülkenin
kimsenin ipinde olmadığı gerçeği olacaktır. Gerisi hikaye !

İyi de bunu yapacak birileri çıkar mı ?

İtiraflar listesine geri dönersek böyle bir mucizeyi Fatih Sultan Terim’ in ordularının pardon takımının bile yaratması mucize…

Hırvatları hırdavata çevirmeleri basit bir olay gibi kalır bu saydamlık mucizesinin yanında…

Gelelim Kate Moss’ a, valla o kadar koruma, o kadar gönüllü hayran arasında belli bir program süreci içinde tam çıplak gezse ne olurdu ki…

Bunu bizim laikliğimize bağlamak abukluğu da neyin nesi?

Birileri demiş ki; Sıkıysa Fatih te dolaşsaydı…

Allah korusun.

Moss gider; mostrası kalırdı.

Ama bu cesaretinden bize bir şeyler kalmalı değil mi?

Haydi babayiğitler; tabancalı beller, mazbatalı eller, yeminli diller…

Ötün bakalım… Saydamlık, şeffaflık…

Sıkar değil mi?

O çatının altında kimse saydam olamaz; herkesin bir hesabı kitabı var…

Peki ya ülke, bu yurt, bu topraklar…

Efendim; son duyduğum askeri sahaların da açık artırmaya çıktığı.

Yapın bir yoklama bakalım…

Sahiller gitti, telefon dahil pek çok kurum gitti; akarsular sırada.

Bankalar ne zamandır yok öğretmenim; yeni mi fark ettin…

Agemennon’ un orduları götürdü hepsini.

İnternet de yakında gider. Sahi artık saydam olsan kime ne yarar?

"Faydasız kilisenin papazından bana ne fayda" demiş biri.. doğru.

Geçirgen bedeninden görünen bir zamanlar bizim olan, onur, şeref , haysiyet ve tabi ki parsel parsel giden topraklar.

Senin saydamlığının başladığı yerde, artık kaybettiklerimiz var !