Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Büyük aşk

Büyük aşk
 

Kadın'' çok yalnızım''dedi. Adam '' bende'' diye cevapladı. Kadın''hayatım boyunca ne fedakarlıklar yaptım, hep hoşgördüm, affettim ama deymezmiş. Sevmediğin, kıymet bilmez bir adamla ömür geçirmek bir cehennem. Ah çocuklar olmasaydı''. Adam anlayışla aynı duygularla, gözleri dolu, dolu baktı kadına, kadının ellerini şefkatle okşadı, bakışları birbirinde eriyordu adeta.
Sıcak, çok güzel bir eylül akşamının güne veda ettiği saatlerdi. Boğaz'da küçük bir kafede, kendimle başbaşa otururken yan masadaki çiftin bu konuşmaları çarptı kulaklarıma.

Kadın gözlerinin renginde, mini mavi bir elbise giymişti. Sapsarı yapılı saçları, abartılı makyajıyla biraz frapan ama güzeldi. Üzgün gözlerinde şuh bir ifadeyle, baygın bakışlarla sevgisini anlatıyordu adama. Adam kırlaşmış saçlarıyla çok yakışıklı, kendinden emin. Biraz kasıntı duruşu, pahalı takım elbisesiyle bir kafede değil de, bir gece kulübünde gibi.
Hep böyle şık ve özenlimidir diye düşündüm.

Kadın ''beni tanırsın''diyordu.''Nekadar duygulu, hassas bir insanımdır, ama bu evliilik bitirdi beni''
Adam''bende senin gibi bir kadının özlemiyle yaşadım hep. Karım senin gibi anlayışlı, sevgi dolu olmadı hiç. Halbuki sen eşşiz, güzel yüce, bulunmaz bir kadınsın. Ah Tanrı'm niye daha önce karşılaşmadık''. Kadın ''seni çok seviyorum''dedi. Adam kadının ellerini daha yukarılara doğru okşarken, ölümüne'' diye cevapladı hafif bir buseyle...

Sonra birden kalktılar. Tedirgin bakışlarla son model arabalarına binip uzaklaştılar.
Beni orada , öylece gizli sevdalarına ortak ederek. Şaşkın yoğunlaşmış yüreğimle bin türlü mizansen yaratmaya başladım hemen.
Belli ki kadın sevmediği, anlaşamadığı bir adamla evli. Kimbilir ailesi zorla evlendirdi. Bir çok kadın hayatını çevrenin, ailenin, törelerin baskısıyla feda etmek zorunda kalmıyor mu?

Ama bu kadın öyle bir tipe benzemiyor. O zaman belki de yanlış bir seçim yaptı. Yada insanlar evlenene kadar farklı görünüp sonra esas yüzlerini çıkarmıyorlar mı ortaya. İnsanların güvenini, zamanını, sevgisini insafsızca çalıp yok etmiyorlar mı?

Ya adam? belki de kıskanç, dırdırcı anlayışsız bir kadınla evli. Paylaşım, sevgi, saygı, dostluk olmadan yürütülen bir evllilik işkenceden başka ne olabilir.
Baskıyla, ekonomik bağımlılıkla yada çocuklar için zoraki devam eden bir dolu evlilik var etrafta. Umutla başlayan, sonra bibirlerinin beklentilerini, ümitlerini sevgileri yiyip bitiren yamyam evlilikler...

Güzel bir günün gülkurusu akşamı ancak böyle morartılır.

Kendime kızarak , yorgun kalktım masamdan. Tamam sevgiye saygım var ama, aldatmaya asla. Onlar belki birbirini sevebilir. Ama birilerini de aldatmaya hakları yok. Güven duygusunu çalmaktan daha büyük bir hırsızlık bilmiyorum ben. Bazı insanlar hak etse bile..

Akşam geceyle çoktan buluştu. Yarın güneş hangi gönüllere gerçekten doğacak bilinmez ve gece neleri saklar.

İki hafta sonra dostlarım bir hayır derneğinin gecesine davet ettiler beni. Kıramadım gittim. Çoğu birbirinin aynı, moda dergisinden çıkıp gelmiş kadınlar, erkekler. Biz birkaç arkadaş sohbet ediyorduk. Aramızda şair, müzisyen, akademisyenler var. Ama daha çok sosyete. Sanat, sosyete kavramları öylesine değişmiş ki biraz yabancı hissettim kendimi.

Birden gözüm bize doğru gelen bir çifte ilişti. A...ben bu kadını tanıyorum. Geçenlerde Boğaz'daki kafede gördüğüm kadın. Yüzünde mutlu gülücükler, boynu kolları ziynet deposu halinde yaklaşıyor. Yanında oldukca yakışıklı hafif göbekli bir adam. Yanımızda durdular, tanıştırıldık. Saygıdeğer xx beyle muhterem eşleri. Kadın mutlu, şakrak, bir başka kadın sanki. Kocasıyla tokalaşırken benden hiç hazetmediğini anlatan bir bakışla baktı yüzüme. Yanımızdan uzaklaşırken yüksek sesle kocasına söyleniyordu.''hayatım nasıl bakıyordun öyle kıskandım vallahi, seni kimselere kaptırmam haberin olsun!!

Ben arkalarından şaşkınlıkla bakarken, onlar kolkola başka bir çiftin yanına yaklaştılar... Olamaz... Çay bahçesindeki adam. Yanında bir kadın. Sohbetleri koyulaştıkca attıkları kahkahalar kulaklarımda büyüyor, büyüyor zabdedilmez çığlıklarla yüreğime vuruyordu.

Bunlar kim diye sordum arkadaşlarıma. X bilmem kim beymiş. Yıllardır karısıyla çok mutlu bir evllikleri varmış. Her iki ailede uzun yıllardır çok yakın dostlarmış.

Ah benim hala saf zavallı gönlüm. Aşk, sevgi ne hallere düştün sen...
Titreyen ellerimden yere düşen kadehim, paramparça dağıldı her tarafa, duygularımla beraber. Birkaç kişi dönüp baktı.

Onlar hala mutlu, mesut gülüşerek sohbetlerine devam ediyorladı...

Gerçek sevenlerin ve sevgililerin günü bir ömür kutlu olsun.

 
Toplam blog
: 181
: 613
Kayıt tarihi
: 15.01.08
 
 

Öğretmen olan anne ve babam. Ankara'da geçen cocukluk ve gençlik yıllarım. Evimize sık,sık gelen bab..