Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '11

 
Kategori
Anılar
 

Büyük Babanın Suger Lake'deki Geyikleri

Büyük Babanın Suger Lake'deki Geyikleri
 

Suger Lake'de Büyük baba ile anneannenin bahçesinde geyikler


Bir önceki yazımda eşimin  ve benim  Eric Jenkins'in ailesini ziyaret için Portage'ye gidişimizi anlatıyordum. İlk gün saat farkından dolayı oldukça geç kalktık. Günlerden cumartesi idi. Pamela ve Bop evdeydi. Sonradan Pamela ve Bop'un bizi gezdirmek için bir sonraki hafta işlerinden izin aldıklarını ve bize çok güzel bir gezi programı hazırladıklarını öğrendik. İlk sabah kahvalltıdan sonra Wiskonsin'in başkenti Madison'a gittik.  Madison eyalet  binası çok görkemli bir yapı ve bize önce orayı gezdirmek istiyorlardı. Fakat hafta sonu olduğu için kapalı olduğundan bu binanın ziyaretini daha sonra hafta içine bırakıp çevre gezimize devam ettik. Wiskonsin'e yakın olan Dell nehrinde bir çok macerali bir bot gezisinden sonra  eve döndük. Bu arada Eric'in teyzesi, halası ve aileleri çok yakın oturuyor. Aralarında çok sıcak aile ilşkileri olan bu sımsıcak insanlar bizimle tanışmak için daha ilk günlerden Eric'lerin evine akın etmeye başladılar. Portage'de kaldığımız günlerde her gece bizi yemek davetlerine aldılar ve çok büyük bir sevgi ile sarmaladılar. Çünkü Burcu'yu çok seviyorlardı ve biz Burcu'nun annesi babası idik. Gelişimizin üçüncü günü  Eric'lerin büyük arabası ile Wiskonsin'in kuzeyine doğru yola çıktık. Uzun araba yolculuğu çevreyı tanımamız bakımından çok yararlı oluyordu. Geçtiğimiz her yer hakkında uzun uzun bilgi veren Pamela tam bir turist rehberi gibi idi. Örneğin geçtiğimiz bir yerleşim yerinde tüm evlerin önündeki işaretlere dikkatle baktığımızı gören Pamela burasının bir kızılderili yerleşım yeri olduğunu ve evlerin önünde gördüklerimizin Kızılderiliklerin simgesi totemler olduğunu söylüyordu. Uzun yolculuk bazen kahve içmek, bazen yemek yemek için duraklanıyor ve sonra gene devam ediyordu. Akşam karanlığında bir yerleşim yerine geldik. İsminin sonradan Door Country  olduğunu öğrendiğimiz  bu yer bir tatil yöresi idi ve cok güzel oteller vardı. Dıştan eski zaman kovboy filmlerindeki yapılara benzeyen fakat içine girince lükse hayran olduğumuz bir tatil köyüne geldik. Bu seyahatte Eric'in en küçük kardeşi bizimle gelmemişti. Sonradan geldiğimiz tatil köyünde 18 yaş sınırı olduğunu ve Eric'in kardeşi Brent'in 16 yaşında olduğu için bizimle gelemediğini öğrendik. Simdi bizim ülkemizde de bazı butik otellerde yapılan  bu uygulama gereği yaşlı misafirlerin kafası tutmasın diye çocuklu misafir kabul edilmiyormuş. Bu otelde kaldığımız dubleks süit  son derece rahat ve liükstü. İlk gece otele yerleştikten sonra yemeğe çıktık. Çok ilginç bir İsveç restoranına geldik. Restoranın damı tamamen yeşil bitki örtüsü ile kaplı idi ve damda keçiler otluyordu. O gece otele geri döndüğmüzde hava dışarda soğuk olduğu halde bahçede açık havadaki spa havuzuna girdik ve soğuk havada sıcak suya girilince üşümemeyi de gördük. Ertesi sabah kahvaltıdan sonra yola çıktık. Gene uzun ve izahatlı bir yolculuktan sonra Suger Lake denen bir bölgeye geldik. Burada büyükbaba ile anneanenin göl kenarındaki dinlenme evlerinde misafirleri olacaktık. Bizi sanki çok uzun yıllardır tanıyormuş gibi karşılayan yaşlılar çok güzel kütük bir evde oturuyorlardı. Yılın bazı zamanları geldikleri bu ev gene arazileri içindeki bir göl kıyısında idi. Ben ve eşim eve hayran olduk. Bir zamanlar Türk televizyonlarında seyrettiğimiz Küçük Ev dizisindeki evlere benzıyordu. O akşamı şömine başında  şarabımızı içip sohbet edip geçirirken bu güzel insanları tanımamıza vesile olduğu için Burcu'ya içimden teşekkür ediyordum. Gece harika sessiz ve dingin bir uykudan sonra sabah kahvaltımızı dişarda verandada yaptık. O esnada yerlerde binlerce mısır tanesi dikkatımı çekti. Ne olduğunu sorayım derken ortamın güzelliği aklımı aldı ve unuttum. Biraz sonra kahvaltıdan kalkan herkes bir yere dağıldı. Burcu ve Eric göle sandalla gezmeye çıktı. Pamela masayı topladı. Pob eşime ormanı gezmeyi teklif etti. Büyük baba da yaşına bakmadan onların peşine takıldı. Sanırım anneanne de içeri biraz dinlenmmeye gitti. Ben verandadan indim, bahçedeki tahta şezlonga oturdum ve etrafı seyretmeye başladım. Bu çok güzel ortamda iyice dalmışken birden yanımda bir hışırtı hisesettim. Korku ile kafamı çevirmeden gözucu ile yanıma baktım. Belki 15 cm yanımda bir geyik harika gözleri ile bana bakıyordu. En ufacık kıpırtımın onu kaçıracağı korkusu ile nefes bile almadan onu seyretmeye başladım. Doğal ortamında harika görünen bu canlı o kadar  inanılmazdı ki. Biraz bana baktıktan sonra geldiği gibi gitti. Biraz dikkatle çevreye baktığımda başka geyikler de olduğunu ve yerlerdeki mısırları yediklerini gördüm. Daha sonra Büyükbaba her ay kaç çuval mısır aldığını, bahçeye döktüğünü ve bunları geyikler yesin diye yaptığını anlatırken  bunları bu kadar yakında görebildiğim için ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. O gün gene Portage'ye doğru yola çıktık. Portge'ye gelmeden bir köye uğradık. Pamela burada Amisherin yaşadığını anlattı. Amishler ,A.B.D  Pennsylvania ve Ortabatı Eyaletleri ve Kanada'da yaşayan 18 ve 19.yy da Almanya, Fransa, İsviçre'den göçmen olarak gelmiş olan bir insan topluluğu. Amishler bütün teknik imkanları reddedip 1800 yıllardaki imkanlarla yaşamlarını sürdürüyorlar,otomobil,  televizyon, telefon kullanmıyorlar. Orduya da katılmayan Amishler tek tip elbise giyiyorlar, çocuklarını aşılatmıyorlar, sadece ev ilaçları kullanıyorlar, gözlük bile takmıyorlar. Elbiselerinde fermuar, düğme bile kullanmıyorlar.. Arabadan inip köylerini gezdik ve odun ateşi yanan fırınlarında pişirdikleri harika keklerden aldık. Resim çekmek istedik. Çünkü yaşayış ve giysileri 1800 li yıllar gibi idi. Benim ve eşimin çok ilgisini çekmişti. Resim bile çektirmeyen Amishler sadece arabalarının resimlerini çekmemize izin verdiler. Protage'ye geldiğimizde gördüklerimizden şaşkın ve yorgunduk. Ondan sonraki günler Madisonda geziler, aile yemekleri. Burcu ile Eric'in Üniversitesini ve kampüsünü gezmekle geçti .O izlenimlerimi de bir sonraki yazımda anlatacağım.

 


 

 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..