Büyük bir kavanoz aldım turşumu kuracağım

Televizyonlardaki izdivaç programlarından şikayetçiyim. Hepsine gıcık oluyorum sebebi sayelerinde evde kalmış kız muammelesi görmeye başladık da ondan. Yaz geldi herkes bir tuhaflaştı evlenen evlenene. Her yaz olduğu gibi bu yaz da bekar insan kalmasın haydi. İyi de kardeşim olanı var olmayanı var, bulanı var bulamayanı var. Bir de Telli Baba'nın dibinde yaşayan biri olarak çok gücüme gidiyor bu olay. Hafta sonu gelinlerin biri gidiyor biri geliyor arka arkaya. Nispet eder gibi, Telli Baba'ya, onlara koca verdikleri için dua ediyorlar tel takıyorlar. Bizim gibiler de ne yapıyor usulcacık arkalarından giriveriyor tellerden bir parça kesiveriyor. Yazın, ikamet Telli Baba ama keramet var mı derseniz bir şey diyemeyeceğim vallahi korkarım çarpılmaktan.

Günlerden pazar, ikamet edilen yer Sarıyer. Akın akın geliyor insanlar ortalık tıklım tıklım. Şöyle dışarı attık kendimizi, balık yiyeceğiz arkasından sahilde birer kahve köpüklü. Tam Kavak yolu üzerindeyiz gelen geçen gelin arabasının haddi hesabı yok. İçimden sayıyorum, 'bize ne canım evlineyorsanız evlenin bu kadar gürültüye ne gerek var' diye. Benim ki kıskançlıktan anacığım. Kendimiz evde kaldıkya ondan. Hani atalarımızın bir sözü vardır, 'kedi uzanamadığı ciğere mundar der' diye. Benim bu esnada yaptığım olayı en iyi bu açıklıyor. Neyse canımızı sıkmayalım diyorum ama ne mümkün bu sefer eski arkadaşlara rastlamaya başlamazmıyım. Kucaklarında çocukları. Birde 'bak oğlum/kızım Duygu teyzen benim okul arkadaşımdı'. İşte artık hadisenin katlanılacak yeri yok. Ondan bundan bahsedip konuyu dağatmaya çalışıyorum ama olmuyor.

- Falanca nasıl?
- Nasıl olsun ikinci çocuğuna hamile.
- Ah hani yurt dışına giden Seda vardı o ne yaptı?
- Senin haberin yok mu kuzum orada biriyle evlendi 8 yıldır Amerika'da.
- Eeee sen ne yaptın?

İşte bomba gibi bir soru. Hadi bakalım cevap ver. Ne dersen de şimdi. 'Çocuk da yaparım kariyerde' lafını hazmetmiş insanların karşısında konuş bakalım görelim seni. Kıvrak zekan, esprilerin bakalım seni artık bu durumdan kurtarabilecek mi? Ben bütün bunları kafamda bir çırpıda düşünürken karşımda merak içinde iki çift göz bana bakmakta. Konuyu değiştirmeye çalışmanın bir manası yok artık olan olmuş. Şöyle yüzüme umursamaz alaycı bir tavır takınarak başlıyorum lafa;

- Ay yok anacağım ben kocaman bir kavanoz aldım bu sene turşumu kuracağım.

Kız şaşkın, yanımda ki adam ondan şaşkın. Şimdi gülsen bir türlü, gülmesen bir türlü. Ne yapsınlar ne desinler. Baktık millet bizimle alay ediyor bari onlara fırsat vermeden biz kendimizle alay edelim. Neyse arkadaş konuyu fazla uzatmak istemedi. Anladı ve acıdı bana bakışlarından anladım. İçinden geçirdiklerini az buçuk tahmin ediyorum da;

- Bu kesin feminist, entel ayaklarına takılmıştır. Evlilik kurumuna karşıdır, hem baksana durmadan okuyor kariyer kariyer diye. Bu gidişle evlenemez zaten evde kalır...

Hayırrrrrrrrrr. Ben feminist falan değilim kardeşim. Üstelik 18 yaşımdan beri evlenmek istiyorum. Şimdi bulsam birini şöyle hayırlısı ile helal süt emmiş hemen izdivaç yapacağım. Kendime aldığım kavanozada acur turşusu kuracağım. Lokantaların önünde bekleşen kediler gibi Telli Baba'nın önünde bekleşmekteyiz işte. Her giren gelinin arkasından; düğünlerde nikah şekerlerini aşırmaya çalışan çocukların salonlara girmesi gibi kenardan giriveriyoruz içeri. Makası kaptığımız gibi, yanaşıveriyoruz Zatın yanına 'hayırlısını ver' diyerek kesiveriyoruz gözümüz kapalı telden. Kısmetin kestiğin telin boyu kadar yakın oluyor sana. Bir bakıyorum bizim tel sanki kesilmemiş bir bütün. Aman diyorum yandık. Acaba 'siz benimkinden kessenizde paylaşsak şu uzunluğu' diyorum yanımda duran kıza. Kızcağız tuhaf tuhaf bakıyor. Haklı, bir manyak hiç durmadan elinde makas gözleri kapatıp 'Bismillah' diye habire tel kesiyor.

Durum vahim. Haziran ayınında sonuna geldik. Bu yaz daha böyle geçeceğe benzer. Açıkcası hiç kış düğünü yapasım yok. Olurda bir kısmet falan çıkarsa yaza hayırlısıyla. Şöyle kornaları öttüre öttüre, eteklerimi sala sala, Telli Baba'ya gideceğim İnşallah evde kalmışlar için gelin teli bağlamaya.

- Evlenmedim ben arkadaşım henüz, işten güçten vakit olmadı. Zaten şimdi hem okuyoruz hem çalışma o arada böyle şeyler için ayıracak vaktim yok benim. Acelesimi var hem daha yaş otuz olmadı. Çoluk çocuk bakamam hem ben. Eeee sen ne yaptın? İş güç var mı? Yoksa koca parası mı yiyorsun bakayım....

Şeytan diyor boz hepsini ama yapamıyorum işte. Babam telefon açmış geçenlerde, kızım diyor; 'artık evlende mürüvetini görelim'. Sende mi baba.......