Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '07

 
Kategori
Blog
 

Büyük buluşmada yaşananlar - II

Büyük buluşmada yaşananlar - II
 

Şimdi tüm bloger arkadaşlarım, uzun yollardan gelen veya İstanbul içinden gelenler daha evlerine bile ulaşmadan bizlerin kokteyl de yaşadıklarımızı anlatmama eminim yine bu ne hız diyeceklerdir, fakat inanın art bir niyetim yok.. Gelemeyen, merak içinde olan arkadaşlarım için yazıyorum:)...

Hani derler ya ''Yediklerin içtiklerin senin olsun gördüklerini anlat ''diye....

Evet artık Milliyet binasının içindeydim......

Kapıda editörlerimiz güleryüzleriyle ve etrafa yaydıkları pozitif enerjiyle bizleri karşıladılar.... Girişte adımıza hazırlanan yaka kartlarımızı alarak, editörlerin eşliğinde kokteyl salonuna geçtik.....

Bir taraftan merdivenlerden inerken, bir taraftan da insanların yüzlerine bakarak tanımaya çalıştım.. Ama herkeste ilk hareket şu... Tokalaşmak için ellerimizi uzatırken, yüzümüze bakmadan ilk önce, kafalar hafif eğilip önce yaka kartlarına göz atılıyordu isimlerimizi okumak için...

Sonra '' aaaaa Merhaba sen misin, ben misin ''' şeklinde tanışmalar yaşandı..

Evet kimler yoktu ki...

Editörlerimiz Hüseyin Narin bey, Başak  hanım, aktif olan tüm blog arkadaşlarımız, Milliyet yazarımız Güneri Civaoğlu, Doğan Grubunun kurucularından Hanzede Doğan hanım, Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin bey...

Blog arkadaşlarımızdan, tenkitleriyle beni seviyor mu, yeriyor mu bazen tereddüt ettiğim Aydın Sevinç bey, yazıların da kalite ve özgürlük havası hissettiğim Pirmete bey... Hemşerim Yusuf Aysan bey.... Aydın beyin bana tenkitlerinde, onu yalnız bırakmayan çingen Sabiş.... Aşk böcüğümüz ve geleceğin ssatarlarından Melda.... Emlak uzmanımız Deniz..... Biberiyelikten sıkılıp adını değiştiren Feyhan..... narin ve hassas görüntüsüyle taa Kütahyalardan gelen Özlem Soyer...... hiperaktiflik hissettiğim doktor Akdenizli...... resminden bile pozitif elektrik alabildiğim ve reelde de aynı şekilde hissettiğim ve yine çok uzaklardan Adana'dan gelen Tuğba..... azmiyle, başarısıyla, kendisiyle barışık haliyle hepimize örnek olabilecek Semra Çetinkaya... yazın yazabildiğiniz kadar diyerek desteklerini belirten Mehmet Eren ve Ahmet Aydın..... En' lerde ki en aktifimiz ve sivri dillimiz Süleyman Ekim..... aklı fikri kızında kalan ve kendisini de geçmem için onay veren Savaş Şakar.... şapkasız gelmem abi diyen Latif.... Gül' ün içinden..... sevimli Emre Tekin.... resminde ki mülayim havasını gerçek kişiliğinde de hissettiğim Ahmet Yılmaz... Celal Çelik beyfendi...... güzel yorumlarıyla beni yalnız bırakmayan Cemal Hüseyin Çağlar.... Can Dündar'ın kankası Ali Gülcü... neşesiyle ortamı hareketlendiren Ümran Zerrin İzci... bana eleştirilerinden dolayı pişmanlık hissettiğim Seydi....

Ve daha merhabalaşamadığım, sadece yaka kartlarını okuyabildiğim Kanat.. Alptekin Yıldız... Şiirsel.... Fulya..... Bülent Avcı... Doğa... Sema Şener.. ve daha bir çok arkadaşlarımızın hepsi oradaydı.... İsmini atladığım arkadaşlarım mutlaka vardır şuan hatırlayamadığım için zikredemiyorum onlardan özür dilerim..

Bloglar arasında sanal olarak yaşadığımız benzer sohbetler ve dahası burada da gerçekleşti... Çingen Sabiş kartlaşalım dedi... Ben şahsen kartlaşmak istemiyorum, siz kendi adınıza konuşun şeklinde espiri yapınca kahkalar koptu... Hoş sohbetler, güzel diyaloglar yaşandı canlı, canlı....

Savaş bey sırasını bana verdi.Beni de geçebilirsiniz dedi... Bunun üzerine çingen Sabiş kendi eleriyle bana tatlı verirken, enerji depolaman lazım, seni birinci yapmalıyız, sana blog yardımında bulunalım şeklinde gülüşmeler yaşandı... Hani bir reklam varya fikrim geldi diye ondan esinlenerek sen de ''bloğum geldi'' de yaz dedi..

Ve benim için en önemli olay Güneri Civaoğlu' yla tanışmam ve aylar önce onunla ilgili yazdığım bloğu ona okutmam oldu.. Ve beğendiğini belirterek devam etmemi söyledi... Güneri bey' le tanışmam üzerine detayları bir başka bloğum da yazacağım.. İnanın gazeteler de göründüğünden daha yakışıklı ve karizma...

Ve ikinci önemli olay da editörlerimizin röportaj isteğiydi..

Ben yine muziplik yaparak editör arkadaşlara havalara girmiş vaziyette....

'' Lütfen özel hayatıma girmeyelim..... Aşklarımı sevgililerimi sormayın bunlarla gündeme gelmek istemiyorum.. yaptığım işlerle anılmak istiyorum''....

Şeklinde espri yapınca onlar da '' söz veriyoruz sormayacağız '' şeklinde espriyi devam ettirdiler... Yavuz Kahraman bey çekimi yaparken, editör arkadaşımız da konuşmamı kayıt altına alıyordu..

Tanışma kokteylimiz böyle ilginç gelişen olaylar çerçevesinde yaşandı ve hepimizin zihninde, hayatında hoş ve unutulmaz bir kare olarak yerini aldı.. Hepimizin ortak düşüncesi olduğunu düşündüğüm Milliyet gibi büyük bir kurumsal kimlikte blog yazarı olmak hepimiz için büyük bir mutluluk ve şans olduğunu hissetmemizdir..

Bizlerin fikirlerine değer ve önem verip, ve bunu bizlere hissettirebilen, bizlerin istekleri doğrultusunda kendilerini yönlendiren MİLLİYET e sonsuz teşekkürler...

Böyle güzelliklerin tekrarı olması dileğimle kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum ve bu mutlu tabloya nazar değmesin diyorum..

http://www.milliyet.com/2007/01/15/yasam/ayas.html

http://www.milliyet.com.tr/2007/01/14/son/sonyas01.asp

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..