Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Büyük devlet olmanın filmi

Büyük devlet olmanın filmi
 

ABD’de dünyada eşine az rastlanır bir siyasi, askeri ve ekonomik devinim vardir ki, ülkenin asıl yapısındaki ana parçalar hiç değişmez. Demokrat ya da Cumhuriyetçi bir başkanın seçilmesi, ülke menfaatleri açısından fazla birsey değiştirmez. ABD’yi büyük devlet yapan budur. Eğer her esen rüzgarda yalpalasaydı bu koca ülkenin yerinde şimdi yeller esiyor olurdu; belki de eyaletlerin yerine 50 tane daha ülke olurdu. Türkiye’nin ABD’den öğreneceği çok önemli şeyler var, ama ne yazık ki, biz Türkler her zaman olduğu gibi Amerika’nın kendimizi geliştirecek yanlarını görmemezlikten gelip, zevk veren eğlenceli yanıyla meşgul oluyoruz. 'Turkey, BJK, FB, GS, Turkish Kebab, Empire State Building, Turkish House, Las Vegas, Atlantic City, Sunnyside, Mosque, Mescid, New Jersey, Brooklyn, Bronx, Manhattan, Cab Driver, Fast Food, Baruch College, Language School, Mc Donalds, Bagel, Coffee, Dolar, Illegal, Citizen, Green Card, Car, Home, Credit Card, Loan, Gas Station, Immigration, Welfare, Construction, Business, Company, MBA, NBA, Basketball, Hidayet, Mehmet, Monica Lewinsky, Paris Hilton, Sex, Birth Control, Britney Spears, Raki, Belly Dance, Concert, Bar, Go Go Bar, Hustler, Playboy, Trump, Michael Jackson, Disneyland, Jennifer Aniston, Bred Pitt, Hollywood' gibi İngilizce kelimelerin hükmettiği konularda ve yerlerde çakılıp kalıyoruz. İngilizce’deki kelime bilgimiz de, toplum olarak hep bu konularla kısıtlı kalıyor haliyle.

Şöyle kafamızı kaldırıp, Amerika’daki seçimlerin bizlere hangi acı gercekleri öğretmesi gerektiğine bakalım: ABD’deki seçimlerin sonuçlarını ve ABD’de gelecek 4 yılın nasıl olacağını önceden tahmin edebildiğimiz halde, bu gelişmelerin ardından, nedeni ve nasılıyla hem Türkiye’yi, hem de bütün dünyayı ilgilendiren (ama sorulmaması icin büyük çaba sarfedilen ve hatta gizlenen) bir ton sorunun cevaplarını vermekte zorlanıyoruz. Çünkü, ya çok cahil kalmışız ve hayal aleminde yaşıyoruz, ya hic ilgilenmiyoruz çünkü benciliz, ya da bizi ayakta uyutuyorlar, haberimiz bile yok…

Mustafa Kemal, efsanevi Türk hakanlarının yönettiği, o dünya devi olmayı başarmış, Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinde can çekişerek yatan 'hasta adamdan', genç ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni yaratırken, aslında bütün dünyanın gizliden gizliye hayranlık duyduğu bir kahramanlık destanına imza koymuştur. Amerika'da adını duymadığımız insanlar ya da sıradan ev hayvanları için bile kahramanlık hikayeleri yazılır, hatıralarına filmler yapılır ve dünyaya destan diye yutturulurken, tarihi, kahramanlık ve VATANSEVERLİK hikayeleriyle dolu, her ferdinin CESURYÜREK olduğu bir Türk Destanı yazamayacak kadar aciz duruma düşmesi çok acıklı ve düşündürücüdür. Türk insanı, hala Hollywood'da üretilen 'Gece Yarısı Ekspresi' adlı maskaralığın kendi itibarında açtığı yara yüzünden haklı olduğu davalara bile başı dik çıkamamıştır.

Etrafımızda yaşanan olayları ve dünyanın halini iç burukluğuyla izlerken bir soruyu sormaktan kendimi alamıyorum: Acaba Mustafa Kemal Atatürk, ABD gibi bir dünya devi ülkenin başkanı olsaydı, dünya nasıl bir yer olurdu? Herhalde, harika bir yer olurdu. Çünkü ne kendi memleketinin insanlarını zalimce yokedip dünyaya meydan okuyanlar, ne de o zalimleri kendi yararına hizmet etmediği için ortadan kaldırmak şehvetiyle dünyanın altını üstüne getirenler ortalarda dolaşırdı. Ayrıca, eğer Atatürk ABD'nin başkanı olsaydı, Gaziler Günü’nde TV’de gösterilen ‘Er Ryan’ı Kurtarmak’ adlı filmin yönetmeni Stephen Spielberg, onun hayatını film yapardı. Bu arada, , Bred Pitt ya da Antonio Banderas, Mustafa Kemal Atatürk rolünü oynamak için sıraya girerlerdi. Yıldız Savaşları, Armegedon ya da Jurassic Park'ın yerine, Türklüğün İslami kimliğinin çok ötesindeki ‘evrenselliğini’ ve ‘Mu Uygarlığını’, bütün dünyayı ayağa kaldıracak film konusu yapardı. Sadece Gandi filmindeki insanlık örneğiyle sınırlı kalmaz, Mevlana' ve Yunus' un yaşamlarıyla Nobel'leri, Oscar'ları da alırdık. Ve dahası, Kurtlar Vadisi’yle övünmek mantığıyla, Çanakkale Destanı adlı TV dizisini de yakmazdık belki. Çünkü yanan Büyük Türkiye'nin kahramanlık destanıydı, 'büyük devlet' olduğunun bir türlü kabul edilmek istenmeyen kanıtıydı. Büyük Devlet olmak için büyük düşünmek gerekiyor. Film yapmak, rolünü hakkıyla oynamak gerekiyor. Yanılıyor muyum yoksa?

Alp İçöz
Eğitimci Yazar
JOURNALTA
The Journal of Turkish Americans

Copyright©ALP ICOZ 2004-2007

 
Toplam blog
: 52
: 1767
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

"İnsan, aslinda gönül gözüyle görmeli dünyayı. Herşey, o iç dünyanin merkez olduğu kişiliğine şek..